English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ G ] / Görüsme

Görüsme traducir inglés

6,649 traducción paralela
Görüşme sırasında tamamen ciddi olacağıma söz veriyorum.
I promise I will be stone-cold serious in my interview.
Tamam, ama şartım şu : Gelecek hafta çiftlerle öğlenden 6.30'a kadar sen görüşme yapacaksın.
Fine, but if I agree to do this, you have to be okay with me taking a couple of afternoons off next week, say from noon to 6 : 30.
Ve sanıyorum önce adamlarınızla bir görüşme yapmak istersiniz?
And I'm assuming you want to meet with your people first?
Beyaz Saray'la bir sürü görüşme yapıldı.
It's been a series of calls with the White House.
Görüşme bekliyor.
The interview's waiting.
Ama işimi geri alabilmem için bugün yönetim kuruluyla bir görüşme yapacağım ve bu işe ihtiyacım var çünkü Dr. Kıç deliği beni kovdu!
But I have a very important presentation to make to the board today to get a job, which I need because I got fired by Dr. Butthole!
Görüşme saati geldiğinde yüzümde bir gülümsemeyle seni bekliyor olacağım.
Um, listen, I will meet you at the agency with a smile on my face.
Kontrol etmek ve bir görüşme daha yapmak zorundayız.
We have to look, and we have to have another conversation. - With whom?
- Ben de birkaç görüşme yaptım.
I made a few calls, too.
Eddie şu anda bir görüşme ayarlıyor.
Eddie's setting up a meeting right now.
Kaynak Komitesi ile 3 görüşme, Konsey ile de 6 saat.
Three sessions with the resource committee, 6 hours with the council?
Bay Agos ve ikincil tanıklarla görüşme seanslarımda,... hapse tekrar girmekten korkan bir adam gördüm.
In my sessions with Mr. Agos and, uh, collateral witnesses, I saw a man who is terrified of going back to jail.
Burada Voland'ın, kral ölmeden evvel çaresizce onunla görüşme talebinde bulunduğu yazıyor.
It says Voland was desperately seeking an audience with the king before he died.
Merak ediyorum da, siz ve ben özel bir görüşme ayarlayabilir miyiz?
I was wondering if you and I could talk privately.
İlk kurbanın annesi Charlotte Wilcox ile yapılan Polis görüşme tutanaklarını okuyorum ve?
Sorry, the transcripts of the police interview with the first victim's mother, Charlotte Wilcox, I read them.
Görüşme sandığımdan da daha düşmanca geçti.
The argument was more hostile than I expected.
Polis Darren'le görüşme yapıyor şu an.
The police are interviewing Darren right now.
ABD'de gerçekleşen milyarlarca görüşme izleniyor, takip ediliyor.
Billions of US communications are being intercepted.
Sayın Yargıçlar, davacılar özellikle telekomünikasyon görüşmelerinin ve bu görüşme kayıtlarını, hükümet tarafından alındığını iddia etmektedir.
Your Honors, plaintiffs have specifically alleged that their own communications and communications records have been acquired by the government.
Daha uzundu ama bunun tek seferlik bir görüşme olacağını bildiğim için...
It had been a lot longer, but ever since I knew that it was just like a one time only session one,
Ama görüştüğünüz herkesi ve onların da görüştüğü herkesi, nerede olduğunuzu ve ne zaman görüştüğünüzü ve görüşme süresini ve yerini bilirsem o zaman karakteriniz, aktiviteleriniz ve hayatınız hakkında bir sürü bilgi edinebilirim.
But if I know all the people you are communicating with, and everyone they are communicating with, where you are when you are communicating, the call duration and the location, then I can learn a lot about your personality,
Üst verilerimizi son kez ayıralım. Böylece, görüşme zincirimizin son halkasında gerçek isminin bir kaydı olmasın. Nisan 2013 tarihli e-posta
" Let's disassociate our metadata one last time... so we don't have a record of your true name in our final communication chain.
Görüşme için geliyor.
She's on her way in for her interview.
Suç bağlantılarımla irtibata geçip bir görüşme ayarlarım.
( Shaw ) I'll reach out to my criminal contacts and set up a meeting.
Coulson'la yüz yüze görüşme için ona söz verdim.
I promised him a face-to-face with Coulson.
Evet ve de yapılan görüşme kayıtlarını ama onun hakkındaki tüm önemli dosyaların hepsi kayıp.
Yes, and cites intake interviews, but all the important documents on him are missing.
- Benim yetkilerim sadece bir görüşme istemekle sınırlı.
What's changed? I'm only limited to ask for a conversation.
Görüşme için teşekkürler.
Thank you for meeting with me.
Neler yaptığınızı görmek için sıradan bir görüşme sadece.
No, Terry, they haven't caught anyone. This is merely a routine catch-up just to see how you're settling in.
Görüşme 19 Aralık, 13.05'te başlıyor.
Interview begins 13.05, December 19th.
Birkaç görüşme yapıp Dr. Vioni'den randevu aldım.
I made some calls, and I got you in with Dr. Vioni.
Bir görüşme için atladığınızı söyledi.
That you wanted to pitch yourself for an interview.
Zippo'yu Görüşme 1'de bıraktık. Fakat ona haklarını okurken, avukatını istedi.
We dropped Zippo in Interview 1, but he asked for his attorney while we werep reading him his rights.
Joe bir görüşme odasında.
He's in an interview room.
Tripp bana işkence edip arkadaşlarının isimlerini istediğinde bir çok acil görüşme ve gizemli adamların ziyaretlerine şahit oldum.
Look. While Tripp tortured me for the names of your friends,
Yüz yüze görüşme yapacağız.
Face to face.
Benimle görüşme konusunda isteksizsin, yanlış anlaşılmaktan korkuyorsun, hizmetinde olduğun, kral ve kraliçeden kötü şeyler duymaktan korkuyorsun.
You are reluctant to be seen with me because you fear complication, disapproval from your king, or your queen, who you serve.
Güzel. Bu görüşme konusunda çok gerginim.
Ah, good, I'm so nervous about this meeting.
Ve eğer bu görüşme başarılı olursa, bu benim hayalimdeki meslek olabilir.
And if this interview pans out, it could lead to my dream job.
Fakat bu görüşme yasal bir kanal ile.
But this interview is at a legitimate station.
Teke tek görüşme
1 : 1 Chat
İki günde dokuz görüşme.
So, nine phone calls in two days.
Görüşme ayarlandığında sizi ararım.
I'm excited for you.
Görüşme 6.24 saatiyle sonlanmıştır.
Interview terminated at 6.24am.
Ama görüşme kısa sürdü.
But the meeting ended quick.
Beckett, para hakkında... -... görüşme hakkında, her şey hakkında yalan söylüyor.
Beckett, he was lying about the money, about the meeting, about everything.
Şu an ikisinin görüşme yaptığını bile kanıtlayamıyoruz.
And, right now, we can't even prove that the two of them met.
Anı Toplayıcı ile bir görüşme ayarla.
Set up a communication with the receiver of memory.
Lütfen bir daha Gun ile görüşme.
Don't ever meet Gun again.
- Gitmen gereken bir görüşme var mı?
- Do you have a meeting to go to?
Neden bu entel herifle görüşme yapıyorsun?
Why were you interviewing that bourgeois bastard?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]