English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ P ] / Polisler

Polisler traducir inglés

11,963 traducción paralela
Polisler için kanıt alacağım.
I'll grab some evidence for the cops.
Hayır. Hayır, hastane olmaz, polisler olmaz.
No, no hospitals, no cops.
Daha biz onu sorgulayamadan önce polisler tarafından vuruldu.
He was gunned down by U.S. marshals before we could interrogate him. - Pity.
Polisler beni ot için yakaladı ama ben daha önce de tutuklandım.
Cops busted me for weed, But I've been arrested for that before.
Polisler onu sorgulamak için sabırsızlanıyorlar.
Cops are champing at the bit to question her.
Polisler gelmeyecek.
The cops won't come,
Bakın, bütün polisler ırkçı ve şiddet düşkünü amcık değildir.
Now, look, not all cops are racist, trigger-happy assholes.
Frank'i teşhis etmem için beni götüren polisler bir çılgının işi olduğunu söylediler. İç terör gibi bir şeymiş.
The cops that drove me down to identify Frank said this was just some crazy person, like... domestic terror or something.
Polisler kaçak Perry Granger'ı yakalattıracak anonim bir bilgi aldıklarında hayrete düştüler.
Police were stunned to get an anonymous tip that led to the arrest of fugitive Perry Granger.
Polisler okuyucudan geçirir geçirmez enseleniriz.
As soon as the cops swipe them through the readers, we're busted.
Ve polisler gözaltındaki şüphelilere ateş edemezler, yasalara aykırıdır.
And, see, cops don't shoot the suspects they have in custody... it's against the law.
- Sonra polisi aradım. - Polisler gelmiş. Polisiz biz, demiş.
The police showed up and said we're the police!
Öbür polisler hiçbir şey yapamadı.
And the other cops couldn't do nothing.
Bence daha çok polisler aklına girdi.
I mean, most the time, I think the cops put it in her head more.
Plana polisler dahil olursa, o halde boğulma numarası yapabilirsin.
If the plan is to get the police to run in, then you can just pretend to choke.
Polisler için sadece tek bir sözüm var : rüşvet.
I only have one word, from the cops on up : corruption.
Bunlar Brendan'dan mı geldi polisler karışmadan Yoksa ilk önce polislerden mi çıktı?
Do they come from Brendan without any help from the police or do they in fact come first from the police?
Söylediklerinin çoğunu ona polisler söyletmiş.
That they more or less told him what to say.
Polisler için o kadar genç bir çocuğa onları söyletmek pek zor değil.
With the detectives, it don't take much for a young person to... You know, coerce him to say that stuff.
Önceden inanıyordu. Polisler gene bir şey yaptı, şimdi gene inanmıyor.
She did before, and now the cops did this again and now she don't believe'em again.
Sırf bu yüzden onun kanını temin edip polisler bulsun ve cinayetten suçsuz yere hapse atılsın diye o kanı evine yerleştirecek kadar utanıp öfkelenmiş miydiniz?
Well, did that cause you enough embarrassment and enough angst that you obtained and planted blood so that it would be found and Mr. Avery would be wrongfully accused of a homicide case?
- Polisler!
- The cops!
Şu polisler, istediği kişiye, istediği şeyi, yapabileceklerini düşünüyorlar.
These cops think they can just do whatever they want to do to anybody.
- Polisler ne kadara maloldu?
- What did the cops cost?
Polisler birbirinin arkasını kollar.
Cops look after cops.
Laoslu polisler onu Bangkok'ta teslim etmemişti.
No Laotian police officer handed him over in Bangkok.
Polisler hemen gelir.
Cops are gonna come pretty quick.
Eyaletlerarası yasanın 17.37 maddesine göre..... Eyaletlerarası otoyoldaki tutuklamalar..... yerel polisler tarafından değil komşu belediyelerdeki..... eyalet polisleri tarafından yapılır.
According to Interstate Statute 17.37, arrests made on the Interstate Highway System must be executed by state police, not your local law enforcement from your adjacent municipalities.
Polisler, tel örgülü kapıyı köpeklerin parçaladığını söyledi.
The cops said that dogs scratched up the screen door.
Polisler.
That's the cops.
- Eğer ben o kapıdan çıkarsam bir daha ki gelecek olanlar, polisler olacak. Ve size Cathy Morton Trust hakkında sorular soracaklar.
Well, if I walk out that door the next knock you hear will be the police and they'll be asking you all about the Cathy Morton Trust and how a single income family living in a house like this
Polisler tatmin olmuştu.
The officers were satisfied.
Yine de polisler duymuyordu.
And yet the officers heard it not.
Polisler, aynasızlar, suratın!
The pigs, the fuzz... your face!
Polisler size soru sorarsa yüzlerine hiçbir şey anlamıyormuşsunuz gibi öyle bön bön bakın, tamam mı?
The cops ask any questions... you just look at them like you don't understand a word, okay?
Polisler çoktan bilgilerini buldular.
The cops already tracked down his info.
Polisler bir süre onu kovalamış.
A number of officers gave chase.
Polisler beni kovalamaya başladığında,
Well, once the coppers started chasing me,
Polisler Arap bir protestocuyu hastanelik etmiş.
Cops put an Arab protester in hospital.
Gidemem çünkü polisler hâlâ benim yaptığımı sanıyor.
I can't cos the cops still think I did it.
Polisler onun olduğunu söyledi.
And cops said that happens.
Telsizindeki polisler gibi konuşuyorlar.
They talk like the police on your radio.
Polisler ne dedi?
What did the cops say?
Atlanta'dan gelen polisler.
They're the officers from Atlanta.
Polisler iki çocuğa ödül vermezler.
Cops won't give a reward to a couple of kids.
Polisler bizi tutukladığında otelde bırakmıştın.
Yeah, you left them in the motel when the copper snagged us.
Anladığım kadarıyla da polisler ona yardım ediyor.
And as far as I can tell the cops are actually helping him.
Şu an beni de arayan polisler var mı?
Listen, do I have cops looking for me now, too?
Bu ekip pek çok şüphe uyandırsa da herkes, özellikle de polisler, suçları kanıtlanana kadar masumdur.
Even though this crew's been under a lot of suspicion, everyone's innocent until proven guilty, especially cops.
Polisler.
Cops.
Polisler böyle yapmış.
- and the cops were, like...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]