Kızgınsın traducir inglés
2,263 traducción paralela
Sadece Meka'nın yolsuzluk yaptığını söyledikleri için mi kızgınsın yoksa gerçekten yolsuzluk yaptığını öğrendiğin ve bundan haberin olmadığı için mi, onu anlamaya çalışıyorum.
I'm just trying to figure out if it's because they told you Meka was dirty or because you found he actually was dirty and you didn't know about it.
Bana neden kızgınsın peki?
- Why are you mad at me?
Dur bir saniye, bu yüzden mi kızgınsın bana?
Wait. That's what you're mad about?
kadar kızgınsın öyle mi?
You were angry enough to key Heather's car, huh?
Leonardo, sen kızgınsın, çünkü Havana'lı seni filmden çıkardı.
He's listening to a clandestine radio station! Leonardo, you're just angry because the habanero took you off the film.
Seni yanağından öptüğüm için mi kızgınsın?
You're angry at me that I kissed your cheek?
Mademki ciddi kızgınsınız,
Since you are seriously angry,
Kızgınsın.
You're angry.
- Niçin Tanrı'ya bu kadar kızgınsın?
- Why are you so angry at God?
Neden şuan çok kızgınsın?
What are you so angry about right now?
Kime kızgınsın?
Who are you angry with?
Kızgınsın biliyorum.
I know you're mad.
Biliyorum bana kızgınsın, ama ben senin bana Vegas olayını söylememeni, affetmiştim.
I know you're angry, but you didn't tell me about your whole Vegas wedding, and I still forgave you.
- Yeni bir çocuk bakıcısı aramak zorunda olduğun için mi kızgınsın?
- Are you just angry because you're going to have to find a new babysitter?
Neden bu kadar kızgınsın?
Why are you so angry?
# Kızgınsın Beni görmek istemiyorsun artık #
You're angry Don't wanna see me no more
Sen hâlâ son dalganı çaldığım için kızgınsın.
You're still mad I snaked your last arrow.
Kızgınsın çünkü sen yine bir kız bulamadın.
- You're crazy. Whoa. He's just pissed'cause he didn't get any action.
Rhodes, beni duyduğunu biliyorum. Bana kızgınsın ama yardımına ihityacım var.
Rhodes, I know you can hear me, and I know you're mad at me, but I need your help.
Biliyorum kızgınsın ama unutma.
Rebecca I know you're upset and really do not mean it. Remember that we had something important.
Beni başka bir adamla gördün diye mi kızgınsın?
Are you mad because you came in here and you found me with another man?
Laura, biliyorum kızgınsın
Laura, I know you're upset. All right?
- Neden bu kadar kızgınsın?
- What are you so upset about?
- Neden bana kızgınsın?
Why are you angry with me?
Bana neden kızgınsın?
Why are you angry at me?
Ike'a, Eddie'ye Tanrı'ya ve kendine kızgınsın diye, sinirini ondan çıkarma.
Don't punish her because you're mad at Ike and Eddie and God and yourself.
Yani şimdi sen ona kızgınsın, çünkü sen ona kötü davrandığın için o sana kızgın değil diye mi?
So, you're mad at her for not being mad at you for saying mean things about her?
- Bu durumdan mutlu olduğu için kızgınsın, değil mi?
Are you mad because she seems happy about it?
Tamam, ilk olarak tamamen Finn'i öpmeme taktın Ve şimdi de öpmediğim için bana kızgınsın
Okay, first you're all up in my business for kissing Finn, and now you're pissed at me for not kissing...
Seni terk ettiği için Finn'e kızgınsın.
You're pissed about Finn dumping your sweet ass.
Kızgınsın ve Karanlık'ın karşısına çıkacak durumda değilsin.
You're upset and in no condition to go up against the darkness.
Seni davet etmediğim için bana kızgınsın.
You're mad at me for not inviting you.
- Tom, söyleyeceğini söyledin. Alexi'i aldığımız için kızgınsın, ama bu demek değildir k- -
Which means we need to go through Gallo's files, see if we can find another way to get him released.
Hala Raina'ya babam hakkında yalan söylediğim için kızgınsın.
Still pissed I lied to raina about my father.
Seni mahvettikleri için kızgınsın.
You're just mad'cause they are lighting you up.
Bu yüzden mi kızgınsın?
Oh, is that what's upsetting you?
Anneme, Natalie teyzeme ve Miranda teyzeme gerçekten kızgınsın biliyorum.
I know you're really mad at my mom and Aunt Natalie and Aunt Miranda.
Sağdıç olarak seni değil, Ricky'yi seçtim diye kızgınsın.
You're just mad because Ricky and not you is my best man, right?
Neden bu kadar kızgınsın?
Why are you so mad?
Bence kızgınsın çünkü bende bunu yapabilecek taşak var ama sende yok.
I think that you're just mad because I had the stones to do this, and you didn't.
Bana kızgınsın sanıyordum.
- l thought you were mad at me.
Neden kızgınsın?
What are you so angry about?
Sonrasında kızgınsın.
The next, you're angry.
Ona hâlâ kızgınsın.
You're still angry at her.
- Tamam, kızgınsın -
- Okay, you're upset.
Bana kızgınsın sen.
You're mad at me.
Eminim çok kızgınsınızdır.
I can imagine you must have been very upset.
Neden kızgınsın?
Why are you angry?
- Ben almıyım. Anlıyorum- - Harvey'nin yardımını istemiyorsun, çünkü ona kızgınsın.
- Look, Donna, for your information, we are on such good terms that Harvey...
Şu an kızgınsın.
You're upset.
Bana mı kızgınsın?
- Yeah. Why?