Işim çıktı traducir inglés
493 traducción paralela
Özür dilerim, Yune. Acil bir işim çıktı.
Sorry Yoon, I have something urgent to do.
Ofiste biraz işim çıktı da.
I've been a little busy at the office.
Afedersiniz... bir işim çıktı.
Excuse me, uh... that was business.
Bir işim çıktı.
Somethings come up.
Çok önemli bir işim çıktı.
Something very important came up.
şeyy, niyetlendim, Nancy, ama sonra çok işim çıktı...
Well, I intended to, Nancy, but I've just been so busy lately...
Önemli bir işim çıktı, seni görmek için yukarı dönemeyeceğim.
Uh, listen. Something terribly important has just come up... and I'm afraid I won't be able to get back there to see you.
Bir işim çıktı.
Something came up.
Hayır, işim çıktı.
No, I got tied up.
"Gelemeyeceğim için üzgünüm." "Çok acil işim çıktı."
"Regret to inform you." "Unavoidably detained."
Affedersiniz, işim çıktı.
Sorry I was delayed.
İlgilenmek gereken küçük bir işim çıktı, o kadar.
Just a little business I had to attend to.
Ben de iyiyim, ama bir işim çıktı.
I'm fine, but something came up.
Bir işim çıktı.
Well, something's come up.
Biraz işim çıktı.
Something came up.
- Acele işim çıktı.
- I'm in a hurry all of a sudden.
Çok önemli bir işim çıktı.
Something very important has just come up.
Her seferinde bir işim çıktı.
I've been about to write a dozen times... but something always comes up.
Daha önce açıklayacaktım ama bir işim çıktı.
I wanted to explain, but I had business in Carson City.
Üzgünüm! işim çıktı!
Sorry, I have to leave
Bir işim çıktı!
I shan't stay here tonight
Buluşacaktık, ama acil bir işim çıktı.
He expects to meet but I have urgent business.
Geçen gece gelip seni Aces'e çağıracaktım, ama işim çıktı.
I was gonna come down the other night and ask you to the Aces, but, I don't know, something came up.
" Acil işim çıktı.
" Something urgent.
Dün gece okumam gerekiyordu ama acil bir işim çıktı.
I meant to read it last night, but an emergency came up.
Bir işim çıktı ama mutlaka telafi etmek istiyorum.
Something's come up, and I would definitely love a rain check.
Bir işim çıktı.
Something just came up.
- Affedersin, bir işim çıktı.
Sorry, I was detained.
Kusura bakma, sevgilim. Bir işim çıktı. Bu gece gelemeyeceğim.
I'm sorry, darling, something's come up I'm afraid I'll have to skip tonight.
Bir kaç işim çıktı.
Something has come up.
- Bir işim çıktı.
Oh, yeah. I got a bit tied up.
Bir işim çıktı, anlarsın ya?
Something came up, you know?
Bir işim çıktı ve telefonun bende yoktu.
Something came up, and I didn't have your phone number.
- İşim çıktı.
I was detained.
İşim çıktı.
I was held up.
İşim çıktı, eve ulaşamadım.
I got tied up and couldn't get home.
- İşim çıktı.
- I got tied up.
- Bir isim daha ortaya çıktı.
- Another name cropped up :
Dışarı çıktım çünkü ilgilenmem gereken bir işim olduğunu hatırladım.
There was just something I'd forgotten to do.
O zamandan beri de gidip onları yakalıyorum. Artık bu benim işim olmaktan çıktı hayatımın bir parçası haline geldi.
And I've been going... and getting them ever since... till it's no longer just my job.
İşim çıktı.
Something came up.
İşim çıktı.
- Sorry. Something came up.
- Kanada'da işim çıktı.
- It's my fault.
Bir işim çıktı ve bir iki saate kadar adadan ayrılmam gerek.
Uh, yeah. Something came up, and I have to leave the island in a couple of hours.
Yaşadığım ortaya çıktığı anda işim bitecek.
My goodness.
İşim çıktı.
Somethin'came up.
1 isim çıktı.
Came up with one name.
İşim bittiğinde toplama bakıyorum ve çok fazla olduğunu... 100.000 doların çok üstüne çıktığını görüyorum.
So when I'm all done, I look at the total and it's way up over and it's way up over $ 100,000.
- İşim çıktı.
- I got tied up. Business.
İşim çıktı.
Oh, I got hung up.
Çıktığımda işim hazır.
I got a job.
çıktı 108
çıktım 33
çıktın 19
çıktı mı 19
isim yok 36
işim yok 17
işim var 162
işim bitti 87
işim vardı 18
işim başımdan aşkın 20
çıktım 33
çıktın 19
çıktı mı 19
isim yok 36
işim yok 17
işim var 162
işim bitti 87
işim vardı 18
işim başımdan aşkın 20