Kıskanç traducir inglés
2,157 traducción paralela
- Herkes kıskanç yahu.
- Everyone will be jealous.
Evet, beş kişi, Miranda delicesine kıskanç.
Yeah, five guys, Miranda's insanely jealous.
Kıskanç herif!
You're jealous!
Hâlâ kıskanç mısın?
Are you jealous yet?
Ya da kıskanç erkek arkadaşın?
Or your, uh, jealous boyfriend?
Bu yaşta hâlâ kız kurusu olmamı kafama kakan yaşlı, kıskanç yellozların hepsine Cayman Adaları'nın fotoğraflarını göstermek istiyorum. Çekil!
I want to show the pictures of the Cayman lslands... to all those jealous old bitches, who used to give me shit about being single at my age.
- Kıskanç mısındır?
- You're jealous?
O çok kıskanç biriymiş çünkü eşi onun eski sevgilisi hala görüşüyorlarmış.
He was jealous because his wife and her ex-boyfriend still had lunch now and again.
- Dedikoducu herif, kıskanç.
He's a gossip. And jealous.
Seni tanımadan önce kıskanç değildim böylesine.
♫ I wasn't jealous before we met ♪
Hayatımda bir çok kıskanç erkek gördüm.
I've known a lot of jealous men in my life...
Kıskanç kocalar için endişelenecek biri değilsin.
It's not like you to be worried about jealous husbands.
İlk dördü, tanrıya tapınmayla ilgili ve temelde kıskanç bir tanrı, ve sizin başka bir tanrınızın olmasını istemiyor.
The first four are all about just worshipping God and basically that he's a jealous God, and he doesn't want you to have any other gods.
Bu kıskanç bir tanrının yapacağı türden birşey.
It's just something a jealous god would do.
Tanrımız kıskanç olduğunu söylüyor zaten.
It does say that our God is a jealous god.
Gerçekten bu kadar kıskanç mısın?
You had your chance, Teague, and thank God you blew it.
Tanrı seni korusun, seni kıskanç.
God bless you, you're jealous.
Doğrusu, senin kıskanç olduğuna inanamıyorum.
- Uh-huh. I can't believe you're jealous.
Kıskanç değilim.
I'm not jealous.
- Senden kıskanç olmayayım!
- As if I could be jealous of you!
Belki onun kocası, kıskanç erkek arkadaşı, terkedilmiş bir sevgili...
Someone her husband, a jealous boyfriend, my rejected lover.
Ve çok kıskanç olduğumu söyledi.
And he said I'm very jealous.
Kıskanç!
Envy.
Kıskanç canavar!
The green eyed monster!
Ve çok kıskanç olduğumu söyledi.
I'm very jealous, he said.
- Yoksa kıskanç olmamı mı istiyorsun?
- Or do you want me to be jealous?
Geçmişteki kıskanç bir sevgili, kızgın baba, hiçbir şey yok mu?
No jealous boyfriends from the past, angry dads, nothing?
Bu kadar kıskanç olmaktan vazgeç Georgia.
Oh, just stop being so jealous, Georgia.
Kıskanç olman ve sahip çıkmak istemen hiç yardımcı olmuyor.
The fact that you're jealous and possessive doesn't help me, at all.
Ama onu kıskanan, frijit, kıskanç, cadaloz, şımarık bir Yahudi Amerikalıdan bahsetti.
But she did mention some frigid, jealous JAP that was jealous of her and who was a complete bitch. - Oh, jealous?
Sen o kıskanç adamlardansın, değil mi?
Well, you're one of them jealous guys, ain't you?
Kıskanç ve şüpheci davranmalısın.
You got to be jealous, got to be suspicious.
Sen kıskanç değil misin?
You're not jealous of me?
Biliyorsun kıskanç bir tip değilim, ama sen benim kadınımsın.
You know I'm not the jealous type, but you're my girl.
Kıskanç değilim!
I'm not jealous.
Eğer bir casus iseniz, sizi öldürmek isteyenler olduğu fikrine alışırsınız. Eski bir düşman, tatmin olmamış patron, ya da bir kıskanç bir iş arkadaşı.
When you're a spy, you learn to live with the idea... of people wanting you dead - an old enemy, a dissatisfied employer, a disgruntled asset.
Dinle, sana bunca şeyi söylememin nedeni, kıskanç biri olmam.
Listen, the only reason why I said those things was because I was jealous.
Nesin sen, kıskanç sevgili mi?
What are you, jealous boyfriend?
"Çünkü ben, Tanrın RAB kıskanç bir Tanrıyım."
"For I, the Lord, your God " am a jealous God
Arthur son zamanlarda çok kıskanç olmuş, çünkü Katie kaybolmadan 3 ay önce kendisine 5 milyon dollarlık bir sigorta yaptırmış
Well, apparently Arthur was really jealous,'cause three months before Katie's disappearance, he took out a $ 5 million insurance policy, on both himself
Baban kıskanç bir adam mı?
Your father, was he a jealous guy?
Hayatımda kıskanç olmadım.
I've never been jealous.
"Meydana çık, güzel güneş, kıskanç ayı öldür çoktan hastalandı bile."
Arise, fair sun, and kill the envious moon who is already sick and pale with grief.
Sen de bunu unutmak için ilk kocanla evlendin kıskanç bir canavardı.
so then you married your first husband on the rebound, and he was a-a jealous monster.
Bale dünyasının, sırtından bıçaklayan sözde dostlarla kıskanç rakiplerle dolu olduğunu sen de biliyorsun.
You know the ballet world is full of back-stabbing friends and jealous rivals
- Kıskanç mı?
Jealous?
- tanrın kıskanç mı?
But your God is jealous?
- O kadar kıskanç ki...
– He's jealous because... – We've just sell...
Kıskancım.
I'm jealous.
Tabi ki kıskancım aşkım.
Of course I do, my love.
Ben kıskancım, dostum.
I'm jealous, pal.
kıskançlık 60
kıskançlık mı 20
kıskanıyorum 27
kıskandım 18
kıskanıyor musun 33
kıskanıyorsun 60
kıskandın mı 76
kıskaç 19
kıskanmak mı 21
kıskançlık mı 20
kıskanıyorum 27
kıskandım 18
kıskanıyor musun 33
kıskanıyorsun 60
kıskandın mı 76
kıskaç 19
kıskanmak mı 21