Hamburger traducir inglés
2,811 traducción paralela
Terry, seni 35 yıldır tanırım ve hiç bir hatuna bir hamburger bile almadın.
Terry, I've known you for 35 years, and you never even bought a chick a cheeseburger.
Hamburger iyi görünüyor.
The hamburgers are good.
Hamburger'i öğütmeyi bitirmemiz lazım.
We need to finish grinding the hamburger.
.. kolye saklamıştır,
In a hamburger,
Bu sözde adam yaklaşık 100,000 hamburger..
This so-called "Man" stands accused
Sadece hamburger yapıyordum.
I just make hamburgers.
Çok sevimlisin ama ne sanıyordun ki? Ömrünü seninle hamburger yaparak geçireceğini mi?
That's sweet, but what'd you think, she's gonna spend the rest of her life standing next to you grilling burgers?
Ömrünü benimle hamburger yaparak geçirmeyecek tabii.
Ha ha! That's silly, spending the rest of her life standing next to me grilling burgers.
Hamburger olsaydım dövüşmemi izlemeye gelirdin.
If I were a hamburger, you'd come watch me fight.
Hamburger için teşekkürler.
Thanks for the burger.
Hamburger sipariş etmek istiyorum.
I'd like to order a hamburger.
Al hamburger yiyemez.
He can't have a hamburger.
Hindi hamburger yiyebilir ama.
He can have a turkey burger.
Hindi hamburger diye bir şey yok.
There's no such thing as a turkey burger.
Sonra "Hamburger yok, Maxim oku" diye bağırırsın.
Next thing, you'll be yelling, " no burgers. Read your'maxim.'"
Hamburger ister misiniz?
What? I... How about a burger?
Restorandan bir şey ister misiniz? Hamburger mesela.
Want something from the restaurant, a burger?
- Sana bir hamburger ısmarlayayım mı?
Can I... can I buy you a burger? Not now.
Ama bir hamburger olsa...
But a hamburger would be..,
Hamburger pahalı.
But hamburgers are expensive...
Peynirli Hamburger alayım ben.
I'm gonna order a cheeseburger.
Ketçap demişken hamburger sosu ister misin?
Speaking of ketchup, get the arby-q sauce on it, huh?
Hamburger, kızarmış patates ve hepsinin arkasından soğuk bir bira.
A burger, fries, a nice cold root beer to wash it down.
Dinle, birkaç hamburger eşliğinde otel odasında film izlemeye ne dersin?
It's OK. Listen... what say you to a couple of room service burgers... and an $ 18 hotel movie?
Burada pişirdiğin şey hamburger değil dostum! Bozuk prekürsörlerle dolu bir varille karşılaştığında ne yapacaksın?
What happens when you get bad barrel of precursor?
Çok pişmiş bir hamburger aldığını gayet iyi hatırlıyor.
She said that she remembers that you like your burgers whammy style.
Hamburger, sosisli sandviç.
Beltway Burger?
Hamburger hazırlayabilirim.
I could... I could make us sloppy joes.
Beyaz balık, özel hamburger falan sevmeyenler ufak sandviçler ve meyve salataları istiyorlar.
People that don't want planked whitefish, special hamburgers, they want the little sandwiches I got, and the fruit salads.
- Son yemekleri... hamburger ve yeşil fransız kızartması.
Their last meal... burgers and green french fries.
Hamburger yiyeceğiz sanmıştım.
I thought, uh, we were having sloppy joes.
Şaraplı horoz dururken neden hamburger isteyesin ki?
Why would you wanna be with sloppy Joe when you can be with coq au vin in there?
Hamburgerimi sipariş ettiğim şekilde istiyorum.
I want my hamburger the way I ordered it.
Hamburger yiyeceğiz sanmıştım.
I thought we were just gonna grab a burger.
- Hamburger mi var?
Yeah, we do.
- Hamburger canavarını uyandırdınız.
Woke up the burger wolf. - Burger wolf.
Bir hamburger alabilirim. Hamburgerler hazır mı Belle?
I'll take one of those burgers when those burgers are ready.
Hamburger?
Burger?
Fasulyeyi alıp da sandviçe çevirme fikri kimin aklına gelmiştir ki?
I mean, who came up with the idea to take a bean and turn it into a sandwich that tastes like a hamburger, remotely?
Bir insanın içine oturan büyük bir hamburger dilimi gibi hissediyorum.
I feel like a big slab of hamburger that's been mushed into a human.
Kocaman bir hamburger ve patates kızartması yeriz.
- Isn't it truely a great idea?
Unutma hamburger yemek de yok!
Don't forget you won't eat any hamburgers!
- Hamburger yememeye de söz vermiştin!
But you'd promised not to eat hamburgers, either!
- Hamburger.
- Hamburgers.
Lnaki, bir bira ve iki hamburger.
Lnaki, one beer and two ham sandwiches.
- Hamburger biftek.
- Hamburger steak.
Hamburger yemesinden de hoşlanmıyorum.
I don't like him eating fast food either.
Karen'le birer hamburger yeriz sonradan.
Karen and I are gonna grab some burgers later.
Hamburger mi?
A hamburger?
- Ama istersen hamburger var.
Um, but I got burgers.
- Hamburger canavarı!
- The burger wolf.