Martin traducir inglés
13,047 traducción paralela
Martin Wickers, kanlı canlı burada.
Martin Wickers, as I live and breathe.
Çok mutlu görünüyordun ya da bu sabah hiçbir şeyin ters gidemeyeceğine dair sarsılmaz bir inançla Martin'e evet dediğinde çok mutlu görünüyordun.
"You looked so happy..." Or : "You looked so happy this morning" "When you said yes to Martin." "That unwavering belief that nothing can go wrong.".
Bayan Pope'un kamuoyunda iyi tanınan bazı kişilerle ilişkileri olduğu kesinlikle doğru ama tabiatı gereği bunu Bayan Pope ile konuşmak zorundasın Martin.
It is certainly true that Ms. Pope has had a number of high-profile relationships, but as to their nature, you'd have to talk to Ms. Pope about that, Martin.
Benim adım Barry Allen, bu da Martin Stein.
My name's Barry Allen, and this is Martin Stein.
Bu Barry Allen ve Profesör Martin Stein.
This is Barry Allen and Professor Martin Stein.
- Ünlü Martin Stein.
The illustrious Martin Stein.
Pekâlâ Randall Martin'in şu çömleği çok istediğini söyledin bu işlerde sözü geçen bir adam mı bu?
Okay, so... this, uh, Randall Martin guy, he must have wanted the Shard pretty bad. You say he's a low-level player?
Chris Martin'in partisinde.
At Chris Martin's holiday party?
Chris Martin'den kaçmak için.
- To get away from Chris Martin?
İnsanlar kendilerini bir çok nedenden dolayi öldürürler.
[Dean Martin's Ain't That a Kick in the Head? ] ( Buddy ) People kill themselves for lots of reasons.
Merak ediyordum da, Martin Odum'un yerini bulabildiniz mi?
I'm just wondering. You located Martin Odum?
Martin Odum'u bana teslim etmenizi emreden,... Ulusal İstihbarat Direktörü ve Adalet Bakanı tarafından imzalanmış bir direktif.
It's a directive, signed by the DNI and the AG, instructing you to turn over Martin Odum to me.
Martin, pazarlık yapacak konumda değilsin.
Martin, you are in no position to negotiate...
Sorun yok Martin.
That's okay, Martin.
Kongre merkezinde kitap fuarı var. George R. R. Martin de orada olacak.
There's a book fair at the convention center, and George R. R. Martin will be there.
George R. R. Martin.
George R. R. Martin.
Bay Martin, bendeniz Brian Griffin ve aklınızı başınızdan alacak bir projem var!
Mr. Martin, I'm Brian Griffin, and I've got a pitch that's gonna blow you away.
Esas George R. R. Martin benim!
I am George R. R. Martin!
- Karşınızda George RR Martin.
Presenting George RR Martin.
İçki dahil tüm gelirlerden % 20. George RR Martin kitap satışlarından gelen parayı da bölüşürüz.
Twenty percent of all concessions including liquor, and we split the George RR Martin book sales down the middle.
- Hiç bacak arasına baktınız mı Bay Martin?
Have you been below deck, Mr. Martin?
Kaptan Standish diyeceksiniz, Bay Martin.
It's Captain Standish, Mr. Martin.
Bay Martin, Maceracı Tüccar Şirketi yeni topraklardaki bu iddiamızı kabul edecek mi?
Mr. Martin, will the Merchant Adventurers Company honor our claim to this new territory?
Dorothy Martin : ♪ lazım biraz cehenneme ♪ ♪ ooh ooh ohh ooh-ooh ooh ♪ Mare, değiştirmek mi?
Dorothy Martin : ♪ gotta raise a little hell ♪ ♪ ooh ooh ooh-ooh ooh ooh ♪ Mare, did you change?
Martin : ♪ bebek, onları kemikleri damla ♪
Martin : ♪ baby, drop them bones ♪
Walt Martin, Kaleb Peat, Sarah Tran... Onlar için de iyi miydi?
Walt Martin, Kaleb Peat, Sarah Tran... is it good for them?
Martin Odum, John Cameron.
Martin Odum, John Cameron.
Martin şu anda çok zor durumda.
Martin's in a real jam right now.
Aynı zamanda Martin'e sağlam bir iyilik yapabileceğimi fark ettim.
I just figured that I could do Martin a solid at the same time.
Martin'in üzerine cinayet suçu attılar.
Martin's been framed for murder.
Bunu yapmak istediğine emin misin, Marty?
You sure you want to do that, Martin?
Martin'in MI6'ten olduğu da bir gerçek, değil mi?
And one thing we know... we know that Martin was MI6, right?
Karşılığında da Martin'i FBI'dan korumuş olursunuz.
And in exchange, you protect Martin from the FBI.
- Martin, sana ulaşmaya çalışıyordum.
- Martin, I've been trying to reach you.
Irksal profilleme mi yapıyorsun, Martin?
Racial profiling, Martin?
İzleme listesinde değilmiş ki, Martin. Sabıkası bile yokmuş, tutamazlardı onu.
He wasn't on the watch list, Martin, and he didn't have a record ;
Martin, aranan birisin sen Tanrı aşkına!
Martin, you're a wanted man, for Christ's sakes.
- Sanırım bir yolunu bulmam gerek, değil mi?
Guess I'll have to sort it out, won't I? - Martin!
Bu, Martin Odum'u bana teslim etmenizi emreden bir direktif.
It's a directive, instructing you to turn over Martin Odum to me.
- Martin, sakin ol.
- Martin, relax.
Siz de onu FBI'dan koruyacaksınız.
You protect Martin from the FBI.
Martin, elinde sadece kızının bilgisayarından bulduğun bir adres ve o çocuğun terörist olduğuyla ilgili bir önsezi var.
Martin, you got an address off your kid's computer, and a hunch he's a terrorist.
- Martin, sana zaten çoktan yardım ve yataklık yaptım.
- I've already aided and abetted you, Martin.
- Martin'in isteğiyle.
- At Martin's request.
Peki, Tony'yi bulursak, Martin'i de buluruz.
Okay, we find Tony... we find Martin.
- Martin, polisler bu arabayı arıyor.
Martin, the cops are looking for this car.
- Sadece işini yapıyordu, Martin.
She was just doing her job, Martin.
Tanrı aşkına, Martin.
Jesus, Martin.
Martyn Odum.
Martin Odum...
Alın, Bay Martin.
Here you are, Mr. Martin.
- Martin! - Bak!
- Look,