Işıklar traducir inglés
18,484 traducción paralela
- Işıklar açık.
The lights are on.
Işıkları sana bırakıyorum Bumble.
I'll leave the lights to you, Bumble.
Işıkları açın!
Turn the lights back on!
- Işıkları söndürün!
- Get the lights!
Işıkları söndür.
Lights.
- Işıkları açmak ister misin? - Açabilir miyim?
- Do you want to turn the lights on?
Işıklar lütfen.
Lights, please.
Chavez onu aldığında hayatta olduğunu biliyordum ama ona yaptıklarından sonra hayatta kalacağını düşünmemiştim.
All I know is that she was alive when Chavez took her, but I didn't know if she was gonna survive what they were gonna do to her.
İnandıkları şey için ölmekten korkmuyorlar.
Not afraid of dying for whatever it is they believe in.
Gallagher hastalıkları bulaşıcıdır.
Gallagher shit is very contagious.
Senin için yaptıklarımla kendim için yaptıklarım arasında bir fark yok.
There is no difference between what I do for myself and what I do for you.
Bütün bunlar nereden çıktı bilmiyorum ama senin için yaptıklarımdan sonra son derece nankör bir davranış bu.
I don't know where all this is coming from, but it's extremely ungrateful, given all that I have done for you.
Tek gördükleri kaşıktır, onunla yaptıklarım değil.
All they see is the spoon, not what I do with it.
Sahne, sadece bir seyirci olarak kalamayacağı kadar büyük ve spot ışıkları da bir o kadar cezbedici.
The stage is too big and the spotlight too tempting for him to be... a mere spectator.
Bakın, Joanie'nin yaptıklarına bakarsak okulda yeni olmanın ne kadar zor bir şey olduğunu biliyorum.
Look, as far as Joanie goes, I know how hard it is to be the new kid in school.
Sizi uyarmalıyız, kalp rahatsızlıkları olanlar bu görüntüleri izlememelidir.
Again, we must warn you, this footage is not for the faint of heart.
Oh, tamam, bir tanesi kalın kafalı ama geri kalanı birlikte, kayda değer aşağılıklar.
Oh, okay, one is a shithead, the rest altogether, they're some crazy shit.
Yeterince delil var, olaylar senin yaptıkların, hepsinin bir bedeli olacak.
You getting picked up is proof enough, that actions, your actions, they do have consequences.
O yüzden, Alex, inanıyorum ki... yapamadıklarımı yapabilecek buradaki tek öğrenci sensin... Kır zincirlerini...
And that is why, Alex, I believe that you are the only trainee here who can do what I was never able to do... shatter the glass ceiling.
Bütün bunlar bittiğinde, Büro yaptıkları en büyük hatanın sen olduğunu anlayacak.
When this whole thing is over, the Bureau is going to realize that you are the biggest mistake they ever made.
Ayrıca burası nasıl senin çatın oluyor, açıklar mısın?
And how is this your roof, exactly?
Fakat o 17 yaşında... ve yaptıklarının neticelerini bilecek kadar yetişkin biri.
But he is 17, and he is old enough to know the consequences of his actions.
Belki de katilin yazdıkları doğrudur.
Maybe what the killer wrote is true.
Sadece yaşadıkları ve çalıştıkları yerleri bilirler.
All they know is where they live and where they work.
Evet ancak aptallıklar yaparsın.
Yeah... a | | you're going to do is fool around.
Şu anda olanlar, Valentine'ın Ayaklanma'dan önce yaptıklarıyla aynı sırada işliyor.
What we are seeing is the same pattern Valentine showed before the Uprising.
Senin yaptıkların önemli bir amaç için sanki.
Everything you do is for a higher principle.
Zanlının karakterine leke getiren geçmişteki yasa tanımazlıklarını hatırlatmak benim görevim değil.
It is not within my scope to call to attention the previous acts of lawlessness that have marred the accused's character...
Bu geceki yemekle ilgili yazdıklarına bakılırsa adı Cat.
According to the emails she sent me setting up tonight, her name is Cat.
Eğer haklıysak şu aşamada Paul Amy'i incitmek istemiyor, onu yaptıklarıyla etkilemek istiyor.
If we're right, at this moment, Paul's intention is not to hurt Amy, but to try and impress her with what he's done.
İçişleri Rusya sınırından, Amerikan topraklarında saldırı yapacak teröristlerin çıkış yaptığına dair istihbarat aldıklarını iletti.
Homeland has actionable Intel from inside Russian borders that a terrorist attack on US soil is imminent.
Oraya gelip, iş ortaklarına aslında kiminle iş yaptıklarını söylemem konusunda ikinci kez düşünmeyeceğim.
I shan't think twice about following you there, telling your business associates the truth about who they're dealing with.
Dünyadaki en berbat katilleri ve sapıkları burada yakalıyoruz.
This is where we catch the worst killers and perverts there are.
Güzel çünkü FBI aslen insan ticareti yaptıklarını düşünüyor.
Good, because the FBI believes what they really are is a human trafficking organization.
NZT'nin etkisinde olduğun her saniye kafanda olasılıkları hesaplayan bir şey var.
Every second you're on NZT, there is an oddsmaker running numbers in your head.
Tüm şehirde acı suyun doğal olarak çıktığı tek bir nokta var. O da Inwood Hill Parkı bataklıkları.
And there's only one spot in the entire city where brackish water occurs naturally, and that is the marshes of Inwood Hill Park.
Eğer bu işi yapacaksak... bu saçma kibarlıkları bırakmalısın.
If this is gonna work, you need to drop all of that, "Gee golly, aw shucks" polite crap.
Burada resmi taçlarım, burada gündelik taçlarım ve burada da sıkıldığım zaman kullandıklarım vardı.
This is where I kept my formal crowns, my casual crowns, my "just for fun" crowns.
Kralın çığlıkları yüzünden bu hafta üçüncü kez uykum bölünüyor.
That is the third time this week the king has woken me because of his screaming!
Benim sorunum olan şey ise, çığlıklarının güzellik uykumu bölmesi. Peki sence bir kraliçenin güzellik uykusu bölünürse nolur?
What is my problem is his screaming is interrupting my beauty sleep, and do you know what happens when a queen loses her beauty sleep?
Ama intihar etmiş gibi davranmak yaptıklarını telafi edebilmenin tek yolu.
Like ending it all is the only way that you can make up for what you've done.
Kim olduklarını veya kimlere kadar sızdıklarını öğrenmeden kime güvenebileceğimizi bilmiyorum.
Until we find out who this is or how far they've infiltrated... we don't know who we can trust.
Yaptıkları şey, senden bebeğini çalmak ve orta sınıf, çocuk meraklısı bir çifte vermek oluyor. Ve sonra bir daha bebeğini göremiyorsun.
What they do is they give your baby, they steal it from you and they give it to some fucking child-hungry middle-class couple and then I won't get to see the baby again.
Değerli sandıkları şeyler yalnızca değersiz olan tüm hırsızlar gibi.
Like all thieves, what you think is valuable Is merely worthless.
- Tek varlığımız damızlıklar.
The stock is our only asset.
Ruiz bir sorun çünkü senin ve onun kızı Isabel'le yaptıkların yüzünden.
Ruiz is a problem today because of you and what you did with his daughter Isabel.
Onu yediler, kanını sakladıklar, bu şekilde Kate'in içine girdi.
[Richie] They ate her, they kept her blood, which is how it got into Kate.
Bu yüzden şu andan itibaren, arkadaşlarının serbest bıraktıkları her ruha karşılık içlerinden biri burada kalmak zorunda kalacak.
So, from now on, for every soul your friends free, one of them is going to have to stay.
Çalıştıklarında iş çıkaramıyorlar.
When they do, they cannot be arsed.
Anlattıkların yeteri kadar detaylı değil.
Detail is what's missing from your account so far.
♪ Bu sadece yaptıklarını söylemek için basit bir şarkı
♪ This is just a simple song To say what you done