Parayı alın traducir inglés
707 traducción paralela
"Pansiyoncu tarafından tekrar rahatsız edilmeyeceksiniz, bu parayı alın!"
"You won't be bothered by that Landlord again, take this money!"
İşte. - Parayı alın.
- Take the pound.
Bu parayı alın.
Use this money.
Hem parayı alın hem de beni öldürün.
Take the money and kill me, too?
Parayı alın...
Get the money...
Lütfen bu parayı alın ve uygun gördüğünüz şekilde kullanın.
Please accept it and use it as you see fit
Parayı alın.
Take the money.
- Parayı alın.
- Take the money.
Bu parayı alın, defin işlerinde harcayın. Kalanını işsizlere verirsiniz.
Take this money to bury her decently, the rest is for those without work.
Parayı alın!
Get that money!
Şimdi, bu parayı alın.
Now, take this money.
Zaten kazanmışken parayı alın.
Quit while you're ahead.
Parayı alınca sızlanmazsın diye düşündük?
No complaints if you're paid?
Lütfen parayı alın!
Please take back the money!
Lütfen parayı da alıp alamayacağınız sormayın.
Please don't ask if you can keep the money.
Hedeflediğim ve yakında sahip olacağım bir yığın parayı elime alınca... bana gerektiği gibi davranacaksın.
When I get hold of a pile of money - which I aim to, and soon - you'll be treatin'me right.
Sen parayı alıp çoğalttın.
You took the dough, made connections, built it up.
- Parayı alır almaz Tyndall'ın iyi dilekleriyle Kent'e ver, karşılığında da makbuz al!
- As soon as you get the money... give it to Kent with Tyndall's compliments, and get a receipt.
Ama seni engellemeseydim... bütün parayı alıp kaçacaktın.
But if I hadn't stopped you... you'd have gotten away with the whole works.
Seni içeri alırım, sen parayı alırsın sonra da seni çıkartırım.
I let you in, you take the money... I let you out.
Alın şu parayı da gidip kendinize bir şeyler alın!
Come here and take this money. Buy yourselves something.
Aşağılanmanın öcünü alır, parayı da alır ve de karısından kurtulmuş olur.
He avenges the insult, earns the money and gets rid of his wife.
Parayı alıyorum.. .. ama gerçekten bunu yapmamalıydın.
I'll take the money... but you really didn't have to do it.
Gişe ilgisi çekecek bir gösteri ayarla, büyük bir isim, o zaman parayı alırsın.
Get a box office attraction, a big name, then you'll get the money.
Şu aynasızın biraz aklı olsa, parayı alıp bizi bırakırdı.
This flatfoot had any sense, he's supposed to take it and let us go.
Alın terimizle kazandığımız parayı çöpe atma.
Don't throw away our hard-earned money.
Alın teriyle kazandığı parayı çöpmüş gibi saçma bir şeye savuran yetişkin, medeni bir kadını tanıdığımı bilmek beni kızdırıyor!
To think I actually know a grown-up, civilized woman... who can take her hard-earned cash, just take it and throw it away... on a nonsense, as though it were garbage!
Parayı alıp kovulmaya göz mü yumacaksın?
You'll take the money and let them run you out?
Parayı al, yeterli olacağını zannediyorum.
Heres the money. I think that ought to be enough.
"Bu parayı al ve kendine giysi satın al. Yüzün için de boya!"
"Take this money and buy yourself the clothes and the paint."
Eski işinde ne kadar alıyorsan, o kadar öderim. Önceden aldığın parayı da kontrol edeceğim.
I pay you what you got before, and I check what you got before.
Parayı alın.
Get the money!
O parayı kime teslim edersen et, mutlaka büyük bir ödül alırsın.
Whoever you turn that money into is sure gonna give you a big reward.
Bu parayı al ve aşağılık at hırsızlarının bile bulamayacağı bir yere sakla, tamam mı?
You take that cartwheel and put it in a safe place, where there ain't no low-down, western horse thief can get his hands on it, huh?
Parayı yarın geceye kadar mekanıma getir yoksa senden, eski karından, çocuğundan alırım.
Have that dough at my place tomorrow night... or I'll collect it from you, or that ex-wife of yours, or your kid.
Üstadın cüzdanındaki parayı alırız.
We can use the money in the Master's purse. How about it?
Alın şu parayı!
Here!
Bu parayı Ushitora'dan aldım! Alın onu!
Take it.
- Şu parayı al, birini tutarsın.
- Take this money and hire someone.
Yapacağım şey, sen işi öğrendikten sonra yanında getirdiğin parayı alıp İran'a gitmek güzel mallar satın almak... Ne oldu?
What I will do, after you know the business is take the money you have brought and go to Persia and buy the kind of goods...
Burden, parayı ve Zack Thomas'ı alın getirin dedi.
Burden said to get Zack Thomas and the money.
Sonra saldırır, alırsın parayı.
Then strike and take the money.
Ama Johnny'nin parayı alıp kaçtığını öğrenince, küplere bindi ve gitti.
Only when she found out that... Johnny'd gotten away with the money, she blew up and took off.
Anahtarları aldın, şimdi de parayı al!
You took the keys, now take the money!
Alın terimle kazandığım parayı sana vermem. Yoksa onu lanet bir barmene yedirirsin.
I ain't gonna take me'ard-earned wages and let you pass'em on to a bloody pubkeeper.
Anlıyorum. Parayı ormanda alırsınız.
I see, it'll be taken to the forest
Şu Allah'ın belası parayı al, onu bulmak için ne çok uğraştım!
Take the blasted money, now I've had all the trouble getting it!
Aklını kullan, parayı al.
Be smart and take the money
Hapse doğru tek adım atarsan, parayı biraz zor alırsın çünkü patronun vurulmuş olur.
You make one move toward that jail, and it'll be hard to collect that mone'cause your boss will be shot.
Hakkın olan parayı al, ve sonra borcunu ödeyebilirsin.
But get the money that's owed to you and then you can pay your debt to me.
Hazır olunca parayı aşağı getirin ve kadını alın.
When you're ready, bring the money down and you take her.
alın 440
alınma 41
alınmak yok 18
alınma ama 23
alınmayın 22
alınmadım 34
alın bunu 23
alın onu 55
alın şunu 54
alın bakalım 97
alınma 41
alınmak yok 18
alınma ama 23
alınmayın 22
alınmadım 34
alın bunu 23
alın onu 55
alın şunu 54
alın bakalım 97