Kötü şans traducir inglés
2,090 traducción paralela
Kötü şans getircek?
Have you ever known a bad omen to be wrong?
Bir kız kötü şans getirir dediler.
They said a girl was bad luck.
Damadın gelini görmesi kötü şans getirmez mi?
Isn't it bad luck for the groom to see the dress?
Kardeşinin kötü şansını kırmasına yardımı olur.
Even though it could help your brother break his bad streak.
Ve kötü şansını kırabilecek bir yıldız futbolcusun!
And you're a top player who can break this bad streak!
Benimle evli olmak kötü şans demekti.
It was very bad luck to be married to me.
Sadece kötü şansım yüzünden bir şey elde edemedim.
Only thing getting in my way is some bad luck.
Burada yaptığımız ölüm Tanrısını kandırmak ve kötü şansı uzaklaştırmak için düzenlenen bir Tayland âdeti.
This is a typical custom participation that only happens in Thailand. To bluff the god of death... to dispel bad fortunes.
Tabut ayininden sonra kötü şansın bedenimi terk ettiğini hissedebiliyorum.
After the coffin ceremony... I can feel the bad luck, leaving my body, and... when I left the coffin,
- Hayır, hayır, kötü şans getirir.
- No no no, it's bad luck.
Artık kötü şans yok.
No more bad luck.
Bu kötü şans getirir.
It's bad luck.
Fakat ben ona kötü şans getiriyorum.
But, I am bad luck for him.
Serçe sana kötü şans getirecek.
The sparrow will bring you bad luck.
Bu kötü şans değil mi?
Isn't that bad luck?
Serçenin kötü şans getireceğini söylemiştim.
Told you the sparrow brings bad luck.
Bu kötü şans.
This is bad luck.
Kötü şans.
Bad luck.
Rüyada konuşmanın kötü şans getirdiğini bilmiyor musun?
Don't you know it's bad luck to speak in a dream?
O zamanlar bunun sadece kötü şans olduğunu düşünmüştüm.
At the time I assumed it was just bad luck.
Yeri gösteriyor... Kötü şans.
Pointing down... bad luck.
Kötü şans getirir.
Bad luck for you.
Enkâz herifleri kurtaran biri karşılığında teşekkür olarak kötü şans alır.
A man that saves a shipwrecked fella he gets bad luck for his thanks.
İki yıldır, beni kurtardığı için Jim'e kötü şans geleceği hakkında söylenip duruyorsun.
You've been croaking for two years. ... about the bad luck that I'm gonna bring Jim for saving me.
Engin denizlerde yelken açtım kötü şans gördüm mü anında anlarım ve sen beyefendi uğursuzsun.
I sailed the high seas. I know bad luck when I see it and you, mister are bad luck.
Kötü şans mıdır?
Is that bad luck?
Bize kötü şans getireceksin!
You'll bring us bad luck!
Kötü şans, kötü şans.
Bad luck. Bad luck.
Sanırım bu yedi yıl boyunca kötü şans demek.
I guess that's seven years bad luck, then.
Felix, itiraf etmelisin ki kötü şansınla savaşamıyorsun.
Admit it, Fe ix! You can't fight bad luck!
Felix ve onun kötü şansı!
Fe ix and his bad luck!
Bize kötü şans getirir. Onu gömmek zorundayız.
It is a bad luck for us... we have to bury him.
Kötü şansı yok, iyi şansı da yok, sadece bodoslama.
She's got no bad luck, no good luck, just even Steven.
Biri kötü şans, diğeri berbat şans.
I've got bad luck, and I've got fucking shit luck.
Kötü şans saçmalığına kafayı takmışsın.
Your constant bad luck bullshit is what.
Kötü şans hakkında mı konuşmak istiyorsun?
You want to talk about bad luck?
Hayatını mahvetmek, aptal bahisler yapmak aptal seçimler, bunlar kötü şans değil.
Fucking up your life, making stupid bets, stupid choices, that's not bad luck.
Sana kötü şansın ne olduğunu söyleyeyim, Andy.
I'll tell you what bad luck is, Andy.
Kötü şans, ülser ya da kanserin vücudunda yayıldığını öğrenmektir.
Bad luck is finding out that thing you thought was an ulcer is really a fucking tumor.
Kötü şans hayatında hiçbir şey yapmadığını farketmendir.
Bad luck is realizing that you haven't done shit with your life.
Kötü şans, farkettiğinde artık çok geç olmasıdır!
Bad luck is realizing what's really important when it's too fucking late!
Neden mi? Kötü şans yüzünden.
It's just bad luck.
Bebek isimlerinden bahsetmek kötü şans getirir.
It's bad luck to talk about baby names now.
Bu, yardımına ihtiyacı olan karım için gerçekten kötü şans olurdu.
That would be truly rotten luck for my wife who just needs a little bit of your help.
Sadece şansım kötü gitti.
I just had a run of bad luck.
Şansınız kötü.
- DVD?
Hem şansım hem de zamanlamam kötü!
Either my luck is bad, or your timing!
Şansım kötü gitmişti, haptan uçmuş haldeydim bacaklarımı hissedebilmek için üstüme işiyordum.
Down on my luck, hopped up on gack urinating on myself just to feel my legs.
Ama şimdi, doktorların söylediğine göre doğru şeyleri yaparak hayaletlerime aldırmayıp sağlam dostlarıma güvenerek Parks'a ve size iyi kötü, normal bir yaşam sürebilme şansım oldukça yüksekmiş.
But now the doctors say that by doing all the right things, - ignoring my ghosts, - trusting my safe people... Parks and, well, you... that I have a pretty good chance at leading a more or less functional life.
Biliyorsun yaşlı bir bayana kötü bir şey yaptın. Onu sana tanıştırıp özür dilemen için bir şans vermek istiyorum.
You know, you did a bad thing to an old lady, and I'd like to introduce her to you and give you a chance to apologize.
-... ve sen buna kötü şans mı diyorsun?
- you're chalking that up to bad luck?
kötü şans getirir 23
şans 100
şanslı 131
şanslısın 256
şanslıyım 72
şansıma 19
şansını zorlama 45
şanslısınız 85
şanslıyız 73
şansına küs 32
şans 100
şanslı 131
şanslısın 256
şanslıyım 72
şansıma 19
şansını zorlama 45
şanslısınız 85
şanslıyız 73
şansına küs 32
şanslı adam 21
şansımıza 17
şanslı mı 26
şansın yok 21
şansımız var mı 19
şansın açık olsun 28
şanslıydım 39
şanslı günümdeyim 16
şansımız varmış 21
şanslıydık 25
şansımıza 17
şanslı mı 26
şansın yok 21
şansımız var mı 19
şansın açık olsun 28
şanslıydım 39
şanslı günümdeyim 16
şansımız varmış 21
şanslıydık 25