Gelirim traducir inglés
9,087 traducción paralela
Peki, aptal doğum günü partine gelirim.
Yeah, fine. I'll come to the stupid birthday party.
Bu gece senin eve gelirim, taksiyle bana geçeriz.
I'll just meet you at your place tonight, then we can cab it to my apartment.
Bir saat kadar dinlenebilsem, kendime gelirim.
If only you could allow me to rest an hour, please.
Sen gelirsen ben de gelirim.
Well, I'll go if you go.
Seni almaya gelirim.
I'll pick.
O zaman bu gece sana gelirim. Burada işim bittiğinde, olur mu?
Then I'll come to you tonight, when I'm finished here, all right?
Sonra gelirim. - Hayır.
I can come back later.
Benim gelirim olmadan... Sorun değil.
It's all right.
Atamayacagimi saniyorsan kalkar çalistigin McDonalds'a gelirim mekani satin alir sonra da seni kovarim.
And if you think I won't, I'll come to the McDonald's, where you work and I'll buy... the whole damn place and then I'll fire you.
Üstesinden gelirim.
I can handle that.
Seninle her yere gelirim, bunu biliyorsun.
I will follow you anywhere, you know that.
Belki bir ara seni ziyarete gelirim.
Maybe I'll come visit you sometime.
Belki ben gelirim.
Maybe I'll come visit you.
Tamam, o zaman oraya gelirim.
Fine, I'll come there.
Hemen gelirim.
I'll be right over.
Beni iyileştirebileceğinize bir saniye inanabilsem inanın bana size koşa koşa gelirim.
If I thought for one second you could cure me, believe me, I'd jump at the chance.
- Sen de oradaysan gelirim tabii ki.
- I'd like to, if you're there.
Tamam. O hâlde daha sonra kontrole gelirim?
Okay, well, I guess I'll check you later?
- Sen odaya geç ben birazdan gelirim Elodie.
Why don't you just go on into the, uh, exam room, elodie, And i-i will just be right in.
En iyi ihtimalle 2 yılda gelirim dediğim yere 10 yılda gelebilirim.
Best-case scenario is my two-year plan just became a ten-year plan.
Ne zaman zor bir karar vermeye çalışsam, buraya gelirim.
Whenever I have a difficult decision to make, I come here.
Ben gelirim.
I'll go.
Bir dakikaya oraya gelirim.
I'll be there in a minute.
Her şey bittiğinde görevimi emin olduğum üzere layıkıyla yaparsam istediğim her şeyi elde edecek konuma gelirim.
And after it's all over, if I've done the job I know I can do, I'll be positioned for anything I want.
Kanka bu sanatımsı filmi izlemeye gelirim ama sıkıcı olacağından şüpheleniyorum.
Dude... I'll go see the arty movie thing with you, but I just suspect that it's gonna be boring.
Neyse ya, birkaç saate gelirim.
I'll see you in a couple hours. Okay.
Tamam, beni beklersen 100'e tamamlar gelirim.
If you wait for me, I'll get you 100 bucks.
Bana bir şans verirsen, 110 dolar bulup gelirim. - Ne kadar sürecek?
Look, if you give me a chance, I'll be back with $ 100...
Hemen gelirim.
Back in a jiff.
Genelde sonradan gelirim.
That's when my time usually is, is later.
- Sürekli Atlanta'ya gelirim.
You know, I'm in Atlanta all the time.
Üstelerlerse, görmezden gelirim.
If they override, I'll refuse to enforce.
Sizinle gelirim ama dost olarak komutan subayınız değil.
I'll ride with you, but as a comrade,
- Seni bulmaya gelirim.
- I'll come find you.
- Bir saniyeye gelirim.
I'll be one second.
Geç gelirim.
I'll be late.
Seni kontrol etmeye gelirim, eve gideriz.
I'll come in and check on you and take you home.
Çekirdek hayranlarımla bir araya gelirim.
Reconnect with my core fans. Mm-hmm. Fine.
Elbette gelirim.
But of course I will.
- Ben de gelirim ama AnnaBeth haklı.
Me, too. But AnnaBeth's right.
- Milt, birazdan gelirim.
I'll catch up with you in a second. I'll be right there.
Ben hemen gelirim.
I'II... I'll be right back.
- Tamam, gelirim.
- Yeah, I can make it.
Ama bir daha kimsenin yanınızda ölmesine izin vermeyin yoksa daha vücudu yere düşmeden üzerinize gelirim.
But don't let anybody drop dead near you again, or I'll be on you before the body hits the ground.
Pekâlâ. Onu bırakırsanız sizinle gelirim.
All right, you let her go... and I'm gonna come with you.
Ben de birazdan gelirim.
I will be right in.
Belki kilisene gelirim.
Maybe I could come to your church.
Sonra yine gelirim.
I'll be back.
Kesin gelirim.
If you don't come back, if you don't come back.
Belki bir daha sefere ben gelirim seni görmeye.
Oh. Maybe I can come see you at your place next time.
Gelirim.
I'll be there.