Giyiniyor traducir inglés
452 traducción paralela
Giyiniyor.
She's getting dressed.
- Roy giyiniyor.
- Roy's dressing.
Ve kesinlikle eskisine göre daha iyi giyiniyor.
And he certainly is dressing better.
- Madam yemek için mi giyiniyor.
- Madame is dressing for dinner?
Bana sorarsan, kitaplardaki kızlar gibi giyiniyor.
Really. If you ask me, I think she's putting on, like girls in books.
Fakat, uh, kendisi giyiniyor.
But, uh, she is dressing.
Demek, büsbütün yanlız olduğunu düşündüğünde hanımefendi bir prenses gibi giyiniyor, ha?
Mademoiselle dresses up like a princess when she thinks she's all alone, eh?
Giyiniyor musun?
Dressed?
İçerde, giyiniyor.
He's in there getting dressed.
Kötü insanlar iyi yiyor ve giyiniyor değil mi?
The bad guys eat and wear anything they want.
- Giyiniyor.
- She's getting dressed
Erkek gibi giyiniyor, konuşuyor, ateş ediyorsun, ama kadın gibi düşünüyorsun!
You dress, talk, write and shoot like a man, but you think like a female!
Modacılar genelde paçoz gibi giyiniyor.
Fashion designers usually dress like tramps.
Bir mahkûm gibi giyiniyor ve öyle yaşıyorsun.
You... You live and dress like a convict.
Çok ºik giyiniyor.
He dresses so fancy.
İyi giyiniyor ve para da yapıyorsun.
You wear pretty clothes and make money too.
- Hala giyiniyor mu?
- Father is still dressing?
Karım hala giyiniyor.
My wife is still dressing.
Brick giyiniyor Koca Ana.
Brick's getting dressed, Big Mama.
Hala giyiniyor.
He's still getting dressed.
Giyiniyor.
He's dressing.
- Yukarıda, giyiniyor.
- Upstairs, dressing.
Bence Paris'liler çok kısa giyiniyor. Orospu gibi görünüyorlar.
Paris girls look like tarts in those short dresses.
Giyiniyor, o kadar.
Just getting dressed, that's all.
Babam giyiniyor.
My daddy's getting dressed.
Bütün kadınlar böyle giyiniyor.
It's hot. All the women dress this way.
- Burada herkes böyle giyiniyor. - Yok ya!
Everybody's dressed like this.
Öte yandan Eğer bir çıplak jandarmayı görürse, hemen giyiniyor ve onun çıplak olduğu hiçbir şekilde kanıtlanamıyor.
And when a nudist sees a gendarme they put their clothes on and are no longer nudists.
1,60 boyunda. 55 kilo. 36 beden giyiniyor.
Five feet five, 110 pounds, size eight dress, blue eyes, black wavy hair,
Karım giyiniyor.
My wife is getting dressed.
- Ablan hala giyiniyor mudur?
- Can your sister still be getting dressed?
- Yukarıda, giyiniyor.
- He's upstairs, changing.
O, ee.. giyiniyor.
She's dressing
Rahip gibi giyiniyor.
Dress like priest.
Şeytanın kendisi gibi giyiniyor.
Dressed himself in devil's garments, he did.
- Giyiniyor gibi davranıyorlar, efendim.
- They're pretending to dress, sir.
Bir köylü şeytan gibi, diğerleri rahip gibi giyiniyor.
A villager dresses up as the devil, others as priests.
Uyanıyor, yüzünü yıkıyor, tıraş oluyor, giyiniyor, dışarı çıkıyor.
he gets up, washes, shaves, dresses, goes out.
- Tabi, mükemmel giyiniyor.
- And she dresses to perfection.
Demek bugünlerde Berlin'de Gestapo böyle giyiniyor.
So that's how the Gestapo dress in Berlin these days?
- Giyiniyor.
- She's dressing.
Karısı yokmuş. Fakat adam şık giyiniyor işte.
He don't have no wife, but he sure keeps himself spruced up.
Avrupai giyiniyor, sanırım modayı takip eden biri
He wears a suit, and dresses fashionably
İnsanlar farklı giyiniyor, terliyor, kötü uyanıyor ve kendine gelmiyor.
People dress different, feel different, they sweat more wake up cranky and never recover.
Neden böyle giyiniyor ki?
- Why is she dressed like that?
Eğer bu Arlena'ysa bugünlerde Wollworth'dan giyiniyor olmalı!
Well, if that's Arlena, she must be being dressed by Woolworths these days.
Çok sıradan giyiniyor onlar.
Detectives dress kind of square.
Üstümü giyiniyor, çalışıyor ve uyuyordum.
I dressed, I worked, I slept.
Genç bayan giyiniyor.
Young lady's dressing.
Sanırım, hala giyiniyor.
He's going to be late for church.
- Giyiniyor.
Get her and come into my office.