Görünüyor ki traducir inglés
2,346 traducción paralela
Her yaklaştığımda öyle görünüyor ki kalp, başkasının bedeliyle, mücadeleye giriyor.
It just seems that... everytime I get close... the heart seems to go in the price of somebody else.
Öyle görünüyor ki hâlâ işe yarıyor olabilir.
And even now it seemed it might still work.
Görünüyor ki, verdiği kararlar hakkında bazı pişmanlıkları var.
It seems that he's having regrets about some of the decisions that he made.
Senin beni biraz daha etrafında tutma çaban.. .. öyle görünüyor ki beni biraz daha etrafında tutacak.
Well, your managed-to-keep-me-around - a-little-Iongerness, it looks like you managed to keep me around a little longer.
Yani eğer sex yapsaydık kullanırdım. Ama görünüyor ki yapmayacağız.
I mean, I-i-I would, if I was having sex with her, which obviously, I would not do.
# Öyle görünüyor ki bugünlerde # Televizyonda sadece şiddet ve seks var # Nerede o bir zamanlar sırtımızı yasladığımız
* it seems today that all you see * * is violence in movies and sex on tv * * but where are those good old-fashioned values * * on which we used to rely?
Kanun uygulayıcılar bir önlem olarak olay yerine vardılar ancak öyle görünüyor ki Refah Limanı'ndaki durum giderek şiddetleniyor.
REPORTER ON SCREEN : Law enforcement has been on the scene as a precautionary measure. But it appears the situation is escalating in Port Prosperity.
Öyle görünüyor ki burada olmayan tek kişi onun kendisi.
It feels like the only one not here yet is the man himself.
Oğlunun neden olduğu son olaylar nedeniyle Evan Drince bugünkü Tenderville'deki katliamın arkasındaki isim olarak belirlendi. Öyle görünüyor ki olayların arkasında ailesinin rolü gözüküyor.
With the current evidence that his son, Evan Drince, has been identified as being behind the massacre in downtown Tenderville today, it appears that radical measures to get your opinions out runs in the family.
Cumhuriyetiniz öyle görünüyor ki, Sith Lord'unu istemiyor.
Your Republic obviously doesn't want the Sith lord.
Öyle görünüyor ki, üssümüze her kim saldırdıysa droidlere de saldırmış.
By the look of things, I'd say whoever attacked our base took out the droids also.
Öyle görünüyor ki hedef kaçmaya başladı.
It seems that the monster flees.
Öyle görünüyor ki, kanıt ondaymış.
Well, it appears that he was the one who had the evidence.
Öyle mi, pota koymak için fişleri de düşünmek isteyebilirsin, Çünkü öyle görünüyor ki sadece sen ve ben kaldık.
Yeah, well, you might want to think up some chips for the pot,'cause it looks like it's just you and me.
Daha sonra öyle görünüyor ki kısa bir süreliğine Gana'daki Mabette kalmış.
Then it looks like he did a short stint with the Sanctuary Alliance in Ghana.
Öyle görünüyor ki Sean Irvine öldüğü gün sizi görmeye gelmiş. Irvine mi?
It seems that Sean Irvine came to see you on the day that he died.
Görünüyor ki hurdaya ayrılan tek kişi ben değilim.
Seems like I'm not the only one going through a Breakup.
Pek çok kişiyle konuştuk. Öyle görünüyor ki burada Phoebe'i üç ya da dört seneden fazla tanıyan yok.
You know, we talked to a lot of people, and it see like no body here has known phoebe more than three or four years.
Öyle görünüyor ki, buradan temelli gidiyordu.
That seemed to be what he was going for all along.
Bu arkanızdaki TV'lerde açık ve net görünüyor ki, Motion Blur var.
It's quite clear that there is motionblur in the televisons behind you.
Öyle görünüyor ki, Bay Busgang'in büyük donanımsal sorunları varmış.
And apparently, Mr. Busgang has some major hardware problems.
Pekâlâ, öyle görünüyor ki, buradaki işim bitti... yine.
So, it seems my work here is done... again.
Öyle görünüyor ki şehirdeki tüm muhbirler ve ispiyoncular yer yarıldı içine girdi.
It appears that every snout and grass in town has gone to ground.
Öyle görünüyor ki 50 ml işe yaradı.
Looks like 50 mils just about did the trick.
Pekâlâ, öyle görünüyor ki gizemli hastamızın hastane faturaları önceden ve nakit ödenmiş.
Well, it looks like Our mystery patient's hospital bills
Öyle görünüyor ki savcılıkla işleri yoluna koymuşsun.
Looks like you managed to set things right with The u.S. Attorney's office.
Öyle görünüyor ki, İngiltere Kralından hatalarının ve ruhundaki tehlikeli fırtınaların farkına varacağını beklemekle hata ettik.
It seems we were wrong to suppose that the King of England would realize his mistakes and the dangers to his soul.
Öyle görünüyor ki şeytana ateş etmek onun ilk silah kullanışı değildi.
Turns out, shooting at the devil wasn't the first time he had used gun.
Öyle görünüyor ki Frankie Tahoe adında bir çaylak seni ölü istiyor.
Apparently, a cat by the name of Frankie Tahoe wants you dead.
Bazen, öyle görünüyor ki, ne kadar çok suçlu durdurmaya çalışırsam, bir o kadarı da, arka sokaklardaki barlardan çıkıyor.
Sometimes it seems the more criminals I try to stop, the more just come out of the back alleys and dilapidated bars.
Görünüyor ki, son zamanlarda bir sürü Amerikalı don balığı yiyor.
so apparently more and more americans are eating fishsticks - have you see this?
Öyle görünüyor ki, evlenecek Prensler zavallı bir erkekten çok daha cefa çeker.
It seems, that Princes in marriage suffer more then poor men.
Her şey öyle umutsuz görünüyor ki.
There's a long way to go.
ve gerçekten öyle görünüyor ki, insanlar, uzayda ya da gezegenin etrafında dolaşanlara mesaj göndermeye çalışıyor.
And it really does seem at to trying to signal people who are in the air, in space or flying around our planet.
Öyle görünüyor ki herkes Ernie'yi severdi.
It seemed as if everyone loved Ernie.
Öyle görünüyor ki, 90'lı yıllarda canını sıktığın bazı Ukraynalılar varmış.
Apparently, there's some ukrainian who's very upset about an op you ran in the'90s.
Öyle görünüyor ki ekibin en büyük şansı insanlardan uzak olması
It seemed that the team's best chance was away from people -
Emily Knetko'nun talihsizce çekilmesi yüzünden görünüyor ki En iyi Üçlü Payson Keeler, Kaylie Cruz ve Lauren Tanner.
Because of the unfortunate scratch of Emily Kmetko, it looks like the top flight... - All right, yeah, yeah! Payson Keeler, Kaylie Cruz et Lauren Tanner.
Tüm bu kanıt ipliklerine baktığımızda, öyle görünüyor ki ilk Amerikalılar tarafından geçilen en olası aşağı rota, pek çok arkeoloğun geçmişte düşündüğü gibi buz tabakalarının üzerinden değil, fakat aşağı doğru Amerika Kıtası'nın tüm Pasifik sahili boyuncaydı.
Looking at all these strands of evidence, then, it seems the most likely route taken by the first Americans was not down through the ice sheets, as many archaeologists used to think, but all the way down along the Pacific coast of the Americas.
Pekâlâ, görünüyor ki hareket etmeye hazırız!
All right, everyone. Looks like we're all ready to move on.
Öyle görünüyor ki para kazanmak için küçük bir kızı pazarlıyormuşsun.
So apparently you're pimping out a younger girl to make money.
Öyle görünüyor ki burada ne olmuşsa görüntüyü silmiş.
It seems that whatever happened in here wiped the images.
Öyle görünüyor ki ilk solucanlar hafızalarını beslenme yoluyla diğer solucanlara aktardılar.
It seems the first worms transferred their memories to the other worms through ingestion.
Bilmiyorum ki, onada bir bira sipariş ettim fakat bira orada tek başına Alan Rickmanın telesekreterinden bile daha yanlız görünüyor
I dunno, but I ordered him a beer and now it's just sittin'there lookin'lonlier than Alan Rickman's answering machine.
Ki bunun içinde talaş olması muhtemel görünüyor.
Which seems to contain flecks of sawdust.
Bildiğimiz şu ki, bu tuhaf eylemler sıklık bakımından artışa geçti gibi görünüyor ve hedefleri tahmin edilemiyor ve böylece korunamaz oluyorlar.
What we do know is these acts seem to be increasing in frequency. And that their targets are unpredictable and therefore unprotectable.
Öyle bir his var ki durum tek başına altedemeyeceğin kadar uç noktalarda görünüyor.
There's a feeling that perhaps the... situation is too extreme for you to handle alone.
Zavallı çamaşırcı kadın burada ölü yatarken o, elbette ki suçlu görünüyor.
He certainly looks guilty, your Honor... with the poor old laundress lying dead.
Finn'e, Quinn konusunda yardım etmem garip görünüyor biliyorum ama emin olun ki ana planın bir parçası.
I know it seems weird that I'm helping Finn with Quinn. But rest assured, it's all part of a master plan.
Ki bu, oldukça zor görünüyor.
Which seems highly unlikely.
Monk, eğer kadın itildiyse - ki itilmiş gibi görünüyor... Olay burada olmuştur.
Monk, if she was pushed... and it's looking like she was pushed... it happened out here.