English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ N ] / Ne yapabilirdim ki

Ne yapabilirdim ki traducir inglés

401 traducción paralela
- Ne yapabilirdim ki?
- What could I do?
Ne yapabilirdim ki?
What could I do?
Başka ne yapabilirdim ki?
Well, what else could I do?
Başka ne yapabilirdim ki?
What-What was I to do?
Ne yapabilirdim ki? "Evet Bay Matuschek, ben bir aptalım" dedim.
What could I do? I said, "Yes, Mr. Matuschek, I'm an idiot."
Dün gece baska ne yapabilirdim ki?
Last night? What could I do? I had to.
Ama ne yapabilirdim ki?
But what could I do?
Başka ne yapabilirdim ki?
What else could I do?
Paketin vardı, ben de getirdim, başka ne yapabilirdim ki?
- From Château Roux. I'm delivering American-style :
Kabul etmekten başka ne yapabilirdim ki?
What could I do but accept?
- Başka ne yapabilirdim ki?
- What else was there to do?
Bana karşı hep dürüsttün... Onu daha fazla seviyorsan, ne yapabilirdim ki?
You were frank with me... what could I do if you loved him more?
Olacakları gördüm ama ne yapabilirdim ki?
I saw it coming, but what could I do?
Ne olduğunu anlamadan yerli üzerime atladı. Ne yapabilirdim ki başka.
Next thing I know, this redskin here jumps me.
- Başka ne yapabilirdim ki?
- What else could I do?
Başka ne yapabilirdim ki?
What else would I do with it?
Bir annenin kederi karşısında başka ne yapabilirdim ki?
Faced with a mother's anguish, what else could I do?
Ne yapabilirdim ki?
What else could I do?
Orada başka ne yapabilirdim ki?
Well, what else could I do?
Ne yapabilirdim ki? Patron, biricik kızına bakmamı istedi. Onu kıramazdım.
The boss asked me to look after his only daughter.
Başka ne yapabilirdim ki?
What else have I got to do?
" O yüzden, ne yapabilirdim ki?
" And so, what could I do?
Ne yapabilirdim ki?
What remedy.
- Ne yapabilirdim ki?
- Well, what could I do?
Sensiz ben ne yapabilirdim ki...
You have taught me...
Ne yapabilirdim ki? Bir bankere karşı benim sözüm. Yargıç, tüm diğer dürüst, zengin piçleri...
Well what could I do, my word against a banker, the judge, the rest of those honest, rich bastards?
- Başka ne yapabilirdim ki..
- What else could I do?
Ben ne yapabilirdim ki?
So what could I do?
Başka ne yapabilirdim ki?
I was starving.
Ne yapabilirdim ki? Buraya geldim.
I came here.
Daha ne yapabilirdim ki?
What else was I to do?
şef tek başıma ne yapabilirdim ki, çok güçlülerdi
I was tied up for a whole day
Ne yapabilirdim ki?
What am I supposed to do?
Başka ne yapabilirdim ki?
What else can I do?
Ve, sonra üçüzlerim oldu, ne yapabilirdim ki?
Then I had three, what could I do?
Başka ne yapabilirdim ki?
what else could I have done?
Ne yapabilirdim ki?
What could I have done?
Ama ne yapabilirdim ki?
Only what could I do?
Ne yapabilirdim ki?
What should I do?
Başka ne yapabilirdim ki, gazeteciyim.
I'm a reporter! What did you expect?
Burada ne yapabilirdim ki?
What could I do here?
Ona o yerden bahsetmemeliydim, ama... ne yapabilirdim ki? Böyle davranması benim suçum değil, biliyorum.
Look, I know I shouldn't tell him about that place, but what could I do?
Ne yapabilirdim ki?
What was I supposed to do?
Ne yapabilirdim ki?
What was I to do?
Ama başka ne yapabilirdim ki?
i know, but what could i do?
Yani ne yapabilirdim ki?
I mean what could I do?
Ne yapabilirdim ki!
What could I do! ?
- Ne yapabilirdim ki? İyi çalışıyorsunuz, sonuç da fena değil, ne dersin Marcel?
Bravo, gentlemen!
Başka ne yapabilirdim ki?
What else was there to do?
Ne yapabilirdim ki?
He looked half-dead.
15 00 : 17 : 37 : 05 Ne yapabilirdim ki?
" He likes you.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]