Onu yalnız bırak traducir inglés
537 traducción paralela
Onu yalnız bırak.
Leave it alone.
Onu yalnız bırak demiştim.
I told you to leave that fellow alone.
- Onu yalnız bırak.
- Leave her alone.
Onu yalnız bırakın, ilk baskısını yapacak.
Now, let him alone, he's got to make the first edition
Onu yalnız bırak.
Leave him alone.
Onu yalnız bırak Tarzan.
Leave him alone, Tarzan.
- Onu yalnız bırakın.
- Let him alone.
- Zavallı kız, onu yalnız bırakın.
Poor girl, leave her alone.
Onu yalnız bırak.
Leave her alone.
Belki de eğer onu yalnız bırakırsak...
- Perhaps if we just let him alone...
oNu yalnız bırak
Leave him alone.
Lütfen onu yalnız bırakın.
Please leave her alone.
Onu yalnız bırak, Benny. Dediğini duydun mu?
Leave him alone, Benny.
Sanırım neden öyle onu yalnız bırakıp kaçtığımı anlamaya çalışıyordu.
I guess she was trying to work out in her own mind why I ran and left her alone.
- Bırak onu yalnız bırak.
- Let her alone.
Onu yalnız bırak, Durga.
Leave her alone, Durga
Atına atla ve onu yalnız bırak.
Ride out and leave him alone.
- Onu yalnız bırak.
- Leave her alone!
Onu yalnız bırak, beni duyuyor musun?
Leave him alone, you hear me?
Onu yalnız bırak!
Leave him alone!
Onu yalnız bırak, Celia.
Leave him alone, Celia.
- Onu yalnız bırak Tony.
- Let him alone, Tony.
Sadece onu yalnız bırak.
Just leave him alone.
Onu yalnız bırak.
You leave her alone.
Onu yalnız bırakın yoksa üzülürsünüz.
Leave him alone or you'll be sorry.
Onu yalnız bırakın şimdi.
Leave him alone now.
- Tamam, onu yalnız bırakın.
- All right. Let him alone.
Onu yalnız bırak.
Leave him alone
- Onu yalnız bırak.
- Leave him alone.
Onu yalnız bırak!
Leave her alone!
Onu yalnız bırak.
You leave him alone!
Onu yalnız bırakın!
You've made a mistake, you scoundrels.
Onu yalnız bırakın.
Leave him.
Onu yalnız bırak.
Leave that alone.
- Onu yalnız bırak.
Leave her alone!
İşini yapabilmesi için onu yalnız bırakın.
He has to be left alone so he can do his job.
Öyleyse onu yalnız bırakıp rahat ettirin.
Then make him comfortable and leave him.
Magobei ile onu yalnız bırakın.
Leave him Magobei.
Hayır, onu yalnız bırak.
- Just leave her alone. - Get your hands off her.
- Lütfen, onu yalnız bırak.
- Please, leave him alone.
Yalnız bırak onu.
Leave him alone.
Onu yalnız bırak, hasta!
Leave him alone, he's sick!
Johnny, onu bırak biraz yalnız kalsın.
JOHNNY, YOU LEAVE HIM ALONE NOW.
- Onu yalnız bırak.
- Leave him alone!
Yalnız bırakın onu.
Aw, let him alone.
Sen ne yapardın, onu çölün ortasında yalnız mı bırakırdın?
What would you have done, left her in the middle of the desert alone?
Bir kambur onu kaçırıyor. Kocası yalnız bırakıyor. Bir gölge onu koruyor!
Attacked by a hunchback, left by her man, protected by a shadow!
Onu böyle yalnız bırakıp gidemeyiz.
We can't go and just leave her alone.
- Onu geri koy ve beni yalnız bırak, çabuk ol!
Put it back where it was and leave me. Hurry!
Eğer onu evde yalnız bırakırsam, bütün mahalleyi birbirine katar.
If I leave him at home, he'll destroy the entire street.
Gideceğim. Onu benimle yalnız bırakın.
Leave me alone, you two.
onu yalnız bırakın 18
yalnız bırak beni 49
yalnız bırakın 16
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
yalnız bırak beni 49
yalnız bırakın 16
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26