Karısı mı traducir inglés
27,093 traducción paralela
- Doktor Irwin'in karısı mı?
Claudia irwin. The wife of dr. Irwin?
- Benim karım.
- That's my wife.
Benim karım Sandy işte, kardeş.
That's my wife, Sandy, bro.
Karım, az önce mesaj attı gelemeyecekmiş yine.
My wife, Sandy, just texted me that she's not gonna make it after all.
Beni dövüyor, Erica'yla mercimeği fırına verirken karımı çalmaya çalışıyor.
He beats me up, he tries to steal my wife while he's got a bun in Erica's oven.
Yani bunca zamandır biz devasa dinozor kuş karışımlarından mı kaçıyorduk?
So this whole time we've been chased by giant dino-birds?
Ama bir şeyde şimdiden anlaşalım, bu kapıdan dışarı çıkar çıkmaz her şey biter.
But just so we're clear, once I walk out this door, that's it...
Artık çizgiyi aştı. Ben karışmak istemiyorum.
She's reached a line I'm not willing to cross.
Listesine tüm yolları ı gerekir. Olduğu bu karışıklık senin hatan mı?
Should I list all the ways in which this mess is your fault?
I biraz daha karışık sanırım.
I guess it's a little more complicated than that.
Sanırım, evle ilgili düzenlemelerinize karışmasının saygısızca olacağını düşündü, hanımefendi.
I think he felt it would be impertinent to interfere with your domestic arrangements, ma'am.
Jesse, sağ karıncığa baskı uyguluyorum ama yırtığı görmem için vakum uygulamalısın.
Jesse, I'm holding pressure on the right ventricle, but I need suction to see the tear.
Ben Marie Panttiere. Gérard'ın karısıyım.
Um, I am Marie Panttiere, the wife of Gérard.
Karımı bulmaya çalışıyorum.
I'm just trying to find my wife.
Bay Shaw'ın karısını buldular sanırım.
I think they found Mr. Shaw's wife.
Evet, güzelmiş ama bu benim karım değil.
Yes, she was. But that's not my wife.
İşte karım bu.
That's my wife.
Onun karısını öldürmeye çalışmadım!
I didn't try to kill his wife!
Chesterfield, sağır mısın yoksa kafan mı karışık?
Chesterfield, are you deaf, Or simply confused?
Karısının intihar etmesine şaşırmadım.
I'm not surprised his wife took that bath. He probably poured the water.
Kafanız karışmış olmalı. Notunuzu aldım.
Don't walk away.
Ama elbette en içten teşekkürüm, en sıcak teşekkürüm en iyi arkadaşım olan kişiye aşkıma ve artık, bunu söylemekten onur duyuyorum, karıma.
But, of course, my most heartfelt thanks, my warmest thanks, are to someone who's my best friend, my lover and now, I'm honoured to say, my wife.
Biraz kafam karışık da.
I'm a little hazy here.
Metamfetamin ve antidepresan karışımıyla doz aşımı.
Overdose from a mixture of meth and antidepressants.
Aynı ilaç karışımıyla aşırı doz. O sayede bu genç kızdaki uyuşturucuları bu kadar çabuk tespit edebildim. Gerçi madde istismarının çok da nadir görülen bir şekli değil.
Overdose on the same drug combo, which is how I was able to identify the intoxicants in this young girl so quickly, not that it's a particularly rare form of substance abuse.
Belki sırt çantamla gezerim ya da üniversiteye gitmeden önceki bu zaman aralığında bir seyahete çıkarım.
And maybe it's backpacking or... or some kind of travel for an extended period of time before college.
Kurbanımızın karınıza bıraktığı kartın aynısı.
It's identical to the card our victim left your wife
Ama yakından bakınca, iki renk karışımını göreceksiniz... - Kirli beyaz olan protein, parlak beyaz olansa... - Oksikodon.
But up close, you'll see a mixture of two colors... off-white being the protein and bright white being... oxycodone.
Sen şu yeşil hapla margarita karışımının tadını çıkarıyorken tüm sözde arkadaşların da en rezil sırlarını ortaya döküyordu.
While you were enjoying the aftereffects of that green pill / margarita combo, all your so-called friends were spilling your dirty secrets.
Karım evimizi, paramın yarısını ve çocuklarımızın tam velayetini aldı.
My wife got our house, half of my money, and sole custody of our children.
Bu resimleri karısına göstereceğim.
I'm gonna show these pictures to his wife.
- Kiralık katili işaret eden bir şey var mı görmek için Cushing'in karısının mali kayıtlarını tarayalım bari.
Let's drag the wife's financials And see if anything points to murder for hire.
Evet, bütçe teslimat tarihini karıştırmışım.
Yeah, I mixed up the budget due date.
Teksas'ta kalıp işleri karıştırmak mı istiyorsun? Belki de seni korumaktan vazgeçmeliyim.
You want to stay in Texas and stir shit up, maybe I will let what's coming to you come.
Kafam hala karışık aslında.
Um, I'm still confused.
Bak Marlene, burada neler döndüğüyle ilgili biraz kafamın karıştığını söylemem gerek.
Look, Marlene, I got to tell you, I'm a little confused about what's going on here.
Karışıklıktan bıktım.
I've had enough of this. I'm done messing around.
- Karısından bir iz var mı?
- Any trace of the wife?
Açık olayım. Kiralarını zamanında ödeyen üç tane hep geciktiren bir tane, ve hiç ödemeyen ; çıkarılması gereken bir tane kiracın var.
Uh, full disclosure, I got, uh, three tenants who pay their rent on time, one who's always late, and one who doesn't pay his rent and needs to be evicted.
İşe yaramayanları çıkarırsan ve benim yaşadığım katı kiralarsan pozitif para akışı başlar.
But assuming you toss the deadbeat out of five and rent the unit that I've been living in, then you'll have positive cash flow from the start.
Eğer, buna karışmış olsaydım neden hapishane beni durduramadı?
So, if I was involved... why would prison stop me?
- Ya da hata yapacaksın diye karışıklık oldu.
- Or I'm losing it. - Or you're so scared of having a slip that you're giving yourself a complex.
Yani, son 15 yıldır karısının parasıyla mı geçiniyormuş?
So for the past 15 years, he's been living off his wife's money?
Ve karnosin karışımı kanı temizler ve iyileşmene yardımcı olur.
And the compound carnosine... it purifies the blood and it aids in healing.
Sanırım kafanız biraz karışmış.
Uh, I think you're a little bit confused.
O zaman umalım da, Alfalfa suça karışmamış olsun.
[Laughs] Then let's hope Alfalfa's a violent felon. - Hmm.
Odamdan çıkar mısınız?
Can you leave my room?
Karın mı var?
It's... it's your wife?
- Karışık Kaset Operasyonu başarılı oldu.
So, I'm guessing Operation Mixtape was a success?
O muz değil ki, o benim karım.
That's not a banana, that's my wife.
Bu karım değil, bu bir muz.
That's not my wife, that's a banana.