Olması gereken bu traducir inglés
629 traducción paralela
Belki öyle ama olması gereken buı.
Maybe... but that's the way it's gotta be.
- İşte olması gereken bu.
- That's what this is supposed to be.
- Olması gereken bu gençler.
- Well, you see, lads, it's this way.
Olması gereken bu Jube, sen ve ben.
This is the way it ought to be, Jube. You and me.
Olması gereken bu.
That's as it should be.
İşte olması gereken bu.
That's the spirit.
İşte olması gereken bu.
Well, that's the way it's gonna have to be.
Olması gereken bu.
That's what has to be.
Bebeğim, olması gereken bu, tamam mı?
Baby, that's how it is, okay?
Aklıma takılan şey Cani dehşeti içinde olması gereken bu kentteki kadınların kendilerine tamamen yabancı olan bu turşucuya kolayca yataklarına alabilecek kadar kanmaları.
You know what gets me is here is a city with the women in it supposedly terrified of the Strangler and this pickle salesman, a total stranger talks his way into their beds without any trouble at all.
Caesar, olması gereken bu değil.
Caesar. This is not how it was to be.
Olması gereken bu.
That's how it should be.
Olması gereken bu şekildedir.
That's the way it was meant to be.
Belki olması gereken bu.
Maybe that's the way it's supposed to be.
Olması gereken bu zaten ayrılık kalbi sevgiyle doldurur.
That's how it should be, absence makes the heart grow fonder.
Olması gereken bu.
It's the way it should be.
Ve bu dostum, hiç başlamamış olması gereken bir ortaklığın bitişi.
And that, my friend, ends a partnership that should never have begun.
İşte, içinde olması gereken şey bu!
That's what has got to be in it.
Bu şekilde çalmayı sürdürürsen, olması gereken yere yaklaştıramazsın artık.
Keep playing that way, you get so you can't bring it up where it belongs.
Bence olması gereken de bu.
I become what it should be.
Bu olması gereken şeydi.
It's what had to happen
Olması gereken de bu Ed.
That's the way it should be, Ed.
Bu şey size bilmeniz gereken her şeyi sunacaktır. ama bence önemli olan şey bu yeni sorunun halka Pazartesi günü bu firma aracıIığıyla açıklanacak olması.
Now, this will furnish any data you may need... but I think the important thing is simply the fact... that this new issue will be offered to the public... through this firm on Monday.
İşte tam olarak olması gereken de bu.
That's exactly what he's got to become.
Köyde en fakir insan olması gereken birinin evinde bu kadar servet olması sizi şaşırttı.
You are surprised to see this wealth in the house of a man who should be the poorest in the land?
Olması gereken de bu zaten. Haksız mıyım?
- Of course.
Olması gereken de bu.
- Let it go, Manu.
Bence olması gereken de bu.
And this is as it should be.
Olması gereken de bu.
It's only fair.
5,000 dolara ne dersin dostum. Çünkü, Bay Nazerman'nın kasasına koymuş olması gereken tutar bu.
Try $ 5,000, man,'cause that's what Mr. Nazerman must've put in his safe.
Bu gece, atalarımızın yüzyıllar önce kazanmış olması gereken savaşı tamamlayacağız.
Tonight we will complete the war which our ancestors should have won many centuries ago.
Olması gereken de bu zaten, işim bitmeli.
That's how it should be, I should be scrapped.
- Olması gereken de bu.
- Only to be expected.
Olması gereken iksir bu ise, bir kese altına bile değişmem.
If that potion is all that it's supposed to be, I won't be sharing that bag of gold.
Ama emin olmamız gereken bu savaşların bizim refahımızı sigorta altına alması küçük ve ucuz savaşlar olması.
But we can make sure that the wars we need to insure our own prosperity be little wars, little and inexpensive.
Bu odada en son olması gereken silahlı adamlar.
What we need here is a man who knows nothing about weapons.
Bu aslında olması gereken şey.
That's actually not too- -
Olması gereken de bu.
That's what.
Bir an için, sırtlan onun bu gösterisinin samimiyetinden şüphe duymaya başlar fakat ördek çabucak diğer rolüne başlar : iç parçalayıcı, boğulan ördek hem de sahnede olması gereken tüm o yardım çığlıkları ve nefes kabarcıklarıyla.
For a moment, he begins to doubt the sincerity of her performance but she quickly goes into her next act, the pathetic drowning duck with all the cries for help and all the "glub-glubs" the scene calls for.
Olması gereken de bu.
That's as it should be.
Bu Bir silahşörün şerefli hayatında... peşinde olması gereken bir ünvandır
Such a title to a swordsman... Is an honourable life-long pursuit
Belki sadece Frodo'nun yolunda biraz daha ilerleyebilmesi için. Bu arada bırak Yüzüğün peşinde olması gereken ordular... bizi yok etmeye çalışmakla zaman kaybetsinler.
Perhaps only for Frodo to get a little further on his way... while the armies that should be hunting for the Ring... waste their own time destroying us.
Bunun olmasını çok istedin, Konsantre olmamız gereken şey bu.
You wanted it badly, that's what we must concentrate on.
Birbirimize ihtiyacımız var, beyaz adam. Olması gereken de bu. Bütün dünya, şimdi olduğu gibi, bizi kullanıyor.
We need each other, white man and that's the way it should be.
Ülkeyi bu duruma siz getirdiniz, olması gereken yere de siz getireceksiniz.
You have brought the country to where it is now, you take it to where it should be.
Olması gereken de bu.
That's all there is to it.
Bu, Massachusetts eyaletine yeterli gelecektir. Tek yapmamız gereken Kramer'ın imzası ve 3 şahit olmasıdır. Sonra parayı alırız.
This will satisfy the Commonwealth of Massachusetts and all we need is Kramer's signature and three witnesses and we got it.
- Evet olması gereken de bu. - Kesinlikle.
Yeah, it's a matter of principle.
Olması gereken de bu.
That's what's good about it.
Bu olması gereken şey!
That's what was supposed to happen!
Ama sizi hayatın zehirli oklarından koruma sırası artık bizde. Olması gereken de bu!
But it's our turn to shield you... from life's bitter arrows.