English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ I ] / Issız

Issız traducir inglés

477 traducción paralela
Issız bir sokakta bir kız çocuğuyla karşılaşıyoruz.
On an empty street we see a girl.
Issız bir yerdeki zavallı bir benzinci mi?
Miserable little service station on the edge of nowhere.
# Issız bir gecede bir adam yürüyor # # Tek ses, sadece gecenin sesi #
A person accompanies the lonely light, the sound of night watches knocks the midnight
Issız bir yer bul, orada yaban çiçekleri toplamasına izin ver.
Find some secluded glade where she can pick wildflowers.
Issız vadiden geçmelisin.
# You got to go through the lonesome valley
Issız vadiden geçmelisin.
# Oh, you got to go to the lonesome valley
Issız?
Lonesome?
Issız bir arazi fakat sakin bir yer.
A lonely land but a peaceful one.
Issız bir adada olmak gibi.
It's like being on a desert island.
Issız adaya terketmek?
Marooning?
Issız sokaklarda sadece Moraldo kalır.
Just like every other night, only Moraldo walks the empty streets.
Issız bir adaya sürgün edilebilirsiniz!
You may be exiled!
Issız, keşfedilmemiş bir yer.
A wilderness, uncharted.
Issız adaya düşenler bile asla böyle bir manzara görmemişlerdir.
No desert island castaway ever faced so bleak a prospect.
Issızlığın ortasındayız ve Alman ordusu tarafından kuşatılmış durumdayız.
We're miles from nowhere and surrounded on all sides by the German army.
Issız bir yerde, ukulelemin üstünde oturup kalacaktım.
I'd be out in the middle of nowhere, sitting on my ukulele.
Issız bir adada olmak istiyorum.
I'd like an island.
"Issız bir ada gibi"
Invaded by seas
Issız uydular ve verimsiz asteroitlerle karşılaştık.
We have encountered desolate moons and barren asteroids.
Issız tarlalarda
- In the lonely fields - Ooh...
Issız bir adadayız.
We're on an uninhabited island.
Issız bir ada galiba?
Is it deserted?
" Issız bir dünyanın tecrübesini... inkar etmemeyi seçerek, Batı'ya ulaşmak için, 100.000 tehlikeye meydan okuyan sevgili kardeşlerim.
" O my brothers, who braved 100,000 perils to reach the west, choose not to deny experience of the unpeopled world.
Issız gecelerde kalbim hep seni aradı, hiç hissetmedin mi?
Have you never on lonely nights heard my heart call out to you?
Evet. Pablito, mektup ve paket elinde, posatahaneye doğru yola koyuldu. Issız bir yoldan geçerken de, bir adam tarafından saldırıya uğradı.
Yes, but that's the thing, when Pablito was going towards the post office with the letter and parcel, in a deserted street, he was suddenly attacked by a man, a man who beat him half to death and took the letter and parcel.
Issız bir Karpat Bölgesi.
A God-forsaken Carpathian region.
Issız bir adadır.
It's uninhabited.
Issız tren yollarında, amaçsız yollarda.
In abandoned railway yards, wandering the roads.
Issız ama kristal ve mineral açısından zengin.
Desolate, but rich in crystal and minerals.
- Issız, düzenli nöbet tutan devriyeler.
- Isolated, regular guard patrols.
Issız bir parktaki karanlık kapı açılır.
The gate leads into a dark, deserted park.
Çöplük. Issız bir ada.
It's a desert island.
Issız görünüyor.
Looks deserted.
Issız bir yer biliyorum.
I know a deserted place.
Issız mekanlarda -
In lonely places...
Issız kayalıklarda, sahipsiz, yitik. Başka bir sonu olur mu?
How can he live, lost and without a master in the stones of an empty land?
Issız adanda kafanı dinleyebiliyor musun?
Your island's noisy too.
Issız ve bakir topraklarda zaman akıp geçti. Bahar geldi.
Spring came around, even to the desolate wilderness.
Issız caddelerde yürüyor bodur ağaçların, boyası dökülen duvarların karanlık sundurmaların yanından geçiyorsun.
You walk along the desolate avenues, past the stunted trees, the peeling facades, the dark porches.
Issız yollar.
Lonely roads.
- Tanrı adına sana söz veriyorum.Issız yerlerde olacağım
I promise you by the God I had for so long forsaken.
Issız bir adada seninle yalnız kalmayı ister miyim bilmem.
I don't know that I'd like to be alone on a desert island with you if there was a shortage of food.
Issız Kalküta'da Venediklinin ismi.
Her Venetian name in deserted Calcutta.
¤ Issız bir yerde
I'd kill myself...
Issız bir yerin ortasındayız.
We're in the middle of nowhere.
Issız bir ada gibi.
It is like a deserted island.
Issız bir Araptı.
You haven't heard the end yet.
- Issız, kimsesiz bir yer.
- It seems deserted.
- Issız bir adada ne yapacağız?
Admiral, what do we do on a deserted island?
- Güney Pasifik'de bulunan... - Issız olduğu düşünülen bir ada.
- of the great states... in the metter of... the recent discovery in the Pacific... of an island that will be known hence forth as Atoll H.
Issız tabi Tanrı yanımda olmasaydı. - Hücrede yalnız değil miydin?
Lonely...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]