Getirdin mi traducir inglés
3,402 traducción paralela
- Yeterince top getirdin mi?
Did you bring enough?
- Parayı getirdin mi?
Did you bring the money?
İstediğim şeyi getirdin mi?
You bring what I asked you for?
Çifte Kartalları da getirdin mi bari?
But did you bring the Double Eagles?
Aldığım giysiyi de getirdin mi?
Did you get that dress I bought included?
- Her şeyi getirdin mi?
- Did you bring everything?
Çikolata getirdin mi?
Did you bring chocolate?
Eti getirdin mi?
Did you bring the meat?
- Gerçekten güzel gece pikniği atıştırmaları getirdin mi?
- Did you get really good night-picnic snacks?
- Spec 55'imi geri getirdin mi?
- Did you bring my spec 55 back?
Onun bir dezavantaj olduğunu hiç aklına getirdin mi?
Did you ever consider the possibility that it's a handicap?
Kaseti getirdin mi?
Did you bring the tape?
- İstediğim şeyi getirdin mi?
- So, did you bring the stuff?
- Parayı getirdin mi?
- Did you bring cash?
Senden istediğim listeyi getirdin mi?
Did you bring the list I asked you for?
- Kamerayı getirdin mi?
- Did you bring the camera?
- Prezervatif getirdin mi?
- Did you bring a condom?
- Paramı getirdin mi?
You got my money? Yeah.
- Morgan, yemek getirdin mi?
Morgan, did you bring lunch?
Silah getirdin mi?
Did you bring a weapon?
Başka bir şey getirdin mi yanında?
Did you bring anything else?
Getirdin mi?
So you got it?
Yani, pastalardan birini yanında getirdin mi?
Uh... I mean, did you maybe bring one of them with you?
- Sana dediğim gibi fazladan mermi ve yelek getirdin mi?
Did you bring the extra vest and ammo like I told you? Yeah.
Aletlerini getirdin mi?
Did you get some tools?
Tüm eşyalarını getirdin mi?
Did you bring all your things?
Dostlarını getirdin mi?
Did you bring friends?
İstediğimiz şeyi getirdin mi?
You bring what we asked for?
Kaseti getirdin mi?
Got the tape?
Bu sefer bana ne getirdin? İkizler mi?
So, what have you come to give me this time?
Speltzer'ı gizlice izleyip öldürebilsin diye yardım etmem için mi getirdin beni?
-... so you could kill him?
Şarj aletini getirdin, değil mi?
You remembered to bring the charger, yes?
- Evli kadınlara pervasızca sırıtmayı alışkanlık haline mi getirdin?
You make a habit of leering at married women so blatantly?
Orin'i mi getirdin?
You brought Orin?
Herkese yetecek kadar getirdin mi?
Did you bring enough for everyone?
- Köpeği mi getirdin?
I didn't...
Balina kamerasını getirdin mi?
Did you bring the whale cam?
Eee, getirdin mi?
So did you bring'em?
Kimi saplantı haline getirdin, onu mu beni mi?
So, who are you obsessed with, her or me?
Bizi lisede gizlice seks yaptığınız yere mi getirdin?
You brought us to your high school sex hideout?
Seninle mi getirdin?
Did you bring her with you?
- Çin yemeği mi getirdin?
You brought Chinese food?
Yas tutanlardan birini mi getirdin?
You brought one of the mourners?
Beni kukla yapmak için mi buraya getirdin?
You brought me in here to be a target dummy?
Bunu "ara sıra" dan "birlikte yaşamaya" çok çabuk getirdin, öyle değil mi?
You've gone from "keep it casual" to "cohabitation" pretty quickly, don't you think?
- Eve iş mi getirdin?
Bringing work home?
Elmasların tamamını getirdin değil mi? Hepsini getirecek kadar aptal olduğumu düşünmedin değil mi?
You didn't really think I'd be dumb enough to bring all of them, did you?
Kız arkadaşıyla Ali'nin savaşını gündeme getirdin, değil mi?
You brought up Ali's war with her girlfriend, didn't you?
Beni de mi öldürmek için buraya getirdin?
Did you bring me here to kill me too?
Bunu sen mi getirdin?
You brought this in here?
Bawra, onları buraya sen getirdin değil mi?
Bawra... you brought them in here, didn't you?