English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ K ] / Kaçırmak

Kaçırmak traducir inglés

3,470 traducción paralela
Ağzımdan kaçırmak istemiyorum ama seks yaparken şifonyerimi yıktı geçti.
I don't want to kiss and tell, but he did ruin my dresser during intercourse.
Evet, yatların arasında gözden kaçırmak çok kolay.
Yeah, it's really easy to miss between the yachts.
Bu, Maw Maw'ı buradan kaçırmak için bize on dakika verir.
That only leaves us about ten minutes to sneak maw maw out of here.
Bir otobüsü kaçırmak, onları nakletme şekilleri gaz maskeleri, şok tasmaları. İnsanları takımlara bölmeleri.
Abducting a bus, a form of transportation, gas masks, shock collars, dividing people into teams.
Korkarım, yarın doğumgünü kahvaltımı kaçırmak zorunda kalacağım.
I'm afraid I'm going to have to miss my birthday brunch tomorrow.
gitmeyi çok fazla istiyordun. bu kadar harika bir fırsatı kaçırmak...
What I mean is... you wanted to go so badly, and you're letting a chance like that go.
Otobüsümü de kaçırmak üzereyim.
And I'm going to miss my bus.
Neler olacağını kaçırmak istemiyorum.
I don't want to miss what happens next.
Kendin ve patronun için uyuşturucu kaçırmak çirkin bir iştir.
Nasty business, smuggling drugs for you and your boss.
Kar yağacak ve Ted amcası Marvin'in kızakla ilk kayışını kaçırmak istemiyor.
It's supposed to snow, and, uh, Uncle Ted doesn't want to miss Marvin's first sleigh ride.
Kaçırmak mı?
Kidnap?
Birşey kaçırmak istemedim.
Didn't want to miss anything.
Hiçbir kilometre taşını kaçırmak istemiyorum.
I don't want to miss out on any milestones.
Konuyu, az önceki ölümle olan dansınızdan kaçırmak istemem, Bay Reese ama Daniel Drake'in telefonunu hacklediğinizden emin misiniz?
I don't mean to minimize your near death experience, Mr. Reese, but are you certain that you bluejacked Daniel Drake's phone?
Hadi ama, tüm eğlenceyi kaçırmak istemezsin, değil mi?
come on, you don't want to miss out on all the fun, right?
Ya tüm eğlenceyi kaçırmak istiyorsam?
What if I did want to miss out on all the fun?
- Sokaktan rastgele iki kız kaçırmak mı?
Grab a couple girls off the street at random?
Tanık bırakmadan birini kaçırmak için mükemmel bir yer.
It's the perfect spot to grab somebody without any witnesses.
Büyükbaban Bongo'dan nefret ederdi ve parayı severdi. Bongo'yu sırf bir grup zengin itle takılmak ve Noel Baba'yı kaçırmak için aşağılık bir cadı çitliğine sattı. Bu yüzden ben istediğim oyuncağı hiç alamadım.
Grampa always hated Bongo and loved money so he sold Bongo to a wicked farm witch just so he could hang out with a bunch of rich dogs and kidnapped Santa so I'd never get the toy I actually wanted.
Yılbaşı keyfimi kaçırmak için düzenlediğin bu berbat planı küçümsediğimi göstermek için "şunun tipe bakın ya" işareti yapıyorum.
I signal my contempt for your cruel plan to shove Christmas joy down my throat by making a gesture that says, "Get a load of this guy."
Hmm, bunu kaçırmak zorunda olduğum için üzgünüm.
Oh, I'm sorry I'm going to have to miss that.
Askerleri kaçırmak için veda törenine saldıracaklar.
In order for those bastards to get soldiers, they're going to attack at the Farewell Ceremony.
Sadık bir izleyiciyseniz, ya da son birkaç yıldır diziyi izlemiyorsanız, bölümü kaçırmak istemezsiniz ve kesinlikle son on dakikasını kaçırmış olmayı isteyeceksiniz.
If you were a loyal viewer or if you haven't watched the show in a few years, you're not gonna wanna miss this episode and you're definitely not gonna wanna miss the last ten minutes.
- Bir anı bile kaçırmak istemiyorum.
— I don't want to forget a single moment.
Asker 2 : kaçırmak!
SOLDIER 2 : Pass it up!
Kızları kaçırmak için ne planlıyordun?
Were you planning on taking little girls?
Çocukları kaçırmak Tanrı'ya karşı yürüttüğümüz savaştır.
Making children disappear is the war we wage against God.
Balıkçılık ya da insan kaçırmak dışında bir şeyler olmalı.
There's gotta be something other than being a fisherman... and kidnapping people.
Cavanaugh'un oyunlarından birine rastlama şansını kaçırmak istemezsiniz.
You don't want to miss out on a chance to light the Cavanaugh Cannon.
İnsanları şok tabancasıyla bayıltıp kaçırmak yerine onlara telefon edebilirsiniz!
Instead of tasing people and kidnapping them, maybe you should just give them a call!
David bizi sınırdan uyuşturucu kaçırmak için kiraladı.
David hired us to help him smuggle drugs across the border.
Uyuşturucu kaçırmak mı, David?
Drug smuggling, David?
- Home Improvement programını kaçırmak istemiyorum.
- I don't wanna miss Home Improvement.
Evet, bunu kaçırmak berbat olur.
Yeah, it sure would suck to miss that.
Bir saksı bitkisini kaçırmak.
Kidnapping a pot plant.
O büyüleyici ifadelerinin hiçbirini kaçırmak istemiyorum.
I don't want to miss any of your... charming expressions here...
Eminim ki az sonra olacakları kaçırmak istemezsin.
I'm sure you wouldn't want to miss what's coming next.
Kaçırmak için aptal olmalıyım.
I'd be a fool not to.
Saatlerce bir sürü arabanın çevrelerinde daireler çizmesini görmeyi kim kaçırmak ister değil mi?
How could anyone not see the appeal of watching a bunch of cars, drive around in circles for hours on end?
Ve bunu ilk dinleyişte kaçırmıştım ancak tekrar kaçırmak istemiyorum.
And... I missed it on the first listen, but I don't want to miss it again.
Bu gece güzellik yarışması var ve ben açılışı kaçırmak istemiyorum.
Tonight, its Miss USA pagent, and I really don't wanna miss the opening.
Çok güzeldi, keyfinizi kaçırmak istemedim.
It's been so beautiful and I didn't want to ruin it.
Beni kaçırmak zorunda değildin.
You're oblivious. You didn't have to abduct me.
Motorları çalıştırmak için kaç volt gerekli?
How many volts does it take to start the engines?
Seni kaçırmak için geldik.
We're here to bust you out of here.
Gerginliğini yatıştırmak için bir kaç kadeh içki mi aldı?
Has he had a few drinks to settle his nerves?
Gerçek bir genç kadını kaçırıp ırzına geçmek istemem bu yüzden bu tür tehlikeli küçük hanım rollerini canlandırmak için birilerini kiralıyorum.
I don't want to kidnap and ravish an actual unwitting young woman, so I hire someone to play the role of the damsel in distress.
Yani kızı kaçırdığı senaryosunu, onu suçladığım için hissettiğim suçluluk duygumu bastırmak adına benim yazdığımı mı söylüyorsun?
- Wait. You're saying that I concocted this scenario where he took her to assuage my guilt about accusing him in the first place?
Kaçışı için gemisinin direğini yaparken Thor onu cezalandırmak için tam da kaskına bir yıldırım düşürdü.
To punish him, Thor gave him a lightning bolt right through his helmet when he fixing the mast on his ship to make his escape.
Chi'ni saldırıdan kaçınmak için yönlendirmek yerine mızrağı kırmak için gücünü kullandın.
You used power to break the spear, instead of guiding your Chi to evade it.
- Kaçıran, uçağı kaldırmak istiyor.
The hijacker wants the plane to take off.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]