Hastasın sen traducir inglés
1,299 traducción paralela
Hastasın sen.
You're pathetic.
Hastasın sen!
You're sick!
Hastasın sen, anladın mı?
You are sick, right? You're sick.
- Bu normal değil, hastasın sen.
- That certainly isn't normal for you.
Hayır Faith, sen hastasın.
You're sick.
Sen hastasın ve yanılıyorsun.
- You're sick and so wrong.
Sen hastasın. Aman Tanrım!
Oh, you're sick.
Dostum, sen hastasın.
Dude, you are sick.
Bir yalan daha, sen hastasın!
Another lie. You have a sickness!
- Sen hastasın!
You are psychotic.
Ben hasta değilim sen hastasın.
I'm not sick. You're sick.
Sen hastasın!
You're sick!
Sen hastasın.
You're sick.
Sen hastasın.
- You're sick.
- Oh... sen hastasın.
- Oh... you're sick.
Sen hastasın.
You're a freak.
- Larry, sen hastasın.
- Larry, you're a sick individual.
Sen hastasın.
You are a sick pup.
Sen hastasın.
You ´ re sick.
Tanrım, sen gerçekten hastasın.
God, you're really ill.
Sen hastasın, biliyor muydun?
You're sick, you know that?
- Lütfen, beni yanlış anlama, ama sen hastasın. - Sözlerine dikkat et.
- Watch your mouth.
Sen hastasın adamım.
You're a sick man.
- Sen hastasın!
No, Jade!
Sen gerçekten hastasın!
You're totally sick!
- Sen hastasın!
- You're sick!
Sen benden daha hastasın
You're sicker than me
Sen hastasın.
You're sick in the head
Şimdi sen de mi hastasın?
So you're sick now too?
Hastasın sen!
You don't get enough attention from your parents, so you have to get an extra set? You're sick!
- Sen hastasın.
Oh. You're pretty sick.
Sen hastasın, adamım.
You're crazy, man.
- Sen hastasın.
- You're sick.
- Sen hastasın.
[Laughing] You are messed up.
- Ahbap, sen gerçekten hastasın.
Dude, you really are sick!
Sen hastasın.
You're ill.
Sen de hastasın.
Yes, I do. You're sick too.
Sen hastasın!
You are sick!
Sen hastasın Dessy
Hysterical, Desi.
- Sen hastasın.
( truck horn blares )
Sen hastasın, değil mi? Sivil kıyafet yok.
You're an inpatient, aren't you?
Sen gerçekten hastasın.
You're really sick.
Sen hastasın!
You're sick, man!
Sen hastasın Lorenzo.
You're sick, Lorenzo.
Sen hastasın.
You're not well.
Sen hastasın.
- No, you're sick.
Sen hastasın John.
You're sick, John.
- Sen hastasın Yates!
- You're fuckin'sick, Yates.
Üzerine bir şeyler al, Lukas, sen gerçekten hastasın.
Put something on, Lukas, you're really ill.
O haklı, sen de hastasın.
He's right, you're ill too.
Sen de hastasın.
You're sick already?
señor 97
senor 39
señorita 20
senorita 19
señora 23
seni çok seviyorum 321
senatör 298
senator 30
seni seviyorum 4697
sense 26
senor 39
señorita 20
senorita 19
señora 23
seni çok seviyorum 321
senatör 298
senator 30
seni seviyorum 4697
sense 26
seni çok özledim 187
seni 1182
senpai 28
sensei 83
seni görmek istiyorum 81
sen nasılsın 397
sentinel 21
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senden çok hoşlanıyorum 54
seni 1182
senpai 28
sensei 83
seni görmek istiyorum 81
sen nasılsın 397
sentinel 21
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senden çok hoşlanıyorum 54
senin adın ne 311
senden hoşlanıyorum 151
seni anlamıyorum 181
senin 814
sence 570
seni seviyorum baba 42
seninle 184
seni gördüğüme sevindim 550
seninle olmak istiyorum 35
sen benimsin 132
senden hoşlanıyorum 151
seni anlamıyorum 181
senin 814
sence 570
seni seviyorum baba 42
seninle 184
seni gördüğüme sevindim 550
seninle olmak istiyorum 35
sen benimsin 132