Gelmedi mi traducir inglés
3,329 traducción paralela
Bugün buraya gelmedi mi? - Hayır.
He didn't show up at all?
Daha gelmedi mi?
He's not back yet?
Bizimle gelmedi mi?
Didn't she come with us?
Sana da bu geyce gelmedi mi?
Did that just look a little bit gay to you?
Eve gitme zamanı gelmedi mi?
Is it time to go home yet?
- Tobias dün gece eve gelmedi mi?
Tobias didn't come home last night?
Asistanın seninle beraber Amerika'ya gelmedi mi?
Didn't you bring your assistant to America as well?
Beş kat merdiven çıkmak zor gelmedi mi?
- Managed the 5 flights?
Gornt gelmedi mi?
Gornt back yet?
Peki, bugün gelmedi mi?
And didn't he come in today?
Onları geri koymanın iyi bir fikir olabileceğini aklına gelmedi mi?
You don't think it might be an idea to put them back?
Onları tanıma zamanımız gelmedi mi?
Isn't it time we got to know them?
Tuhaf gelmedi mi sana, canım?
Sweetie, you don't think that's weird?
- Gerçek bir plan yapma zamanın gelmedi mi? - Mühimmatı hedef alın.
- You want to come up with an actual plan now?
- Tobbe, yatma vakti gelmedi mi?
- Tobbe. Isn't it time for bed?
- Anita'ya zarar gelmedi mi?
- And she's not broken?
Sana da öyle gelmedi mi?
You didn't pick up on that?
- Glenn daha gelmedi mi?
- Is Glenn here yet?
Bu zavallı çocuğun bir babaya ihtiyacı olduğu aklına gelmedi mi?
Haven't you thought this poor baby needs a father?
Southfork'ta sondaj yapamamayı bir kenara bırakıp bu bardan çıkmanın vakti gelmedi mi sence?
Don't you think it's time you got over not drilling on Southfork and got out of this bar?
Sence de tanışmalarının vakti gelmedi mi? Üç aydır birliktesiniz.
You guys have been dating for three months.
Aslında bir köstebek olmadığı aklına gelmedi mi?
DID IT OCCUR TO YOU THAT THERE IS NO MOLE?
Tyler'ı öldüren kurşunların Emily'nin silahından çıkması sana da tuhaf gelmedi mi?
Doesn't it strike you as odd that the bullets that killed Tyler came from Emily's gun?
Seni kaçırmak yeterli gelmedi mi?
Busting you out ain't enough?
Aptal numarası yapmayı bırakma zamanı gelmedi mi?
Don't you think it's time that you stopped playing dumb, Ms. Fernandez? Tell us who your son's been running around with these days.
- Issızlığın ortasında bu adam ve 12 kızın birlikte yaşaması sana tuhaf gelmedi mi?
It didn't strike you as odd that this man was living with 12 young women out in the middle of nowhere?
Bu mantıklı gelmedi mi?
Doesn't that make sense?
- Bayan Delaine daha gelmedi mi?
- Miss Delaine in yet?
Mike O.'dan yola çıkıp Simon'a ulaşabilecekleri hiç aklına gelmedi mi?
Did you ever consider how giving up Mike O. might lead back to Simon?
Senle gelmedi mi?
Did he come with you?
Pastayı kesme vakti gelmedi mi daha yahu?
Is it almost time to cut the pancake, or what?
Boo Sung İnşaattan haber gelmedi mi hala?
Did you hear from Boosung Construction yet?
İşine gelmedi mi fındığına yapışmış sincap gibi kilitler çenesini.
When he doesn't get his way, he holds on to it in his cheek like a squirrel with a nut.
- O götlek gelmedi mi?
- That fucker didn't come?
McGee, suç mahallinin yakınlarındaki kamera görüntüleri gelmedi mi?
- Huh! McGee, any surveillance video from near the crime scene yet?
Yani, Shane... o canlı yayına gelmedi mi?
So, Shane... he never showed up to this live Webcast?
Cho hâlâ gelmedi mi?
Has Cho been in yet?
- Ne yani, daha gelmedi mi?
What, she's not here yet?
Kate almak için hiç gelmedi mi?
Kate never came to get it?
Yemek saati gelmedi mi oğlum?
Isn't it time for lunch?
Aman Tanrım. Merak ediyordum, bu kız... hiç eşyalarını almak için gelmedi mi?
And, my God, no wonder this poor girl never came to get her stuff back.
Son birkaç haftanın benim için de hiç kolay geçmediği aklına gelmedi mi?
Has it ever occurred to you that the last few weeks haven't been easy for me either?
Şifreyi çözdünüz ama bana haber vermek aklınıza gelmedi, öyle mi?
You cracked his code and you didn't even think to notify me?
Sevgilin falan gelmedi değil mi?
Hey it's not your boyfriend, is it?
Gelmedi, değil mi?
It doesn't, does it?
Bu yargıçla görüştüğünüz esnada,... onun önünde eşinizin bir davası duruyordu,... ama bu konu hiç gündeme gelmedi öyle mi?
At the same time you were meeting with this judge, your wife had a suit in front of him, and the subject never came up?
Bir şeyler yapmak isteyeceğin hiç aklıma gelmedi ben de senin hiç mi hiç gelmek istemeyeceğin bir mekâna gitmek için planlar yapmıştım...
You know, it never occurred to me that you would wanna do something, and I made these plans, and it's at this place that you would hate...
Onca konunun içinden en çok ilgimi çeken ise üç yıldır berabersiniz ve evlilik konusu hiç mi gündeme gelmedi?
Hidden among the far juicier tidbits was the somewhat alarming fact that you guys have been a couple for three years, and the subject of marriage has never come up?
Yani babanız hiç eve gelmedi di mi?
So your dad never came home from town, did he?
Hiç mi aklına gelmedi.
And he didn't even come take a look.
Hiç bir zaman zamanı gelmedi değil mi?
No, do not tell me. You're afraid of being humiliated?