English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ N ] / Nihayetinde

Nihayetinde traducir inglés

2,394 traducción paralela
Bu seni ancak aptal yapar. Çünkü gerçek en nihayetinde biz ne dersek o olacak.
Because in the end, the truth is gonna be whatever we say it is.
Nihayetinde bunu yapmaya zorlandığınız söylenebilir. "Kaşındılar" çünkü.
So, in the end, one might say you were forced to do something... rash?
Nihayetinde iş masrafı.
It is, after all, a business expense.
Nihayetinde Nick'in kasıkları iyileşecek ve Seksköy'e döneceksiniz. Oradaki çapraz bulmacaların doldurulacak sadece bir kutusu var.
Eventually, Nick's groin will heal and you'll be back in Sexville, where all the crossword puzzles only have one box to fill.
Nihayetinde Seo Yi Soo için çok talihsizlik olurdu bu.
It would have been very unfortunate for Seo Yi Soo eventually.
Sen patronuna bir iyilik yaptın ve en nihayetinde annenin, kendisinden daha erkeksi olan olan biriyle bir arkadaşlığı olabilir.
You've done a favor for your boss and your mom might finally have some male companionship that's more masculine than her. ( gasping laughter )
Daha sonra nihayetinde tanıştık, böylece ince ayrıntılar için ona yardım ettim.
So eventually, we met, so I could coach him on its nuances.
"Kurbanlar nihayetinde bilincini yitirir."
Ultimately, the victims will lose consciousness. "
Nihayetinde tüm ziyaretçileri dışarı çıkarttırdı böylece rahat bir şekilde oturup kendi biyografisini Rudolf Hess denen adama yazdırmaya başladı.
Eventually he had to usher the visitors out so that he could settle down and dictate his memoirs to a man called Rudolf Hess. TYPING
Nihayetinde, Pufang eski bir komünistin iyi bir babaya dönüştüğü sürgün yerine gönderildi. oğlunun sağlığına kavuşması için beceriksizce masaj yapmayı denedi.
Eventually, Pufang was sent to join him in exile, where the old communist became a good father, trying, unsuccessfully, to massage his boy back to health.
En nihayetinde ben kazandım.
I won in the end.
Ve nihayetinde ikiniz o dolaptan geri kalanlara sahip olabilirmişsiniz.
That the two of you could've gotten the remains of the wardrobe.
Nihayetinde yakında birlikte çalışacağız.
After all, we're gonna be working closely together.
Ocak 2007'de küçük ortaklığa, Haziran 2007'de büyük ortaklığa ve en nihayetinde de kreatif yöneticiliğe atanmış.
He was promoted to junior associate in January 2007, senior associate in June 2007, and finally associate creative director in March 2008.
Nihayetinde birbirimizi yaptıklarımız için affettik.
Eventually, we forgave each other for everything.
Ve bu ölen yıldızlar bu elementleri uzaya gönderdiler. Üretim için kullanılabilir hammaddeler meydana getirdiler. Yeni yıldızlar, gezegenler ve nihayetinde yaşam için.
and these dying stars ejected these elements into the cosmos, making them available for raw material for the production of new stars, planets and, ultimately, life.
Tüm güzel hikayeler gibi nihayetinde bitecek.
But like all good tales, it will eventually come to an end.
Conta artan basıncı kaldıramamış ve nihayetinde kapı yerinden sökülmüş.
The seal couldn't handle the increasing pressure, and finally the door blew out.
Polis iz sürerek nihayetinde sığınağının yerini bulunca silahlı çatışma oluyor.
When police killed after trying to A strong They fight
Nihayetinde Irak'ta görevlendirildi, bir gözetim görevine verildi.
Finally he's deployed in Iraq. He's put on overwatch.
Ve nihayetinde, onu buldular.
And that is where they found it.
Nihayetinde, teorideki tüm parçacıklar keşfedildi. Biri hariç, Higgs.
Eventually, all the particles in the theory were discovered, except one : the Higgs.
En nihayetinde, bizim gibi şeyler oluşur.
Ultimately, things like us to form.
Nihayetinde kung fu yalnız iki harftir :
It all comes down to those two words -
Her neyse nihayetinde yakaladık.
So, anyway... we finally caught up.
Ama en nihayetinde dışlandım ben!
But when all is said and done, ♫ I was ostracized ♫
Belki de nihayetinde kendimi bir hiç için üzüyorum.
And maybe, in the end, I'm worrying for nothing.
Nihayetinde gelecekler bana.
"and they'll catch up to me."
nihayetinde ikimizde maçta yenilmedik.
3,724 undefeated games, you and me..
"En nihayetinde, kurdele ne zaman..."
"When does the ribbon tighten..."
Bu ufak detaylara eklenmiş de eklenmiş, nihayetinde de siz.
Tiny details which add up until they finally do you in.
Gözlerimizin, nihayetinde öznenin içine girecegi ani bekleyin.
Wait for the moment that our eyes finally penetrate the inside of the subject.
Nihayetinde işe yaradı.
It all worked out in the end.
Onunla olan zamanın süresince Anna bizim protokollerimizi inceleyebildi ve nihayetinde seansları kontrol edip yönlendirecek kadar güçlü hale geldi.
Anna was able to study our protocols during your time with her... and she eventually became strong enough to control and manipulate the sessions.
Nihayetinde, tüm filo en değerli varlığını destekleyip korumalıdır.
Finally, your entire fleet must support and protect your most important asset.
Sonuçta gece görüş kabiliyeti dramatik bir şekilde gerileyerek ve en nihayetinde de tam gece körlüğüne dönüşecek.
Eventually, his night sight abilities will decline dramatically, and... there will be... total night blindness.
Nihayetinde bir sorun var.
And there's the problem.
Nihayetinde uyanmak zorundalar diyelim.
Let's just say, eventually, they have to wake up.
Larry nihayetinde boşalmamı sağlamıştı.
Larry made me come, after all.
Çünkü nihayetinde, hepimiz benciliz, budur bana mutlu yaşama şansı veren şey.
Because ultimately, and we're all selfish, that gives me the best chance at a happy life.
Bağımlılık, bazen nihayetinde empati eksikliğine yol açar.
Well, addiction sometimes leads to an... Absence of empathy.
Nihayetinde artık annem değildi.
At the end, she wasn't my mom anymore.
Nihayetinde, hapishane mührü ile damgalanmış, annemin mektuplarını içeren bir paket geldi.
Eventually, a package arrived containing all of her letters stamped with a prison seal.
Nihayetinde.
Eventually.
En nihayetinde fırsatlar ülkesiydi.
After all, it was the land of opportunity.
En nihayetinde varilleri ve cesetleri buldular ama hiç parmak izi yoktu.
Eventually, they found the barrels and bodies, but no fingerprints.
Anlaşılan nihayetinde bu Piñata'yı asabileceğiz.
Sounds like we may be able to string up this piñata after all.
Nihayetinde iki renk bir gökkuşağı yapar.
After all, it takes two colors to make a rainbow.
Sahip Berry'nin sağlığı bozulduğunda evin yönetimini ele geçirdi ve en nihayetinde sahte beyan ile şehre getirildim ve özgürlük belgelerimiz iptal edildi.
As Master Berry's health failed, she gained power of the household, and eventually, I was brought to the city under the false pretense of our free papers being executed.
- Evet ama bilmiyorum ama düşünüyorum da Allan nihayetinde 100 yaşında.
I don't know, but, I'm thinking that Allan is 100 years old after all.
Fakat nihayetinde... unuttum.
I was lost for several years but eventually, I managed to forget.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]