Işş traducir inglés
659 traducción paralela
Issız bir sokakta bir kız çocuğuyla karşılaşıyoruz.
On an empty street we see a girl.
Issız bir yerdeki zavallı bir benzinci mi?
Miserable little service station on the edge of nowhere.
# Issız bir gecede bir adam yürüyor # # Tek ses, sadece gecenin sesi #
A person accompanies the lonely light, the sound of night watches knocks the midnight
Issız bir yer bul, orada yaban çiçekleri toplamasına izin ver.
Find some secluded glade where she can pick wildflowers.
Issız bir Araptı.
You haven't heard the end yet.
Issız vadiden geçmelisin.
# You got to go through the lonesome valley
Issız vadiden geçmelisin.
# Oh, you got to go to the lonesome valley
Issız?
Lonesome?
Issız bir arazi fakat sakin bir yer.
A lonely land but a peaceful one.
FBI, 1939'da bilinen bilinmeyen binlerce düşman casusu Amerika'yì isş gale başlayìnca, ajanlarìnìn ve çalìşanlarìnìn sayìsìnì 2. 000'den 1 5. 000'e çìkardì.
In 1939, with thousands of known and suspected enemy agents... invading the Americas... the F.B.I. started building up its force of special agents and employees... from 2,000 to a war peak of 15,000.
Maslahatgüzar Dr. Hans Thomsen isş birlikçiler bulmaya çalìşìyordu.
Dr. Hans Thompsen, the German chargé d'affaires... tried to win American collaborators.
Dietrich mezun olmadan hemen önce Alman elçiligi görevlileri ona Almanya'ya ücretsiz bir gezi ve iyi ücretli bir isş önerdiler.
Just before graduation, Dietrich was approached by German representatives... who offered him a free trip to Germany and a well-paying job on arrival.
DÍZEL MÜHENDÍSÍ... isş yeri olarak bir ofis kiraladì.
Bill Dietrich, posing as a consultant engineer... rented an office and established his place of business.
Bu, FBI'ìn bu kisş ilerin hareketlerini ve görüşmelerini izleme isş ini kolaylaştìrdì.
This facilitated the F.B.I.'s difficult job... of tracing all of their activities... and all of their contacts.
- Issız, kimsesiz bir yer.
- It seems deserted.
- Issız bir adada ne yapacağız?
Admiral, what do we do on a deserted island?
- Güney Pasifik'de bulunan... - Issız olduğu düşünülen bir ada.
- of the great states... in the metter of... the recent discovery in the Pacific... of an island that will be known hence forth as Atoll H.
Issız bir adada olmak gibi.
It's like being on a desert island.
Issız adaya terketmek?
Marooning?
Issız sokaklarda sadece Moraldo kalır.
Just like every other night, only Moraldo walks the empty streets.
Issızlığının sessizliğinde seni çağıran bir ses duymuyor musun?
"In the silence of your desert, don't you hear a voice calling you?"
Issız bir adaya sürgün edilebilirsiniz!
You may be exiled!
Issız, keşfedilmemiş bir yer.
A wilderness, uncharted.
Issız adaya düşenler bile asla böyle bir manzara görmemişlerdir.
No desert island castaway ever faced so bleak a prospect.
Issızlığın ortasındayız ve Alman ordusu tarafından kuşatılmış durumdayız.
We're miles from nowhere and surrounded on all sides by the German army.
Issız bir yerde, ukulelemin üstünde oturup kalacaktım.
I'd be out in the middle of nowhere, sitting on my ukulele.
Bay Weiss, onun için çok endişeleniyorum.
MR. WE ISS, I'M VERY WORRI ED ABOUT H ER.
Anlamıyorsunuz, Bay Weiss.
YOU DON'T UNDERSTAND, MR. WE ISS.
Bazen yatağı hiç bozulmamış oluyor.
I WISH I COULD TELL YOU, MR. WE ISS,
Oynatacağım.
YOU'RE GON NA RU N IT, MR. WE ISS?
Issız bir adada olmak istiyorum.
I'd like an island.
"Issız bir ada gibi"
Invaded by seas
Issız uydular ve verimsiz asteroitlerle karşılaştık.
We have encountered desolate moons and barren asteroids.
Issız tarlalarda
- In the lonely fields - Ooh...
Issız bir adadayız.
We're on an uninhabited island.
Issız bir ada galiba?
Is it deserted?
" Issız bir dünyanın tecrübesini... inkar etmemeyi seçerek, Batı'ya ulaşmak için, 100.000 tehlikeye meydan okuyan sevgili kardeşlerim.
" O my brothers, who braved 100,000 perils to reach the west, choose not to deny experience of the unpeopled world.
Issız gecelerde kalbim hep seni aradı, hiç hissetmedin mi?
Have you never on lonely nights heard my heart call out to you?
Evet. Pablito, mektup ve paket elinde, posatahaneye doğru yola koyuldu. Issız bir yoldan geçerken de, bir adam tarafından saldırıya uğradı.
Yes, but that's the thing, when Pablito was going towards the post office with the letter and parcel, in a deserted street, he was suddenly attacked by a man, a man who beat him half to death and took the letter and parcel.
Issız bir Karpat Bölgesi.
A God-forsaken Carpathian region.
Issız tabi Tanrı yanımda olmasaydı. - Hücrede yalnız değil miydin?
Lonely...
Issız bir adadır.
It's uninhabited.
Issızlığın tam ortasında bir kart oyununa girmek.
Chance to get into a game of cards in the middle of nowhere.
Issız tren yollarında, amaçsız yollarda.
In abandoned railway yards, wandering the roads.
Issız ama kristal ve mineral açısından zengin.
Desolate, but rich in crystal and minerals.
Kaptan James Kirk, Kaptan Pike'ın öldürülmesi ile lSS Enterprise'ı komuta etmeyi başardı.
Captain James T Kirk succeeded to command Iss Enterprise through assassination of Captain Pike.
- Issız, düzenli nöbet tutan devriyeler.
- Isolated, regular guard patrols.
Issız bir parktaki karanlık kapı açılır.
The gate leads into a dark, deserted park.
Çöplük. Issız bir ada.
It's a desert island.
Issız görünüyor.
Looks deserted.
Issız bir yer biliyorum.
I know a deserted place.