Kızgınım traducir inglés
7,281 traducción paralela
Ve bende kızgınım.
And I am, too.
Elbette hala kızgınım.
Of course, I'm still pissed.
- Evet, sana kızgınım Michelle!
- Yes, I am mad at you, Michelle.
Bak, bende kızgınım.
I know you're angry.
Sana kızgınım, Connor.
I'm mad at you, Connor.
Çok kızgınım.
I'm just so angry.
Güçlü çarp. Epey kızgınım çünkü.
And slam it hard, because I am pretty steamed.
- Hayır sana kızgınım, Floki!
- Yes, I am angry with you, Floki.
Gittiği için mi kızgınım?
Am I angry that she's gone?
Hepsine kızgınım.
Bloody mad, the whole lot of them.
Kusura bakma Erlich ama çok kızgınım.
I'm sorry, Erlich, but I'm pissed.
Ama çok kızgınım!
But I am so angry!
Neden hâlâ bu kadar kızgınım?
Why am I still so angry?
Kızgınım.
I'm angry.
Ben de kızgınım bebeğim.
I'm angry, too, baby.
Dünden beri sana kızgınım.
I've been mad at you since yesterday.
- Tabii ki kızgınım.
Yeah, damn right, I'm upset.
Kızgınım, düşünülecek çok şey var.
I'm upset, it's a lot to process.
- Kızgınım.
I'm angry with you.
Bana kızgın mısın?
? Est? S mad at me?
Kızgın olmalı mıyım, Dickie?
Should I be angry, Dickie?
Bana hala kızgınsın sanırım.
I'm guessing you're still pissed off at me.
Kızgın kuş demek. Telefonu ver bakalım.
Angry bird... very good.
- Bana hâlâ kızgın mısın?
You still hate me?
Kızgın değilim.
I'm not mad.
- Pekin'de niye yapmadın? Kızgın mısın bana?
Why'd you have it in Beijing?
Sanırım ona kızgın olduğumu düşünüyor.
I suppose he thinks I'm angry at him.
Sen de bana kızgın mısın?
What is this? Are you... You're mad at me too?
Sana kızgın değilim, fakat..
I'm not mad at you, but...
"Hayır, kızgın değilim, sadece"...
"No, I'm not, I just"...
Şu anda bana kızgın mısın?
Look, are you mad at me right now?
- Bana kızgın mısın?
Are you mad at me?
Hayır, sana kızgın değilim.
No, I'm not mad at you.
Hâlâ kızgın mısın gerçekten?
Are you really still angry?
Ve kızgın azarlamalarla onlardan büyük öçler alacağım ; ve ben öcümü onların üzerine getirince, bilecekler ki ben, Rab'bim.
But you... you will know that I am the Lord when I lay my vengeance down upon you. And this is the vengeance of the Lord, say I.
Kapıyı açıp kızgınca arkamdan çarpar mısın acaba?
Would you mind opening the door and then angrily slamming it behind me?
Umarım artık bana kızgın değilsindir babacığım.
I hope you're not angry at me anymore, Daddy.
Bana kızgın mıydı?
Was she mad at me?
Ancak gittiği için Anne'e mi kızgınsın yoksa ona bu fırsatı sağladığım için bana mı kızgınsın?
But are you angry with Anne for leaving or are you angry with me for offering her the opportunity?
Sadece kızgındım, ve kapını söktüm.
I just got mad, and I took your doors.
- Hala Merc'e kızgın mısın?
You still pissed at Merc?
Kızgın mısın?
Do you feel angry?
Bu... bana havan mermisi patlamaları içinde... bana kızgın insanların kafatasları üzerinde gezinen bir tank sürüyor gibi hissettiriyor.
This... makes me feel like I'm driving a tank and... rolling over piles of skulls and blasting mortar shells through everybody that pissed me off.
Sanırım bana kızgınsın.
Uh, I guess you're upset at me.
Sana kızgın olmadığımı düşünme, tamam mı?
I don't want you to think I'm not mad at you, okay?
- Hala yetki bende diye kızgınsın.
You're still mad that I'm in charge now?
- Kızgın değilim.
I'm not mad.
Fakat yine de topraklarımızdaki Amerikan askerlerine ve casusların telefonlarını dinlemesine kızgınlar.
But they're also against American soldiers on our soil and spy planes intercepting calls, so- -
Jessica, hâlâ bana kızgın mısın?
Jessica, you're still mad at me.
Hayır, kızgın değilim, yorgunum.
No, I'm not angry, I'm tired.
Herkesin ne kadar kızgın olduğunun farkında mısın sen?
Do you know how angry everyone is?