English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ P ] / Peki o

Peki o traducir inglés

13,819 traducción paralela
Peki o gece Andrea'yı bulduğun anı bize anlatır mısın?
Later that night, when you found her, can you describe that for us?
Peki o zaman, benim de ona anlatacaklarım var.
Fine, I'll have something to tell her too.
Peki o zaman, ama kapı kapalı halde korkmana izin veremem.
Okay, fine, but I can't let you freak out with the door closed.
- Peki o zaman.
Okay.
Peki o halde.
Okay, then.
- Peki o zaman...
- Well, um...
Peki Ord, gidip o adamın vücuduna hafifçe vuracak mısın?
So, Ord, are you gonna go pat that man's body?
- Peki o zaman beyler, karar verildi.
Well, then, gentlemen, it's decided.
Peki o zaman, Kaybolan Masumiyet öyle.
All right, well then, Tess of the d'Urbervilles it is.
Peki o zaman kahve getirmeyeceğim.
Fine, but I'm not bringing you coffee.
- Peki o zamana kadar ne yapacağım?
- And what am I supposed to do until then?
Peki, tamam o zaman.
All right, fine, then.
Peki, o zaman bu kutulara ne dersiniz? - Aman tanrım!
Oh, okay, well, what about... these cans?
- Peki, neden annene o kadından bahsettin?
So why did you tell your mom about what happened at Sea World?
Tamam peki, o yüzden...
That's right, so...
O da dedi ki, "peki, evet ama sen onun esnetilmiş hali gibisin."
And he says, "well, yeah, ya do, but a stretched-out version of him."
- Peki, kimdi o adam?
- Okay, who was that guy?
Peki, o zaman, nasıI bitti?
Oh, well, how-uh, how did it end?
Peki ya o üç saat?
What about the three hours?
Peki ya o Sudan hikâyeleri?
All those stories about the Sudan?
Neydi o parça peki?
But what was it?
Peki, kıskanıyorsun çünkü o senin olabileceğinden bin kat fazla öz güvenli.
Okay, you're just jealous, because this kid's 1000 times... More confident than you'll ever be.
O zencinin piçisin. Peki.
You that nigger's boy, all right.
Peki, o zaman elimizdeki kasetlere bakalım bir.
Okay, well, let's roll the tape on that.
O korkunç serseri ne oldu peki?
Whatever happened to that fearsome ne'er-do-well?
- Peki, ne o zaman?
Well, what then?
Peki bilim, sevdiğimiz bir insan öldüğünde o hissettiğimiz kaybın nasıl bir acı verdiğini açıklayabilir mi?
And can science explain the excruciating loss we feel when that person we love most dies?
Peki ya o?
What about him?
- Peki.
- O-kay.
Peki, o zaman izin ver kanıtlayayım.
Okay, well, help me prove that.
Peki, ne o zaman?
- Mm. - Well, so what?
Peki, o zaman neyle ilgili?
Then what is this about?
Peki ya O.J. Simpson?
What about O.J. Simpson?
Peki sen O.J.?
What about you, O.J.?
Peki savunma o kelimeyi kullandığına dair bir tanık çıkarırsa ne dersin?
So if the defense calls a witness that testifies that you've used it, how do you respond to that?
Peki Bay Simpson daha önce evde olsaydı battaniyeye oturur veya yatardı o zaman saç örnekleri üzerinde bulunmaz mıydı?
And that if Mr. Simpson had been in that home previously sitting or lying on that blanket his hairs could be on that blanket?
Peki solunda durup O.J.'nin elini sıkan kim?
And who is this on the left, shaking hands with O.J.?
Peki savunmanın cevap bile veremediği o kadar gerçek ne olacak?
And what about all the facts that the defense didn't even bother to address?
- Kurallar. O kuralları kim koydu peki?
And who made these rules?
O zamandan beri planların nasıl gitti peki?
And how have things been going for you since then?
Peki, ya o?
What about her?
O neydi peki?
Like, what was that though?
Peki, neden gidip onu öldüren o deli herife gitmiyorsun?
So, why don't you go and get that crazy bitch that killed her?
Peki, o zaman telafi eder misin?
Well, can you make up that time?
Tamam, peki, bu işe yaramayabilir o zaman.
Oh, okay, well, that probably won't work, then.
Peki ne umurunda o zaman?
Okay, so what do you give a fuck about?
Peki madem, o zaman küçük bir oyun oynayalım.
Okay. Well, then instead, let's play a little game.
Peki ya seni bugün O.İ.U'dan çıkarabilirim desem?
What would you say, Matthew, if I could get you out of I.S.S. today?
Peki, ya o geldiğinde ben uyanık olursam?
But what if I'm awake when he comes?
Peki, ya o oradaysa?
No, but what if he's here?
Peki bana o kitabı okumak istemiyor musun?
So then... you don't wanna read that book to me?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]