Güzel mi traducir inglés
15,397 traducción paralela
Senin içinde güzel mi?
This is good. Is this good for you?
Benden güzel mi?
Is she prettier than me?
- Güzel mi?
- Is it good? - Mmm.
Güzel mi bari?
Is it any good?
- Güzel mi?
Is she beautiful?
Sence güzel mi?
Do you think she's pretty?
- Güzel mi?
- Good?
- Güzel olur değil mi?
- That'd be good?
Güzel, değil mi?
Beautiful, isn't it?
- Güzel değil mi?
Beautiful, isn't it?
Güzel bir elveda oldu, değil mi?
It turned out a nice farewell, huh?
Güzel değil mi?
Nice, huh?
Güzel, değil mi?
Good, huh?
Sence de çok güzel değil mi?
Isn't she beautiful?
Yapsak güzel olurdu, değil mi?
It'd be nice though, right?
- Güzel varlıklar değil mi?
Beautiful creatures, aren't they? We talking about the horses?
- Güzel değil mi?
Pretty, isn't it?
- Öyle mi? Ne güzel.
That's nice to hear.
Karanlığın tadı çok güzel, değil mi?
Tasty, isn't it... the darkness?
Burası güzel, değil mi?
It's nice here, right?
Güzel bir hayvan, değil mi?
Beautiful animal, isn't she?
Çok güzel değil mi?
Beautiful, aren't they?
Güzel bir his, değil mi?
Feels good, doesn't it?
Sizce de herkesin birlikte çalışıp Thorstonton'ı kül olmaktan kurtarma fikri güzel bir fikir değil mi?
Don't you think it might be a good idea to have everyone working so that we can stop Thorstonton from burning down?
Güzel bir akşam, değil mi?
It's a lovely evening, isn't it?
Hiç böyle güzel bir fikir düşünmediniz mi?
You never came up with an idea this good?
Hepimizin Rick'le güzel anıları var, biliyorum. Ama uçan arabası olan çılgın bir bilim adamının yıllardır ortalıkta yokken, birden evimize geri dönmesine mi inanacağız yani? Evet.
I know we all have beloved memories of Rick, but are we really supposed to believe that a mad scientist inventor with a flying car just showed up on our doorstep after being gone for years?
Güzel performans, değil mi?
Pretty convincing performance, huh?
Doğum günün güzel geçti mi?
So, did you have a good birthday?
Melez-kamon güzel espri yaptı, öyle değil mi?
Oh, yeah, pretty good one from King Mutt over here.
Ama güzel anlar yaşadık, değil mi?
But we had some good times, though, right?
Bu da güzel bir gizem, değil mi?
Well, that's the beautiful mystery, isn't it?
Çok güzel değil mi?
It's beautiful, isn't it?
Çok güzel değil mi?
It's beautiful, huh?
Bu ne kadar da güzel değil mi?
Oh, this is darling, isn't it? Uh-huh.
- Harika değil mi? - Gerçekten çok güzel!
Isn't it beautiful?
Edebilsem ne güzel olurdu değil mi?
Now wouldn't that be something.
Burası çok da güzel sayılmaz, değil mi?
It's not awfully nice here, is it?
- Tamsin çok güzel kız. Hoş biri değil mi?
Tamsin looks gorgeous, beautiful girl.
Zombi kıyameti bi kenera veda etmenin acısından kurtulmak güzel değil mi?
The threat of zombie apocalypse aside, isn't it kind of nice not having to deal with the pain of saying good-bye?
Çok güzel değil mi?
Beautiful, isn't it?
Güzel bir uyku çektin mi?
Did you have a nice nap?
Bundan daha güzel bir şey olabilir mi?
How cool is that? !
Tamam, birkaç haftalığına benim için buraya gelmeleri güzel, değil mi Rita ve seninle tanışırlar fakat onlarla hakkında konuşacağımız şeyler de olur sen bilirsin bunları....... uzun süre kalma kararını da vermiş olurum ve geçen gün onlarla telefonda konuştum, belki, bilemiyorum.
Okay, so they were cool with me coming out here for a couple of weeks, right, to meet Rita and to meet you, but, you know, they, like we talked about, you know, I, you know, kind of decided that I want to stay for longer, and when I was talking to them on the phone the other day, maybe, I don't know,
Güzel iş değil mi?
Good stuff, right?
Bundan daha güzel bir şey olabilir mi?
How cool is that?
Bu güzel bir tür çizim, öyle değil mi?
That's kind of a nice drawing, don't you think?
İşin en güzel kısmı bu, değil mi?
That's the beauty of this thing, right?
Menüdeki en güzel sey pekan turtasi, degil mi, Chui?
The best item on the menu is the pecan pie, right, Chui?
Çok güzel değil mi?
Isn't it great?
Restore edilmiş benim güzel Cutlass 442'mi sürüyorsun.
That's my beautifully restored Cutlass 442 you're driving.