Kız arkadaşın traducir inglés
11,902 traducción paralela
Lund'daki kız arkadaşını görmesi gerekiyormuş ama aracı özel sebeplerden dolayı kullanmaya izni yokmuş.
He had to visit his girlfriend in Lund but one cannot use the car for private purposes.
- Kız arkadaşın mı?
- Your girlfriend?
Eğer şu kız arkadaşını öldüren Güney Afrikalı bacaksız bir şekilde koşabiliyorsa biz de topuklularla koşabiliriz.
If that South African runner who killed his girlfriend can run with no legs, we can walk in heels.
O zaman kız arkadaşınla neler yaparsın görürüz.
Then we'll see what you do with that little girlfriend of yours.
Senin madam kız arkadaşın.
Your madam girlfriend.
Kız arkadaşını kurtaracağını düşün.
Think of it as saving your girlfriend.
Kız arkadaşının dâhil olduğu bir olaya bakman menfaat çatışması olmuyor mu?
Isn't this a conflict of interest? You working on a case that involves your girlfriend?
18 yaşındaki bir kız arkadaşını kurtarmaya çalışırken öldürüldü.
An 18-year-old girl murdered trying to save a friend.
Kız arkadaşının doğum günü nedeniyle, sana para vereceğim.
Due to birthday of your girlfriend, okay I'll give it to you.
Paranı al ve git buradan, kız arkadaşın için her şeyi çal.
Take your money and go out with your girlfriend and Steal everything.
- Kız arkadaşın mı?
Girlfriend?
- Kız arkadaşın bize her şeyi anlattı.
Your little girlfriend told us all about it.
Memleketinde bir kız arkadaşın var mı?
Do you have a girlfriend back home?
Kız arkadaşın.
Girlfriend.
Adamın biri gözünün önünde kız arkadaşını öldürüyor, sonra senin evine gelip, sana saldırıyor ve seni öldürmeye çalışıyor.
The man kills your girlfriend right in front of you, and then he comes to your house, he tries to attack you, tries to kill you.
Bu karmaşayı bir şekilde sen ve kız arkadaşın bana verdiniz.
A way through this mess you and your girlfriend have got me in.
Bence Bay Stepovic takip etmek için zor birisi özellikle kız arkadaşının evine giderken.
I imagine Mr. Stepovic is a difficult man to track down, especially to the home of his girlfriend.
Travis de birazdan kız arkadaşını bulur yukarıda. Böylece, boku yemiş olursun.
Travis is going to find your girlfriend up there and you are fucked.
Kız arkadaşın, değil mi?
Your girlfriend, right?
Jason babana kız arkadaşını Cape'e getirebilir mi diye sordu şimdi seninle tanışmak için eve geliyor.
Jason asked your father if he could bring his girlfriend to the cape, he's on his way home now to meet you.
Niye hiç kız arkadaşın olmadı mı?
Why did you never have a girl?
- Kız arkadaşın.
- She's your girlfriend.
- Ay kız arkadaşın mı var senin?
- Ohh, you have a girlfriend! - No.
Kız arkadaşın mı?
Girlfriend?
Trudy Walker kız arkadaşınıza vermiş ve kız arkadaşınız kaçmış.
Trudy Walker gave it to your girlfriend, who has now fled.
Kız arkadaşına asıldığın için Maui senin canına mı okudu?
Did Maui bust your balls for hitting on his girlfriend?
İki terörist öldü, diğerleri kaçak kız arkadaşın ise kayboldu.
Two terrorists dead, rest on the run, your girlfriend in the wind.
- Şu kız arkadaşın?
- This girlfriend?
Polise gider kız arkadaşının kolunu gördüğümden bahsederim. Böylece tüm kariyer planların ansızın suya düşer.
I'll go to the police and I'll mention what I saw on your girlfriend's arm and this new career of yours will stop very suddenly.
Kızımın yeni bir erkek arkadaşı var.
Oh, yes, my daughter has a new boyfriend.
Gözlerimi kapatmıştın, bu sayede onu kız arkadaşıyla görmemiştim.
You covered my eyes, so I wouldn't see him with his girlfriend.
Kız arkadaşımın fotoğraf çekimine Michelin lastik reklamındaki yaratığın gitmesini istemiyorum.
I don't want the Stay Puft Marshmallow man showing up at my girlfriend's photo shoot.
Siz ikiniz kız arkadaşımı utandırdınız.
You two embarrassed my girlfriend.
Babanın kız arkadaşı, Fred?
She's your dad's girlfriend, right?
Eski kız arkadaşımın avukatı, geciktirilmiş borçlar için yakamda,
I got my ex's lawyer on my ass for arrears payments,
Bir dost kaybettim, ve de kız arkadaşımın güvenini.
I lost a friend, and the trust of my girlfriend.
Ve şimdiki konumuzsa,... bu kısımda yüksek miktarda bir para yığınının kaybedilmesinin yanı sıra,... görünüşe göre arkadaşımız Kid ürünlerini paravan olarak kendi anlaştığı ortaklarına satma işindeymiş.
Now here's the thing, apart from losing a major chunk of this chapter's cash, seems that our friend Kid was in the habit of fronting product to his dealer buddies.
- Ben Liam'ın kız arkadaşıyım.
- I'm Liam's girlfriend.
Alex'in yakın arkadaşı ya da kız arkadaşı var mıydı?
Does Alex have any friends nearby, a girlfriend?
Kızın erkek arkadaşıymış.
Apparently he was her boyfriend.
Bir arkadaşım bir kızla çıkıyordu, evet ve kız onun bir sehpanın altına yatmasını istedi... - Bunu dışarı götüreyim, hemen dönerim.
A mate of mine was going out with this bird, yeah, and she wanted him to lie under a glass coffee table... ~ I'll just take this outside, I won't be a moment.
Bugün kız arkadaşımın doğum günü.
Today is my girlfriend's birthday.
Bende kız arkadaşımın abisiyle tanışmaya geldim.
I came to see my girlfriend's brother
Kız sizin arkadaşınız, doğru mu?
She's a friend of yours, right?
Ama şimdi bize yardım etmezsen arkadaşımın kızı ölecek.
But my friend's daughter is gonna die if you don't help us right now.
Kız arkadaşı saygın bir öğrenci olduğunu söylüyor...
His girlfriend says he's an honor student,
Kızın numarasını aldıktan sonra da arkadaşına bir ıslak mendil götür.
And then once you get her number... - Mm-hmm. -... bring your friend a wet wipe.
Bu çocuk Korkmaz'ın kızının arkadaşı mıymış?
So this kid was friends with Korkmaz's daughter?
Ayrıca, Lasalle ile birlikte deniz kızının cenazesinde yakın bir arkadaş kullanabilirsin.
Plus, with Lasalle at the mermaid's funeral, you could use a wingman.
Diğer bir kız, Lucy Maxley, öğrenciydi ve erkek arkadaşının evinden dönerken saldırıya uğradı.
Another girl, Lucy Maxley, a student is attacked on her way back from her boyfriend's house.
Eğer gidersem ve hastalarımdan biri ölürse acı çeken ben olmayacağım. Hastamın annesi, kız kardeşi, arkadaşı, karısı acı çekecek ve benden nefret edecekler.
If I leave and my patient dies, it's not me who will suffer, it is his mother, his sisters, his friends, his wife, and they will hate me.