English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ K ] / Kıskaç

Kıskaç traducir inglés

475 traducción paralela
Dişleri olan küçük bir kıskaç.
A tiny clamp with teeth.
Bildiğiniz gibi, tüm ıstakozlarda iki büyük ön kıskaç vardır.
You see, all lobsters, as you know, have two large front claws.
Bir kıskaç çok ağırdır ve keskin olmayan dişler taşır bu enerjik kıskaçtır, öteki daha küçüktür ve keskin dişlere sahiptir...
Now, one is very heavy and has blunt teeth... that's the powerhouse claw, and the other is smaller and has sharp teeth...
Sonra, damara gelince, baktık ki kıskaç kalmamış içine girip helikopter gelinceye kadar parmağımla tıkamak zorunda kaldım.
Well, uh, when we got to the artery, uh, we didn't have any clamps, so I had to reach in and hold it closed with my fingers till the helicopter came.
- Kıskaç.
- Clamp.
Kıskaç. Ver şunu.
Give me that.
- Tamam, tatlım. - Kıskaç.
Actually, that's a pretty good sign that you're ready to go back.
- Kıskaç.
Snap into it!
Normandiya çıkarmasıyla birlikte düşünüldüğünde kuzeye ilerlenerek Hitler Almanyasını her taraftan sıkıştırmak. Diğer bir deyişle, 3. Reich'ın ümüğünü sıkacak bir kıskaç hareketi.
Anvil was meant to begin the pincer movement on Hitler's Germany from all sides - the pincer movement that was to squeeze the Third Reich dry.
İki kıskaç birliği Romenleri yarıp Kalach'ta birleşecekti.
Its two "hand-vises" would cross the Rumanians and if they would join in Kalach.
Ama metal bir kıskaç kullanıp, lokal bası uygulayarak sinirsel iletiyi bloke edip beş... altı saniyeliğine gerideki sinir köklerini şişirirsek acaba ne olur?
But what if we block the nerve impulse by simply applying local pressure, which can be done with any ordinary metal clamp just at the swelling on the posterior nerve roots for, say... five or six seconds?
Seni çıkarabilmek için kıskaç kullanmak zorunda kalmışlardı.
They had to use forceps to get you out!
- Kıskaç.
- Claws.
Erica, bir kıskaç al.
Erica, have a claw.
Kıskaç harekatı.
HANNIBAL : It's a pincer movement.
Bu, korunan bölgede yarım kıskaç hareketidir.
It's your half-pincer movement inside a guarded perimeter.
Klasik yarım kıskaç hareketi.
Some classic, half-pincer movement.
Hannibal muhtemelen "yarım kıskaç hareketiyle klasik ön saldırı" dediği yöntemi denetti onlara.
Hannibal probably tried getting in by hitting'em with what he'd call... "a classic frontal assault with a half-pincer movement."
Kıskaç serbest kaldığında, içinizdeki balon söner.
When the clamp is released, the balloon inside you deflates. Deflates?
Her neyse, Hırsızlık Masası Güney Dade bölgesinde... hırsızlara karşı bir kıskaç operasyonu düzenliyor.
So anyway, Burglary is setting up this sting operation... part of a burglary roundup in South Dade.
O ve Zito Güney Dade'deki hırsızlık kıskaç operasyonunu yapıyorlar.
He and Zito are working that burglary sting operation in South Dade.
Bir kıskaç hareketi 17. Avrasya donanmasının yüzen kalelerinin kapsamını geliştirdi.
A pincer movement has developed... involving the floating fortresses of the Eurasian 17th Fleet...
Kanama başladı. Kıskaç getir hemen.
Oh, my God, she's bleeding!
Gelen emirler doğrultusunda, saat 08 : 00'da, kıskaç harekatı için ilerlememiz emrediliyor.
The orders came through for us to advance at 0800 hours in a pincer movement.
Kıskaç.
Hey.
- Kıskaç!
- Forceps!
- Kıskaç.
- Forceps.
- Bu klasik bir kıskaç operasyonu.
- It's a classic pincers movement.
Kıskacınız yok mu?
Where are your tongs?
Bu kıskacın içine nasıl girdim ben?
How'd I get into this rat race, anyway?
İlk olarak, bombayı tutması için kıskacı yerleştireceğim sonra da Stuart'ın yaptığı gibi anahtarla üzerinde çalışacağım.
First of all, I'll try and get the clamps on the bomb to hold it... and then work on it with the wrenches, just like Stuart did.
İlk kıskacı yerleştirdim.
Well, that's got the first one on.
" İkinci kıskacı takıyorum.
" I'm putting on the second clamp.
- Boynuna demir kıskacı geçirmeden önce mi?
In the chair, with the collar around his...?
Yunan kıskacı için harika bir pozisyon.
- Get off me!
- İki damar kıskacı lazım ve atar damar dikişi.
- l'm gonna need two vascular clamps and an arterial suture.
Bana kıskacı verir vermez gömlek ve eldiven giydir. Tamam mı?
As soon as you give me the clamp I want you to gown and glove me.
Durumun acımasız kıskacında ne ürktüm ne de yüksek sesle ağladım
In the fell clutch of circumstance I have not winced nor cried aloud.
İşte, dört kıskacı da yerine oturttular.
They're attaching the cables.
Kıskaç ver.
Give me a clamp.
- Şimdi kıskacı alıp onu çıkar.
- Now take the clamp and take it out.
Son aldığımız bilgilere göre sevgili Challenger'ımız kötülerin kıskacından kurtulmuş durumda. Aynasızlar fena çuvalladılar.
For, by the latest information, our soul Challenger has just broken the ring of evil the deep blue meanies have so righteously wrought.
- İki damar kıskacı lazım ve atar damar dikişi.
I'm not sure I feel right about getting back into surgery, Sidney. - Why not?
Bana kıskacı verir vermez gömlek ve eldiven giydir.
- I don't know.
Bu, yengeçtir... onu böyle tutarsan kıskacıyla seni yakalayamaz.
It's a crab... It can't pinch you if you hold it like this.
Sıskacık, gözlüklü.
- Yeah, glasses, skinny. - Look how skinny he was.
Kıskacı cebinde duruyor.
You got the claw in your pocket.
Tehlike Kıskacı.
Pinchers of Peril.
Tehlike Kıskacım hayatımı kurtardı.
You guys, I've been saved by my Pinchers of Peril.
Evet, eskiden senin olduğun gibi sıskacık bir şeydi.
She was a skinny little squirt, like you once was.
20 kg yengeç kıskacı marine eden bir kadına bunu asla söyleme.
Never say that to a woman whos marinating 50 pounds of crab claws.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]