English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ H ] / Hasta mı

Hasta mı traducir inglés

7,846 traducción paralela
Hasta mı olacağım?
Am I gonna be sick?
Hasta mı o?
He's a patient?
Dördüncü bir hasta mı vardı?
There's a fourth patient?
Hasta mıydınız?
You were sick?
- Hasta mısın?
- Are you sick? - Do you have cholera?
Hasta mı?
Sick?
- Hasta mıymış?
- Is he sick?
Hasta mısın Nick?
You sick, Nick?
Hasta mısın?
Do you not feel well?
- Zor bir hasta mı?
difficult?
Hasta mısın?
Are you sick?
Hasta mısın?
You sick?
Hasta mısın?
Are you feeling ill?
Biraz hasta mı?
He's a little sick?
Ölüm zamanından ve Hasta 0'ın hedef hücrelerinin boşaltım hızına bakarak bu sağlıklı görünen insanlar 9 saat içinde ölmüş olacak.
Based on what we can tell from the time of death and the rapid depletion of Patient Zero's target cells, those healthy-looking people will be dead in nine hours.
Eğer bir şekilde fiziksel erişim sağlasaydım hasta listesini hacklemek için yeteri kadar zaman kazandıracak bir program yükleyebilirdim.
If I could somehow gain physical access, I could upload a program to deactivate it long enough to hack his patient list.
Creel'in hastanedeki tüm dosyalarını aldım. Hasta kayıtları, test sonuçları, seninki de dâhil.
I received everything Creel had on file at the hospital... patient records, test results...
Hasta 5679'un hala gözetim altında olup olmadığını doğrulamak için arıyorum.
I'm calling to confirm whether patient 5679 is still in custody there.
- Olmaz, seni de hasta edemem.
Oh, no! I'm not getting you sick.
İlk hasta olan benmişim.
I'm patient zero.
Beni hasta ettiğinden bağırmak için aramıştım.
I called to yell at you for getting me sick.
Evet, bütün gün hasta ve yataktaydım.
- What else was I gonna do?
Üzgünüm ama bu bilgi, doktor hasta mahremiyetine girer.
I'm sorry, but that information falls under doctor-patient confidentiality.
Bir hasta hakkında bildiklerimi anlattım.
I told him about the one patient I knew about.
Sizinle bir hasta olarak ilgilenmiyorum.
Oh, I'm not interested in you as a patient.
Bunu ilaçlarla kontrol altında tutabiliyoruz hasta hissederseniz, hemen yardım isteyin.
The symptoms can get worse as it progresses. But we've been able to control the illness with medication. So don't delay seeking help if you start to feel sick.
Burada hasta olsaydım, bunların benim için bir anlamı olabilirdi.
If I was actually a patient here, that might mean something.
Hasta olmaktan da bıtkım, usandım.
I'm sick of being sick.
Ben doktorum, sen de hasta.
I'm the doctor, you're the patient.
Hayır, sen hasta çocuklara yardım eden bir doktorsun.
- Mm-hmm. No. You are a doctor who helps sick children.
Panik yaptım ve evcil kedim hasta olduğu için veterinere gitmem gerektiğini söyledim.
- ( Amy ) I know. I panicked and said I had to go to the vet because my puppy-cat got sick.
Tüm gün boyunca hasta insanlarla birlikteydim ve hâlâ yaşıyorum.
Hey, I've been around sick people all day, I'm alive.
İnsanları hasta edip sorunlarını fışkırtmasına engel olmak için buna neden olan kişinin sorununu değiştirmene ihtiyacım olabilir.
Maybe I need you to alter the person with this trouble so that they don't get people sick and just get them to spout nougat or something.
- Görmüyor musun ne kadar hasta ve yardıma muhtacım?
- Can't you see I'm sick and helpless?
Hasta dosyalarını açmak için mahkeme kararı lazım.
We need a court order to open the patient files.
Yardımına ihtiyacım yok çünkü hasta değilim.
I don't need your help, because I am not sick.
Muayenehane, hasta olan arkadaşım Audrey'i ziyaret ediyorum.
Visiting my sick friend Audrey at the doctor's office.
Ona senin hasta olduğunu, o yüzden Mara'ya ihtiyacımız olduğunu söyledim.
I told him that you were sick, that we needed Mara.
Hayır, hasta bir arkadaşımı ziyaret etmem gerekiyordu.
No, I just had to visit a sick friend.
- İyi dedin, hasta olan ben olayım.
Good thinking!
Az önce yardım ettiğin hasta var ya, Bayan Kovacs?
You know that patient you helped earlier, Mrs. Kovacs?
Hasta transferini ayarlayacağım ve tekrar benim gözetimime verildiği zaman tam kapsamlı bir MR çektireceğim.
I'll start arranging for a patient transfer, and I will give him a full MRI when he's back in my care.
Büyükannem Mumbai çok yaşlı ve hasta. Ben bu bebeği doğuruncaya kadar ölmüş olur.
My Grandma Mumbai is so old and sick that by the time I'm gonna have this baby, she'll be dead.
Anne, hasta olma bir daha, tamam mı?
Mom, nothing bad can happen to you.
Hasta değilken yatakta yatınca kendimi hasta gibi hissediyorum.
If I stay in that bed while I'm not even sick, I feel like I'll really become sick.
Doktor Ahtapot hasta olmadığım halde neden beni buraya kapatıp gittiyse.
And Dr. Octopus, locking me up in here when I'm not even that sick...
Şimdi babacığın biraz hasta. Sabırlı ol tamam mı?
Right now, Dad is a little sick, so... let's wait just a little bit.
Çok üzgünüm. Anlıyorum. Hank fena şekilde hasta, her zamanki standartlarımızda gösteri yapamayacak kadar kötü.
You see, Hank's come down with something real bad, and, well, he's just too damn sick to perform up to our usual standards.
Hasta Sıfır'la tanışmaya hazır mısın?
Are you ready to meet Patient Zero?
Hasta Sıfır'ın üsten kaçmak yerine neden ziyaretçi grubuna sızdığını bir türlü aklım almıyor.
I do not understand why Patient Zero infiltrated your group... instead of leaving the base.
Şu anda çok hasta, senin yardımınca ihtiyacı var.
He's very sick and he needs your help.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]