English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ N ] / Nasıra

Nasıra traducir inglés

274 traducción paralela
Nasıra'da.
In Nazareth.
- Nasıra.
- Nazareth.
Nasıra.
Nazareth.
Nasıra'li İsa'nın doğumundan 1000 yıl öncede tıpkı bugünkü gibiydi
As it is today, so it was 1,000 years before the birth of Jesus of Nazareth.
- Büyük İşaya ise, Nasıra'dan bahsetmişti.
- The great Isaiah spoke of Nazareth.
Nasıra'ya.
Nazareth.
Nasıra'ya, O'nun halkının yanına gidiyoruz.
We are going to Nazareth, among his own people.
Celile'deki Nasıra'dan geliyor.
He comes from Nazareth, in Galilee.
Meryem, Nasıra'ya dönüyor.
Mary returns to Naz.
Nasıra'lı İsa'nın... halkımızın beklediği Mesih olabileceği olasılığı.
The possibility that Jesus ofNazareth may be in fact be the messiah awaited by our people.
Nasıra'lı fakir bir marangozun oğlunu seçemez mi?
Even the son of a poor carpenter from Nazareth?
Bu Nasıra'lı İsa sıra dışı biri olmalı.
This Jesus ofNazareth must be an extraordinary man.
Eğer Tanrının oğlu değilse, kimdir bu Nasıra'lı İsa?
If he is not the son of God, then who is this Jesus of Nazareth?
Onu etraflıca sorgularız, ve Nasıra'lı İsa'ya kendini savunma şansı veririz.
We will questions him fully and give this Jesus ofNazareth every opportunity to, to defend himself.
Zerah, Nasıra'lı İsa'nın kardeşlerimizden biri olduğunu unutma.
Zerah, don't forget Jesus ofNazareth is one of our brothers.
Evlerimizden çıkıp, bu gece buraya geldik. Nasıra'lı İsa'nın amaçlarını anlatacağını umut ettik. Toplumumuzdaki bölünmeyi düzelteceğimizi umuyorduk.
We, we left our homes we came here tonight hoping that Jesus ofNazareth would explain to us the purpose of his mission and help to heal the divisions of our community.
Yanlarında Nasıra'lı İsa da var.
They have this, uh, this preacher, this Jesus ofNazareth with them.
Nasıra'lı İsa denen bu adamı, Tanrı ile ilişkilerimizi bozduğu için suçlu bulduk.
We have found that this man Jesus ofNazareth distorts our peoples views on the relationship between God and the state.
Bir! Nasıra'lı İsa ;
Jesus ofNazareth
Nasıra'lı İsa.
Jesus ofNazareth.
Nasıra'lıyı öldürün!
Kill Nazarite!
Nasıra'lı İsa kurtarılmalı!
Jesus ofNazareth must be saved!
Yazın ; Nasıra'lı İsa kendini kral ilan ederek, vatan hainliği suçundan... ölümle cezalandırılmıştır ve... çarmıha gerilecektir.
Let it be written that Jesus ofNazareth is guilty of treason by proclaiming himself king of the Jews and is sentenced
Burada yatan Nasıra'lı İsa'nın ailesiyiz.
We are the family of Jesus ofNazareth who lies here.
Davut'un soyundan gelen Yusuf da vergi ödemek zorunda kalmamak için,.. ... hamile olan karısı Meryem ile birlikte Celile'den yola çıkıp, Nasıra dolaylarından geçerek, Davut'un Filistin'de yaşamakta olduğu Beytüllahim şehrine gider.
And Joseph also went up from Galilee out of the city of Nazareth, into Judea... unto the city of David, which is called Bethlehem... because he was of the house and lineage of David, to be taxed with Mary his wife,
Nasıra'dan iyi bir şey çıkmaz, Kutsal Kitapta da yazar bu.
Nothing good can come out of Nazareth, even the Scriptures say so.
Ben de müjdeyi duyurmak için doğduğum yere, Nasıra'ya geldim.
I ran here to Nazareth, where I grew up, to bring you the news.
Nasıra'da kimse seni istemiyor.
In Nazareth you're an outcast.
Manastıra nasıl gidebilirim?
How does one get to the abbey?
O günlerden kalma yazılarda Şeytan'ın manastıra nasıl girip de bu mutsuz kadınları acınacak hale soktuğu yazılmıştır.
In writings that have survived to this day, these unhappy women wrote down with touching simplicity how the Devil penetrated the convent.
Ama Amon-Ra'nın ilk ışınları karanlığı nasıl dağıtıyorsa, sen de doğudan öyle doğacaksın.
But you shall dawn anew in the East as the first rays of Amon-Ra dispel the shadows.
Sıra, pastayı kesmeye geldiğinde orkestra "Beni Bir Daha Öp" ü çalmaya başladı. Gelin kollarını, boynuna dolayınca damadın nasıl korktuğunu görmeliydiniz!
And when it come time for them to cut the cake, the band played Kiss Me Again, she put her arms around him, and, boy, did he look scared!
Eski günlerde nasıl sayıştığımızı hatırlıyor musun'çık çıkalım çayıra yem verelim ördeğe'...
Do you remember in the old days how we used to play Eeny, meeny, miny, mo?
- Kutuda, hava durumunu saptayan özel bir şamandıra var, dedim. - Personele nasıl bir hikâye anlattınız?
What's your cover story for the crew?
- Bunu hatıra olarak saklasam nasıl olur!
- What do you think of this for a souvenir?
Nasıl oldu da sen bir katıra biniyorsun?
How come you're riding a mule?
Şimdi ahıra gideceğim, Atıma bineceğim... Buraya nasıl geldiysem öyle çıkacağım.
I'm going down to the stable, I'm going to get my horse... and ride out of here just like I came in.
Sıra nasıl olsa sana da gelecek. O zaman, senin için de nakışlar yaparız.
Soon you will be in Biria's place, and we will sew for you.
- Sıra nasıl?
- What's the line-up?
- Sıra nasıl?
- She's alive!
"Ara sıra" okula giderek nasıl doğru düzgün eğitim alacak?
How's he gonna get a proper education going to school "sometimes"?
Gece gece manastıra nasıl girebilirim?
How can I go to the convent at night?
Hatıra kitabı hazırlıkların nasıl gidiyor, Kaspar?
How far along are you with your new biography, Kaspar?
Sıra düzeniniz nasıldı?
How were you placed?
Bu sıra dışı tıbbi olayı soğukkanlılık ve tarafsızlık içinde inceleyeceğini nasıl ümit edebiliyorsun?
How can you hope to examine a medical phenomenon with cool scientific objectivity...
Nasıl da sıra dışı!
How extraordinary!
Manastıra akşamdan kalma gitsen kendini nasıl hissedeceksin?
How will you feel, entering a monastery hungover?
Bud ve Dora'nın adresine ara sıra mektup yazıp... bize nasıl olduğunuzu da bildireceksin.
Be sure and write to us once in a while at Bud and Dora's... and let us know how you and him are doing.
Sınıra nasıl ulaştın?
How did you get through the border?
Bunun yanısıra, nasıl hissediyorsunuz?
And, besides that, how do you feel?
Şey, ara sıra uğrayıp nasıl gidiyor diye bakacağım.
Well, I'll pop up from time to time just to see how you're getting on.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]