English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ R ] / Reddediyorum

Reddediyorum traducir inglés

1,500 traducción paralela
New York'lu çocuklar adına, paranızı reddediyorum.
On behalf of the children of New York, I reject your money.
Bunun parçası olmayı reddediyorum.
And I refuse to be involved.
Sırf bu standart okul saçmalığını reddediyorum diye aptal olacak değilim ya.
Just because I refute the whole formal schooling... equals knowledge crap doesn't mean I'm stupid.
Bu isteği reddediyorum.
I'm refusing this petition.
Reddediyorum.
Well, I refuse.
Liberty Avenue'deki bir gay barın kapatılması konusunun, barın müşterilerinin cinsel tercihleriyle ilgisi olduğu konusunu kesinlikle reddediyorum.
I EMPHATICALLY DENY THAT MY DEPARTMENT'S ACTIONS REGARDING THE CLOSING OF A GAY BAR ON LIBERTY AVENUE HAD ANYTHING TO DO
Bir sorun olduğuna inanmayı reddediyorum.
I refuse to believe that anything is wrong.
En küçük oğlumun, Genç Plinius'un hayatını çalışmak yerine üçlü yapmasını reddediyorum.
I draw the line at my youngest son having threesomes when he should be boning up on the life and times of Pliny the Younger.
- Ben ona itaat etmeyi reddediyorum
- I refuse to obey him.
"Mancınıkla atılmayı veya elektrik verilmeyi reddediyorum..."
"l refuse to be catapulted electrocuted..."
Bizimle gelmenize izin vermeyi reddediyorum.
I refuse to allow you to continue traveling with us
Yani, söylemem gerekiyorsa, Yer Kalite Geliştirme'nin 79.Cadde'yi yerle bir etmek için sunduğu teklifi reddediyorum çünkü gerçekten de buna değmez.
So if I had to say, I would deny Quality Land Development's proposal to tear up 79th because it just ain't worth it.
Buna katlanmayı reddediyorum.
I refuse to take that.
3.'sü, petrol kullanmayı reddediyorum. Fakat hiçbir zaman tamamen engelleyemiyorum, değil mi?
And third, I refuse to use petroleum, but there's no way I can stop its use in my lifetime, is there?
Güzel, anlamsızlığı reddediyorum!
Well, I reject unnameable!
Reddediyorum.
I - I-I refuse.
Ne demek "reddediyorum"?
What do you mean, you refuse?
Buna inanmayı reddediyorum.
I refuse to believe that.
Kral olmayı reddediyorum.
I refuse to be king.
Masum birinin üzerine yemin etmeyi reddediyorum.
I refuse to swear on an innocent person.
İhanet ettiğin liderin hayatına karşılık böyle bir iyiliği görmeyi reddediyorum!
I refuse to buy that favour with the life of the leader you ignobly betrayed!
Ne var ki, böyle bir suçtan nemalanmayı kesinlikle reddediyorum.
But i refuse, at any price, to profit from these crimes.
Reddediyorum!
I refuse!
Hayır, efendim. Sayın Başkan, soruyu reddediyorum.
I reject the question.
Tekrar ediyorum, sayın başkan, soruyu reddediyorum.
I repeat, Mr. Chairman, I reject the question.
Senatör Sweeney, Prexelin'in Gıda ve İlaç İdaresi nezdinde başarısız olmasında payım olduğuna dair yapılan her türlü imayı kesinlikle reddediyorum.
Senator Sweeney, I bitterly resent any suggestion that I had anything to do with Prexelin's failure with the Food and Drug Administration.
Sizin şartlarınıza uymayı reddediyorum!
I simply refuse to participate on their terms or yours!
Yaşlanmayı reddediyorum ama sana dönüştüğümün farkına vardım.
I refuse to grow old and realize I've become like you.
Benim aklımı okuyamazsın. Seninle tartışmayı reddediyorum.
You can't read my mind, and I refuse to argue with you.
Artık çenemi kapatmayı reddediyorum
I refuse to shut my mouth now
Mezara, elimde bir paket ıslak mendil tutarak girmeyi reddediyorum.
I refuse to go to my grave holding a packet of wet wipes.
Sorularınıza cevap vermeyi reddediyorum.
- You've ruined the strike!
Hayır, reddediyorum!
No, I refuse!
Böyle bir rüya görmeyi reddediyorum!
I refuse to dream about this.
Bunları dinlemeyi reddediyorum!
I refuse to listen to any more of this!
Sadece benim için önemli olan şeyleri kaybetmeyi reddediyorum.
- I just refuse to lose the things that are important to me.
Arkadaşım olmaları için yalvarmam gereken insanlarla çalışmayı reddediyorum.
I REFUSE TO WORK WITH PEOPLE
Ona yaklaşmayı reddediyorum.
I refuse to get close to him.
Burada oturup aşağılanmayı reddediyorum.
I refuse to sit here and be humiliated.
Şimdi reddediyorum.
I'll decline it right now.
Fakat üzgün olmayı reddediyorum...
But I refuse to be sorry because...
Ne dersin? Reddediyorum!
I decline!
Amerikan Anayasası ` nın bana verdiği güvenceye dayanarak sorularınızı yanıtlamayı reddediyorum.
I respectfully decline to answer the questions based on the protection afforded me under the United States Constitution.
İnancıma ihanet etmeyi reddediyorum. - Ve görevime!
I refuse to betray my faith and my duty!
Sizin için çalışmayı reddediyorum, yemin etmeyeceğim.
I refuse to work for you, so I will not swear.
Buna izin vermeyi reddediyorum, buna ne dersin?
I refuse to let that happen, how about that?
Ve ben bu elbise yüzünden tekrar hayal kırıklığına uğramayı reddediyorum.
And I refuse to be let down by this dress again.
Ama istediğin şeyin bu olduğuna inanmayı reddediyorum Kat.
But I refuse to believe that this is what you want, Kat.
Reddediyorum.
No way!
Son davayı reddediyorum.
I'd throw the lawsuit out if I was a judge.
Bunu kabullenmeyi reddediyorum!
Sir!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]