English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Saat 2

Saat 2 traducir inglés

4,842 traducción paralela
İşimiz bitince, ki saat 2 gibi biter sanırım, duş yapar, giyiniriz. Sana güzel bir yemek ısmarlarım.
When we're done... which I think we can be done by 2 : 00... we shower, we dress up, and we go to a nice dinner on me.
Saat 2 olduğunda gözlerim Yahudi soykırımı, ama ağzım karnaval diyecek.
So when it hits 2 : 00 A.M., my eyes will say Holocaust, my mouth will say Carnival.
Minibüsün saat 2'ye kadar geri gitmesi lazım yoksa fazladan bir gün parası daha alırlar.
Van's got to be back by two or they'll do us for an extra day.
Hayır, henüz iade edilmemiş ve saat 2'de edilmiş olması gerekiyordu, bu yüzden -
'It's not been returned yet, no,'and it's meant to be back by two, so...'
Saat 2.00'yi geçiyor.
It's after 2 : 00.
Ayrıca saat 2 : 00'den sonra, Churchill'in odasından bir adamın ayrıldığını gören bir bayan tanığımız var.
We also have a witness who claims that she saw a man leaving Churchill's suite shortly thereafter at 2 AM.
- Ancak adam saat 2 : 30'a kadar otele gelmediğinde ısrarcı.
- Yet he's adamant he didn't arrive at the hotel - until 2 : 30.
Gece saat 2.46'da evine yapılmış bir aramaya dair hiçbir elektronik iz yok.
I can't find any electronic trace of any call made to your home at 2 : 46am.
Ve sonra saat 2 : 30'da otobüsümüz otele gelecek.
And then at 2 : 30, our bus would reach the hotel.
Değişen bir şey yok, 800 metrelik koşunun saat 2 : 00'ye alınması dışında
Nothing's changed, except the 800-metre race has been pushed back to 2 : 00 p.m.
Saat 2'de Empress Pazarında olacaklar.
They're arriving at Empress Market at 2 o'clock.
Son ultrason bu cuma saat 2.00'de, gelebileceğini düşünüyor musun?
The last ultrasound that is on Friday at 2 : 00, do you think that you can make it there?
Değerli müşterilerimiz, bugün mağazamızda, saat 2'ye kadar dana eti 19.90 yerine 14.99 kuruştan satışa sunulmaktadır.
Dear customers, up until 14.00 today we're running an exclusive offer on minced beef for store cardholders. Buy a kilo of minced beef for just TL 14.99 instead of TL 19.90!
- İşte orada. Saat 2 yönünde.
Right there. 2 : 00.
Saat 2.
IFS 2 : 00!
Saat 2 olmuş ve burada oturuyorsun.
It's 2 : 00 and you're just sitting there.
Tamam, gecenin bir yarısı, sabaha doğru saat 2.
At night. Ok, middle of the night, 2 am
Saat 2 yönünden güvenlik görevlisi geliyor.
Security guard, 2 : 00- - coming.
2 saat.
Two hours.
saat sabahın ikisi. normal insanlar uyuyorlar.
It's 2 : 00 a.m. Normal people are in bed.
Saat neredeyse gecenin ikisi. Sanırım gelmeyeceksin.
It's... it's almost 2 : 00.
Johannesburg'un sadece 2 saat kuzeyinde...,... ama alıştığınız dünyadan milyonlarca kilometre uzaklıkta.
Get your feet off. Just two hours north of Johannesburg, but, uh, a million miles from the world as you might know it.
Otobüsle 2 saat.
Two hours by bus.
2 saat mi?
Two hours?
- Merkez Kuvvetler Komutanlığı ile 2 saat içerisinde görüşeceksiniz.
You got a sit-down with CENTCOM in two hours.
Tam saat 14.00'de.
2 : 00 P.M. sharp.
26 Nisan sabahı saat 02 : 30'da Garrett çiftliğindeki tütün ambarının etrafı Ulusal Dedektif Teşkilatından Teğmen Edward Doherty Teğmen Luther Baker ve Albay Everton Conger kumandasındaki 16.
At 2 : 30 a.m. on the morning of April 26th, the tobacco barn at Garrett's farm is surrounded by 26 members of the 16th New York Cavalry, under the command of Lieutenant Edward Doherty, along with Lieutenant Luther Baker and Colonel Everton Conger
"Render" butonu vardı ve basınca, .. işlem 2 saat sürüyordu.
You had this "render" button, and it would take like two hours.
- Saat kaçta yaptın bu işi?
What time was this? Round about 2 : 30.
- Çünkü her gün en az 2-3 saat... çıkarman lazım.
-'Cause you gotta walk him at least two, three times a day, every day.
Evet, 2 saat ve 50 yıl.
Well, two hours and 50 years.
- Saat 10 : 00 mu, 14 : 00 mü, yoksa 16 : 00 mı?
Well, is it 10 : 00, 2 : 00, or 4 : 00?
- Saat 9 ve 2 yönlerine bak.
Nine o'clock and 2 o'clock.
Bütün ulaşım 2 saat boyunca sekteye uğradı.
Entire transportation came to a standstill for two hours.
Saat gece 2.46'ydı Jack.
It was 2 : 46 in the morning, Jack.
Yerel saat 02 : 15.
The local time is 2 : 15 p.m.
Söyle onlara, 2 saat içinde Kabir ile konuşmak istiyorum.
Tell them, I want to talk to Kabir in two hours.
Saat 10 : 58, yani hesaplarımdan 2 dakika öndeyim.
It's 10 : 58, which means I'm two minutes ahead of my perfect Thanksgiving schedule.
- Saat 2 : 30.
It's 2 : 30.
- Saat sabahın ikisi.
It's 2 : 00 in the morning.
- 2 saat Chas.
Two hours, Chas.
- 2 saat.
- Two hours.
Çünkü pratikte 1700 alan, işaretin altında beklemesini söylenen ve 2 saat geçmesine rağmen hala bekleyen sen olduğun için.
No, because only a guy who got a 1700 on his practicals and was told to wait under a sign is still gonna be waiting there two hours later.
- 2 saat, 100.000.
2 hours, 100,000.
2 saat içinde 100.000 doları nasıl bulacağız?
How do we get 100,000 dollars in 2 hours?
Sebastián, 2 saat içinde mi?
In 2 hours?
Parayı bulmam için 2 saat verdiler, yardımına ihtiyacım var.
They gave me 2 hours to get it, so I need your help.
22 Ekim 1870. Saat sabahın 2'si.
October 22nd, 1870 2 : 00 AM
Güvenli olarak, yaklaşık 3,5 saat son iğnenden itibaren.
To be safe, approximately 31 / 2 hours from the time of your last injection.
Hastaneye gidiş-dönüşüm 2 saat sürdü.
Two hours each way to the hospital.
Saat ikiden önce halledeceğim, tamam mı?
I'm going to do it, before 2 o'clock. Okay?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]