Oldugum traducir inglés
27,597 traducción paralela
Sahip oldugum tüm fanteziler düzeltmek istediğim bütün pişmanlıklarım ve yanlışlarım kıyamet kopmadan yapmak istediğim her şey.
This is every fantasy I've ever had. Every regret I want to fix, every wrong I want to right. Every last thing I want to do before things go kaput.
Eğer fırsat olursa yatmaya izimli olduğum tek ünlü.
The one celebrity I'm allowed to sleep with if the opportunity comes up.
Fakat söylemek zorunda olduğum başka şeyleri de görelim, olmaz mı?
But let's see what else I have to say?
Canım, bunu sana söyleyen biri olduğum için üzgünüm fakat senin aziz oğlun bir kiralık katil.
Darling, I'm sorry to be the one to tell you this, but your beloved son is a contract killer.
Şu an olduğum kişinin bir sürü sorumlukları var.
The person I am now has a... a lot of responsibilities.
Tekrar geçmeye eğimli olduğum bir şey değil.
Ain't something I'm inclined to go through again.
Senin yerinde ben olsaydım, burada olduğum için şanslı hissedeceğim.
If I was you, I think I'd feel lucky to be in here at all.
Sahip olduğum her şey...
Everything I own...
Kızarmış hindi kokusu beni hemen... on yaşıma, Şükran Günü'nde ailemle birlikte olduğum zamana götürür.
That scent of roasted turkey... immediately transports me back to when I was ten years old on Thanksgiving Day surrounded by family.
Birinin bana bakıp beni yargılamasını istemiyorum... sırf şöyle düşündüğüm veya böyle olduğum için.
I don't want someone to look at me and judge me for... because I'm thinking this way, because I'm this way.
Yoksul olduğum için zor geçen zamanlarım oldu.
There were times that were difficult... because I was poor.
Başarılı olduğum için değil!
It's not because I'm good!
Açıkçası, onunla olan bağlantım bu kasabada söylemeye hevesli olduğum bir şey değildi.
And, honestly, the fact that I have any connection to her is not something I'm eager to admit to this town.
Adaptör, geminizde olduğuna emin olduğum son kart olmadan işe yaramaz.
Because the adapter is useless without the final card, which I believe is onboard your ship.
Evet, ilk olarak, kötü bir insan olduğum için her sabah mideme yumruk atmanı istiyorum.
Now, the first thing I need you to do every morning is punch me in the stomach because I'm a bad person.
Kabul edeceğim şey Cornwal seni zamanında.... becermek istemiştim ama kendi... arzularını anlayabilen bilinçli... bir insan olduğum için, ne kadar büyük... bir dallama olduğunu öğrendikten sonra bile... sana tecavüz suçlamasında bulunmadım.
What I will admit, Cornwall, is that I wanted to fuck you at the time, and I regretted it after, but because I'm a cognizant human being who is able to determine and articulate my own desire, I did not bring rape charges against you, even after I found out what a giant turd you are.
Bay Solloway size bir kaç soru... daha sormak zorunda olduğum için üzgünüm.
Um, Mr. Solloway, I need to ask you a few more questions. I'm sorry.
-... sahip olduğum her şeyi.
- everything I have.
Ama bu süreçte, pişman olduğum bir şey yaptım.
But along the way, I did something I can... live with no longer.
Hafife alamam ama hâlâ burada olduğum için çok memnunum.
I can't take that lightly, but... I am glad to still be here.
Ayrıca yaptığına emin olduğum kötülükleri de okuyup herkese nasıl da korkunç biri olduğunu kanıtlayacağım.
So I could see if her handwriting matches the note and also read about all the mean and terrible things she's definitely done so I can prove she's actually evil.
Bir gün tüm dünya olduğum kişiyi görecek.
Someday, the world will see what I already know :
Michael vermiş olduğum istifamı geri çekiyorum.
Michael, I hereby rescind the tendering of my resignation.
Eskiden olduğum gibi birisi olmak istemiyorum.
I don't want what I used to.
Bana aşık oldun çünkü sıkılmıştın, Helen, çocuklar ve kayın pederin tarafından kapana kısılmış gibi hissediyordun ve bir ilişki yaşamak istedin çocuğunu kaybetmiş olan beni seçtin inanılmaz mutsuz olduğum için beni bırakmayacaktın bu yüzden kendini beni sevdiğine ikna ettin bende kendimi seni sevdiğime ikna ettim çünkü mutsuz birinin beni uzaklara götürmesine ihtiyacım vardı.
And you wanted a fling, but you chose me, who had lost a child, and who was so incredibly sad you couldn't just abandon me, so you convinced yourself that you loved me. And I convinced myself that I loved you, because I so desperately needed someone just to take me away.
Eskiden olduğum kişi oğlum öldüğünde öldü.
Whoever I was back then, she... She died when he did.
En azından güzel bir geleceğimiz yok. Olduğun şey yüzünden, olduğum şey yüzünden.
Not a nice one, anyway, because of what you are, because of what I am.
Çevrende seni önemseyen bir sürü insan var ama bu dünyada sahip olduğum tek kişi sensin.
I-It's just, you have all these people who care about you, and the only person I have in the world is you.
Biliyor musun, seninle birlikte olduğum haftalar boyunca farklı olduğunu biliyordum.
You know, these weeks with you,
Sizinle birlikte olduğum sürece ekip hep tehlikede olacak.
As long as I'm with you, the team will always be in danger.
Ama yardımsever biri olduğum için sana öğle yemeği alıyorum.
But I'm buying you lunch'cause I'm a goddamn humanitarian.
Hediye olarak birine almıştım şey olduğum...
I bought it as a gift for somebody that I used to...
Anlamadığın şey düzeltmek için ne kadar kararlı olduğum.
But you don't understand how I intend to fix it.
Olduğum kişinin en önemli parçasını hatırlamayacak.
She won't remember... the most important part of who I am now.
Prens olduğum için değil büyük ihtimalle.
It's probably not because I'm a prince.
Bana bir yol çıkarttı, değişememek içinde olduğum bu hal gibi.
It's made me course, unshifting... like this form I wear.
Hırslı olduğum bir şey hakkında yazarken nasıl tarafsız olabilirim?
I don't know how to stay emotionally neutral when I'm writing something I'm passionate about.
Ben her zaman olduğum gibiyim.
Well, I'm the same as I've always been.
Bütün bu yaşananlar sırasında olduğum gibi kaldım ve buna tutundum.
I do. But throughout everything that's happened,
Çocuk olduğum zamanlar babam bana bunu okurdu.
My father used to say that to me all the time as a child.
Yani, benim her gün ilgilenmek zorunda olduğum dünya böyle, anladınız mı?
I mean, that ´ s the world I deal with every day, right? I mean, that ´ s the world I deal with every day, right?
Çoğumuz başından beri bu mücadelede birlikteyiz ve bu fırsata sahip olduğum için çok mutluyum...
Many of us have been in this fight together since the beginning, and I'm thrilled
Biliyorsun, babam bu eve geldiğinde tek sahip olduğum kişiydi.
You know, when my father came into this house, he was all I had left.
Sana söyleyebileceğim tek şey şimdi burada olduğum.
All I can tell you is that I'm here now.
Flora benim sahip olduğum herşeyim!
Flora's everything that I have!
Tek sahip olduğum bu aptal taştı.
All I got was this stupid stone.
Azgın olduğum için pişman değilim.
I don't regret the horny.
Duygusal falan olduğum yok.
I am not emotionally based.
Hayatta olduğum için mutluyum.
Just glad to be alive.
Sahip olduğum tek şey sadece bu yayken yüksek teknoloji silahlarınıza gerek yok. Ve şu ses efekti de resmen bir ordum olduğu izlenimini yaratıyor.
Just don't dig all your high-tech weaponry when all I got is this bow and a killer sound effects library that makes it sound like I have an army.
Neredeyse bir bitki tarafından yenmek üzere olduğum için de değil.
I don't think it's because I was almost eaten by a plant.