Pilgrims traducir inglés
527 traducción paralela
Başka bir şey daha bölgeye giden odun kafalı hacılara da benim mi süt annelik yapmam gerekiyor?
Yeah. Another thing, another thing... Am I supposed to be wet nurse to them woodenhead pilgrims a-crossin'the plains?
Hey, hacılar! Buraya gelin!
Hey, you pilgrims!
Bascom, önümüzde tam 500 millik bir çöl olduğunu hacılara bildir bildir ki onları neyin beklediğini öğrensinler dönmek isteyen varsa hemen dönsün.
Bascom, you tell them pilgrims of yours, there's 500 miles of desert ahead of us and them that don't like what's comin'to them, now's the time for'em to turn back.
Oh, keşke hacıların yerine İspanyollar ya da Fransızlar Yeni İngiltere'ye yerleşselerdi.
Oh, if only the Spaniards or the French had settled New England instead of the Pilgrims.
Bunlar, dağlardaki evlerine dönen hacılar sahib.
They are pilgrims, sahib, going home to the hills.
Hacılar Yolu geçmekte gene o kırlardan Ağaçlar arasından, o bereketli topraklardan
The Pilgrims'Way still winds above the weald... through wood and break and many a fertile field.
Kutsal yolculuğumuz, kat ediyoruz bunca yolu Biz modern hacılar göremiyoruz yolun sonunu
Alas, when on our pilgrimage we wend... we modern pilgrims see nojourney's end.
Bazılarının ifadesiyle Hacılar Yolu olan o eski yoldan gelme.
It comes from the old road... what some folks call the Pilgrims'Road.
Şu eski Hacılar Yolu hakkında epey bilgi sahibiymiş.
I hear he knows a lot about the old Pilgrims'Road.
O yol ve eski Canterbury hacıları hususuna kafa patlatıyorum.
I'm crazy about that old road and... those old Canterbury pilgrims.
- Hacılar Yolu orada çünkü.
- That's where the Pilgrims'Road runs.
Tepenin doğu ucundaki bendden hacılar Canterbury'yi ilk defa görmüşler.
From the bend at the eastern edge of the hill... pilgrims saw Canterbury for the first time.
Neden şu korkunç araçlarınızı Hacılar Yolu'ndan çekmiyorsunuz?
Why don't you keep your beastly carriers off the Pilgrims'Road?
Şunu söyleyebilirim ki, aşağı yukarı 600 yıl önce doktorlar, avukatlar, memurlar ve tüccarlar şimdilerde Hacılar Yolu dediğimiz o eski yoldan geçiyordu.
Let me remind you that as much as 600 years ago... doctors and lawyers and clerks and merchants... were passing through here on the old road which we call the Pilgrims'Way.
Bu eski hacılar hayır duası almak ya da kefaretlerini yerine getirmek için Canterbury'ye geldiler.
These ancient pilgrims came to Canterbury to ask for a blessing or to do penance.
İlk olarak size Hacılar Yolu'ndaki bendi göstereceğim.
First I'll show you the bend on the Pilgrims'Road.
O yolu ilk kullananların hacılar olmadığını biliyoruz mesela.
We know that the pilgrims weren't the first to use it.
Hacılar Yolu'ndaki bend.
The bend on the Pilgrims'Road.
Canterbury'yi ziyaret edenler sık sık insanların hayır duasını alır.
Pilgrims to Canterbury often receive blessings.
Canterbury hacıları, dışarı çıkın ve dualarınızı alın.
Pilgrims for Canterbury, all out and get your blessings.
Hacılar Yolu.
It's the Pilgrims'Road.
Senin bile biliyor olman lazım bu Canterbury hacılarını.
Gee, even you know about the Canterbury pilgrims.
Trenle geldim, ama hacılar bu eski yolu kullanıyordu.
I came by train, but the pilgrims used the old road.
Evdekiler, "İçeri girin, bu ev sizindir." derler.
"Come in, come in, holy pilgrims. This humble home is yours."
Hacı değildi...
Not pilgrims...
Az önce yaşlı bir adam beni ucuz bir hana çağırdı.
I was chosen by an old man from the pilgrims'inn
- Bizim grubun yolcuları! Artık gidebiliriz.
- Pilgrims in our group can pass through.
Sevgili dostlarım, siz "misafir" ve "seyyah" olanlara... ruhla savaş halinde bulunan cinsel arzulardan kaçınmanızı öğrettim.
Beloved, I taught you as strangers and pilgrims to abstain from carnal desires which war against the soul.
Şu yolcuları dışarı çıkar.
Get those pilgrims out.
Madonna del Divino Amore hacıları az önce geçip gittiler.
The pilgrims of the Madonna del Divino Amore just went by.
Nereye gidersen peder seni izleyeceğiz... Çünkü biz de hacı olmak istiyoruz.
Wherever you go, Father we will follow because we want to be pilgrims, too.
Hacılar.
They are pilgrims.
Boşa kürek çekenler hedefine vardı.
From here to the sea, we're pilgrims to nowhere and we have arrived.
Duydumki Iwamoto Tapınağındaki bazı hacılar..... kendi aralarında zar oynamayı çok severlermiş.
I understand some of the pilgrims at Iwamoto Temple like to play a little dice amongst themselves.
Evet, Tapınağı ziyaret eden hacılar nedeniyle oldukça hareketli bir kasaba.
Yes, a town bustling with pilgrims to Mt. Tsukuba.
- Bir hacının nazar bürosunda.
- A pilgrims'amulet office.
Geçmekte olan yolcular devam ettiği sürece sorun yok.
The pilgrims that come through : As long as they keep movin', fine.
Köle tacirlerinin kurbanları çoğunlukla hacılarla beraber evraksız olarak Elkabar'ın kutsal şehrine sokulmaya çalışıyorlar.
The slavers prey mostly on pilgrims without papers who are trying to get to Elkabar's holy city.
Dudaklarım. iki utangaç hacı yüz sürüp mihrabına. hazırdır bu kaba dokunuşu bir öpüşle yumuşatmaya.
My lips, two blushing pilgrims, ready stand to smooth the rough touch with a gentle kiss.
Hacıların eline ermişlerin eli değer. Onlar böyle avuç avuca öpüşürler.
For saints have hands that pilgrims'hands do touch, and palm to palm is holy palmers'kiss.
- Yol boyunca mavi karınlılarla karşılaşmamaya çalışacağız. - Herhangi bir şüphe durumunda evsiz barksız sığınmacı grubu gibi davranacağız.
We are not gonna give the lowliest blue belly we meet along the way... any reason to suspect we're anything but a band of homeless pilgrims.
Her sene beş yüz binden fazla hacı adayı yaya olarak Avrupa'daki diğer ülkelerden yola çıkar ve İspanya'ya, Havari James'in türbesine gelirdi.
Every year more than 500,000 pilgrims would set out on foot, from all the countries of Europe. Bound for Spain, to visit the tomb of the Apostle James.
Katedralin etrafındaki meydanlar binlerce hacıyla dolup taşardı.
The four squares around the cathedral... used to be crowded with thousands of pilgrims.
1621 yılında hacılar, ilk Şükran Günü'nü düzenledi.
In the year 1621, the Pilgrims held their first Thanksgiving feast.
O ilk hacılar, başlarına gelenler için minnettardı.
Those early pilgrims were thankful for what had happened to them.
Kutsal yıl boyunca, hacılar her yerden Roma'ya geldiler.
During the holy year, pilgrims will come to Rome from everywhere.
Lokomotif de kimse yok.
You dumb pilgrims. Ain't nobody in that engine.
Bu yıl hacı olarak gidecekler.
This year they are going as pilgrims
Güzel, görelim sunu öndeki atlar bu gezginlerin mi diyordun?
Well, let's see you say those horses belong to them pilgrims?
Zavalli Kansas çiftçileri.
Those poor pilgrims from Kansas.
Hacılar eline dokunacak.
Pilgrims all will touch his hand