English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ H ] / Hala inanamıyorum

Hala inanamıyorum traducir inglés

1,032 traducción paralela
Hala inanamıyorum!
[Man] I still don't believe it.!
Stryker'ın beni akıl hastanesinde terk ettiğine hala inanamıyorum.
I still can't believe Stryker left me in the asylum.
Dün gece olanlara hala inanamıyorum.
I still can't believe what happened last night.
Hala inanamıyorum.
I still can't believe it.
Bu yerin sana miras geçtiğine hala inanamıyorum.
I can't believe you inherited this place.
Bende hala inanamıyorum.
I can hardly believe that.
- Bunu yaptığıma hala inanamıyorum.
- I still can't believe I did that.
Hala inanamıyorum.
PAULA : I still can't believe it.
Bunun doğru olduğuna hala inanamıyorum.
Logan Ross. I still can't believe it's true.
Böyle aptalca bir şey yaptığına hala inanamıyorum.
I just can't believe you'd do something that dumb.
Mimarla aralarında ciddi bir ilişki var, bense bunun olduğuna hala inanamıyorum. Bu durum elbette, Stanislavski Catering Şirketi'nin de sonu oldu.
She and the architect are now a very definite item, which I still cannot believe, although it's put an end to the Stanislavski Catering Company.
Hala inanamıyorum.
Still beats the hell out of me.
Hala inanamıyorum.
I do not believe.
Bu kızın hayatını kurtardığınıza hala inanamıyorum.
I still cannot believe you saved that girl's life.
Beni vurduğuna hala inanamıyorum, seni kuş beyinli.
I can't believe you shot me, you shit bird.
Yaptığıma hala inanamıyorum.
I still can't believe I did that to you.
Onun o mucizevi kaçışına hala inanamıyorum.
I am still bewildered by his miraculous escape.
Öyle vurduğuna hala inanamıyorum!
I couldn't believe you hit it right out there!
Öldüğüne hala inanamıyorum.
I still can't believe she's dead.
Beni seçtiklerine hala inanamıyorum.
I still can't believe they chose me.
Power Ranger'ların hayatımı kurtardığına hala inanamıyorum. - En büyük onlar, değil mi?
I still can't believe the Power Rangers actually saved my life.
Bunu sana anlattığıma hala inanamıyorum.
I still can't believe I'm telling you this.
Dünyada uygun bir kase bulamadığıma hala inanamıyorum.
You know, I still can't believe I couldn't get a decent bowl back on Earth.
Hala burada gerçekleşmiş olmasına inanamıyorum.
It's still hard for me to believe it actually happened here.
Hala üzgün olduğuna inanamıyorum.
I can not believe you're still upset about that.
- O herifin hala yaşadığına inanamıyorum.
Can't believe that guy's still alive.
İnanamıyorum hala evde yok? - Ev demişken...
I think you underestimate the sensitivity and maturity of this group.
Hala Colorado'ya gitmeyi düşündüğüne inanamıyorum.
I can't believe you're still planning to go to Colorado.
Onu hala durduramadığımıza inanamıyorum.
I just can't believe we still haven't even stopped him.
Ben hala öldüklerine inanamıyorum. - Bunu düşünme.
I still can't believe Bobby's dead.
Ben hala, sizi hasta edenin onlardan biri olduğuna inanamıyorum.
I still can't believe one of our children infected you.
Hala yaşadığına inanamıyorum.
I can't believe you're still alive.
Bu pencerenin hala bozuk olduğuna inanamıyorum.
I can't believe this window's still broken.
Hala burada olduğuna inanamıyorum.
Pneumatic transit. I can't believe it.
Hala etrafındaki bu boktan şeylerle sürüklendiğine inanamıyorum.
I can't believe you're still dragging that shit around with you.
Buna inanamıyorum, hala açım.
I can't believe I'm still hungry.
Hala öldüğüne inanamıyorum.
I just can't believe he's dead.
Hala bu ağızla yemek yiyebildiğine inanamıyorum.
I can't believe you can still eat with that mouth.
Onu hala birinin öldürmediğine inanamıyorum.
I can't believe someone hasn't killed her yet.
bu kadar sorumsuz ve bencil olduğuna inanamıyorum balığa her zaman gidebilirsin ancak buraya evliliğimizi kurtarmak için geldik ben konuşurken sen hala balık tutmayı düşünüyorsun.
I can't believe your selfishness. You can go fishing anytime. But we're here to save our marriage.
Hala uyuduğuna inanamıyorum.
I can't believe you're still asleep.
- Hala üşüdüğüne inanamıyorum. - Üşümek mi?
- I can't believe you're still cold, man.
Hala bu eski şeyle uğraştığına inanamıyorum baba.
You're still trotting this out?
Senin hala popüler olmadığına inanamıyorum.
- What? I can't believe you're not still popular.
Aslında, Vash, hala şu kendini beğenmiş doğrucu Jean Luc için tutturmana inanamıyorum.
Really, Vash, I can't believe you're still pining for Jean Luc - that self-righteous do-gooder.
Hala geldiklerine inanamıyorum.
I can't believe it's still coming out.
Hatırlamak mı? Onu hala nasıI yendiğime inanamıyorum.
I still can't believe I beat him.
Seni hala öpmediğine inanamıyorum.
I can't believe he hasn't kissed you yet.
Hala Michael'ın Kramer'i şikayet ettiğine inanamıyorum.
I still can't believe Michael finked on Kramer.
Hala devam ettiğine inanamıyorum.
I can't believe you still do that.
Sizi hala televizyona çıkarttıklarına inanamıyorum.
I can't believe they still have you doing public appearances.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]