Gelemez traducir inglés
1,638 traducción paralela
Kocam gelemez.
My husband can't come.
Sana baban buraya gelemez dedim.
I told you that daddy couldn't come here.
Sana buraya gelemez dedim, öyleyse nasıl geldi?
I told you he can't come here, so how could he?
Kimse sahneye gelemez!
Nobody get in the ring.
- Gelemez.
- She can't come.
- Nasıl gelemez?
- The hell she can't.
Farzedelim ki los angels daki ana su borusu patlar, ve büyük bir elektrik trafosunu basar, tüm trafik lambalarını nakavt edip ve bütün şehri bloke eder, ve acil durum araçları üstesinden gelemez!
Let's say a water main breaks in downtown Los Angeles, and it floods an electrical substation, knocking out all the traffic lights and tying up the entire city, and emergency vehicles can't get through!
Tiger Blade gibi bir kişinin hakkından kimse gelemez.
Yeah! A man like Tiger Blade is never outsmarted by anyone.
Azıcık dışarı gelemez misin?
Can't you just come out for a little?
Bu yönetim, cinayeti görmemezlikten gelemez.
This administration does not condone murder.
Eyalet polisi bir saatten önce gelemez. O kadar bekleyemeyiz.
State won't be here for over an hour.
Yemeğe falan gelemez. Onu arayıp gelmemesini söyle.
We're not having a sex offender over for dinner, no!
Hayır, telefona gelemez.
No, he can't come to the phone.
O işte kaloriferimiz olduğu için Noel Baba bize gelemez dedi.
That's her. She said Santa can't come to our house,'cause all we have is space heaters.
Greg gelemez demedi.
He didn't said, I can't come over to yours.
Henüz misafir gelemez.
Melinda : We can't have visitors.
Sadece gömemezlikten gelemez miyiz ve belki gider?
[Sighs] can't we just ignore this guy and maybe he'll go away?
- Eve gelemez.
- It can't come into the house.
Öyle bile olsa, bu tür bir kararı verecek olgunlukta olduğu anlamına gelemez.
That doesn't mean she's mature enough to handle this kind of decision.
Gelemez.
- Get him in here.
Sen buraya gelemez misin?
Can you get over here?
- Evet, bu taraftan geri gelemez.
Yeah, it won't get back in that way.
Bay Rand şu anda telefona gelemez.
Mr. Rand can't come to the phone now.
Gelemez, onun doğum günü?
He can't, it's his birthday.
Daha sonra gelemez misiniz?
Couldn't you come back later?
Başka zaman gelemez mi?
Can't he reschedule?
Peşimden gelemez artık.
He was never coming after me.
Yaşam destek sistemi o kadar insanın üstesinden gelemez.
The life support system can't handle that many people.
Eviniz artık Summer Canyon'ın sınırları içinde olduğundan çocukların Agrestic okuluna gelemez.
Well, since your house is on the golf course which is now part of Summer Canyon your children can no longer attend Agrestic.
Kumların elektrik akımlarına karşı gelemez.
Your sand doesn't work against my electric attacks!
Asla eve gelemez.
He never came home.
Hiç resmiyete gelemez.
He never had much of a bedside manner.
Bir elma ile bu hale gelemez.
Couldn't cause a bump like that.
- Yarın akşamdan önce gelemez.
It only comes back tomorrow night.
- Gelemez, tatlım.
- She can't, honey.
Neden gelemez?
Why not?
Her neyse, buraya gelemez.
Well, he can't come over.
Ben de otele gelemez miyim?
Can't I come to the motel too?
- Tatlı için gelemez mi?
- But can't she come for desserts?
Başkası bunun üstesinden gelemez.
No one else can do it.
Oraya gelemez miyim?
Why don't you let me come down there?
Seninle şatoya gelemez miyim?
Are you sure I can't go with you to this castle tour? They won't mind.
Bunun üstesinden gelemez.
I s your brother. Tha s the kind of thing brothers don't recover from.
Bizimle gelemez mi?
Can't she come along with us?
Hiç kimse size karşı gelemez.
Nobody can oppose you
- O buraya ait bizimle gelemez
We're not solving anything by shutting ourselves in here.
Bay Pickleton, şu anda telefona gelemez.
Mr. Pickleton can't come to the phone.
Birkaç saat kendisine gelemez.
She will be sleeping for a few more hours.
Gelemez.
He can't.
Sorun çıkaran bir daha gelemez.
That's it.
Gelemez.
He couldn't come.