Komutanım traducir inglés
7,912 traducción paralela
Komutanım yanlış anlamayın ama elimizdeki suyla adaya varabilmek için zaten çok az zamanımız var.
Due respect, Captain, we only have a small window of time to make it to the island on the water we have.
İkinci Komutanım. 10 kişi daha iflas etti.
X.O., I've got 10 more down.
Komutanım?
Captain?
Kendi İkinci Komutanım Amik sırf o ve küstah kızı için kamarasından vazgeçti.
My own executive officer Asmik gave up his stateroom for her and her insolent daughter.
Komutanımızı geri getireceğiz.
We will get our captain back.
Komutanım, burası subay yaşam mahalli.
Captain, this is officer country.
İnanıyorum ki komutanımın karısıyla sikişen biri var.
I believe there's one coupling with my commander's wife.
Komutanım, iniş gemisi temiz Tam güvenlik kontrolünden geçirdik.
Sir, the dropship's clear. We did a full security sweep.
Komutanım, EMP Füze subayı sizinle görüşmek istiyor.
The captain of EMP wants to see you, Sir.
Komutanım?
Commander?
Komutanım, Bir kaç dakika içinde kıyıya varmış olacağız.
Commander, We're reaching the sea area boundary in fifteen minutes.
Ne diyeceğimi bilmiyorum komutanım.
I don't know what to tell you, sir.
Çok zayıf komutanım.
It's very faint, sir.
Elbette komutanım.
Of course, sir.
Burada bir arka kapı var komutanım.
I got a back door here, sir.
- Komutanım, düşündüm ki...
- Sir, I thought...
İstihbarat kıttı, bize verilen haritalar ise doğru değildi komutanım.
Sir, the intel was sparse, and the maps we were given were inaccurate, sir.
Komutanım, kusura bakmayın ama bu biraz aşırı olmadı mı?
Sir, with all due respect, isn't that a bit extreme?
- Evet komutanım.
- Yes, sir.
Komutanım.
Sir.
Komutanım, bağlantı kesildi.
Sir, I just lost the connection.
Komutanım! Sahadan kaçan iki araç hakkında telsizle bilgi geldi!
We got radio chatter about two vehicles running from the site!
Komutanım sana yardım etmemi emrettiği için buradayım.
I'm only here because my C.O. ordered me to help you.
Caeruleum asla tükenmeyen bir yakıt kaynağı öyle ki komutanımız 17 senedir onu arıyordu.
Caeruleum is a clean fuel source that never runs dry, which is why our command's been tracking it for the past 17 years.
Albay Marsh bizim komutanımızdı.
Colonel Marsh was our C.O.
Biri burada komutanım.
One here, boss.
General, komutanım. Cepheden sizi istiyorlar.
General, sir, they need you at the front.
- Gördünüz mü komutanım, ben size ne demiştim?
- See commander, what I told you.
Burası Zola komutanım.
"La Bete Humaine" It ´ s Zola, my commander.
- Bağışlayın komutanım.
- Sorry commander.
- Bilmiyorum komutanım.
- I don ´ t know commander
- Bağışlayın komutanım.
- Sorry, commander.
Gerçekten Komutanın benimle uğraşacağını mı düşünüyorsun?
You think the captain will bother with that? He ain't gonna let you roam free.
Anladığım kadarıyla Komutan gemide bir salgın olduğundan korkmuş.
It sounds to me, the captain feared an outbreak on ship.
Ben sizin Komutanınızım.
I am your captain.
Komutan Chandler ve Tex'ten bir haber var mı?
Is there any word on... Captain Chandler or Tex?
Buradayım İkinci Komutan.
I'm here, X.O.
Tex ve komutanı serbest bırakmadan onun için kılımı bile kıpırdatmam.
And I won't do a thing for him until he releases Tex and the captain.
Ben Binbaşı Luo Yong zhen, özel kuvvetler komutanıyım.
Luo Yong zhen, Major Coordinator of the Special Force.
İşaret verildiği zaman adamlarımız ilk etapta Komutan Hong'u öldürecekler.
When the sign is given... our men will kill Chief HONG first.
Komutan Hong annemin hayatı ve son şansım orada.
Chief HONG... Mother's life and my last chance... are over there.
Üs komutanın evi olduğunu sandığımız evi görüyorsunuz.
You are looking at what appears to be the base commander's house.
Özel taktiğin yeni komutanı hakkında bir yazı hazırlıyorum.
Well, I'm doing a story on our new SWAT captain.
Komutan mı, Komser mi?
General or Captain?
- Senin komutanınım ben!
I'm your commanding officer!
Cowichan River Milis Kuvvetleri'nde alan komutanıyım.
I'm a field commander in the Cowichan River militia.
Ben senin komutanınım.
I'm your commanding officer.
Başçavuşun oğlunu kaybetmiştim, bölüğümdeki komutanın oğlunu, oraya gittiğim ilk gün ve onlara daha verdiğim ilk emirle, oradaki tek yetkili ben iken, adamın oğlunu öldürtmüştüm ve kendimi kaybetmiştim.
I just lost the sergeant major's son, the brigade sergeant major's son in my company, the very first day that I go out there and the very first thing I told them to go do, where I'm the only one in charge, and I get his son killed, I was, like... at a loss.
Durumu bölük komutanına betimlemeye çalışıyorum, çünkü o da rütbelilerin diğer unsurları koordine etmesine yardım ediyor.
I'm trying to paint a picture through the company commander,'cause he's talking to highers trying to gather all these other assets.
Karşında takım komutanın yok.
I'm not your platoon leader.
Aman tanrım, babam İngiliz İmparatorluğunun en mükemmel bölüğünün komutanıymış.
My heavens, my father is the Commander of the Most Excellent Order of the British Empire,
komutan 1282
komuta sende 41
komuta 108
komuta merkezi 58
komutan riker 60
komutan sisko 38
komutan la forge 24
komuta bende 33
komuta sizde 19
komutan chakotay 60
komuta sende 41
komuta 108
komuta merkezi 58
komutan riker 60
komutan sisko 38
komutan la forge 24
komuta bende 33
komuta sizde 19
komutan chakotay 60