English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Sinemaya

Sinemaya traducir inglés

3,705 traducción paralela
Tom'la ben sinemaya büyük ilgi duyuyorduk büyürken.
- Tom and I were big into movies, you know, growing up.
Kafaya göre aktiviteler yok, son anda yemek buluşmaları yok, ya da istediğin zaman sinemaya gidemiyorsun.
There's no spur of the moment activities, you're not meeting people for dinner at the last minute, or seeing a movie whenever you want.
Evet, evet. Bakıcı tutarız sonra sinemaya gidebiliriz.
Yeah, we can get a sitter, and then maybe we go to the movies, you know?
Bu akşam evde sana en güzel İtalyan yemeğini yapmam ve ardından da sinemaya gitmek, kulağa nasıl geliyor?
How about tonight..... we go home and I make you the most... .. delicious Italian meal and then I take you to the theatre?
Kızım Itzayana için ( büyüleyici gözleri olan ) Karıma ve sinemaya olan aşkımın kaynağına.
For my daughter Itzayana ( the one with the expressive eyes ), the seed of my love for my wife and cinema.
.. atıştırır, belki sinemaya falan da gideriz, olur mu?
Go out and grab a bite, see a movie, or something?
Hâlâ Noel Baba'dan hediye alıyorum. Ne zaman sinemaya gitsem, babam bana 20 dolar veriyor.
I still get presents from Santa, and dad gives me 20 bucks every time I go to the movies.
- Kafeinsiz kahve. Ne dersiniz bu şeyi iptal edip sinemaya gidelim mi? - Bir dakika.
So what do you say we just cancel this thing and go catch a movie?
Teddy'e sinemaya gideceğimizi söyledim.
I told Teddy we'd all go to the pictures.
Siz radyoya, trene, uçağa, sinemaya bütün ilerlemelere karşı çı ki yormuşsunuz!
Lt says that you are against all the innovations such as radio, train, airplane and cinema!
Sinemaya bir sokabilsek Şahane teyze, bir haftaya çıkarırız evin parasını.
If Müzeyyen signs the paper, we'll get the money in a week
Wolverine gibi yani "X-Men" den. Sinemaya gitmen lazım.
Like Wolverine, from the "X-Men."
- Ben sinemaya gidiyorum.
- I'm going to a movie.
"İnsanların korkmak için sinemaya gitmeleri ne kadar abuk!"
" How weird that people go to movies to get scared.
Sinemaya gideceğiz.
Oh, we're going to the movies.
Onunla sinemaya gitmeyeceksin.
You're not going to the movies with her.
İstersen sinemaya ait olmayan örnekler de verebilirim.
I can give you more non-cinematic references if you like.
Bir bakıcı tutar ve eşimi yemeğe ve sinemaya götürürdüm.
And I'd get a babysitter, and I'd, uh... I'd take my wife out to dinner and a movie.
- Sinemaya gidelim mi?
Um, want to see a movie?
Jody'le sinemaya gittiğinizi sanıyordum.
I thought you were at the movies with Jody. Dana!
Haftasonu sinemaya gitmeye ne dersin?
Do you wanna go see a movie this weekend?
Sinemaya gitmeyi sevmem.
Nah, I don't feel like going to a movie.
Gazeteyi paylaşmak, sinemaya gitmek.
Share a paper, see a movie.
Sonra sinemaya gidelim mi?
Hey, wanna catch a movie later?
Pazartesi sinemaya giderim
Monday, I will go to the movies.
Ondan sonra da sinemaya gideceğiz.
To a nice dinner and a movie afterwards.
Ayrıca seni yemeğe ve sinemaya götüreceğime dair söz verdim.
And I promised I'd take you to dinner and a movie.
Seni sinemaya götürdü mü?
Has he taken you to the cinema yet?
Sinemaya tahammül edemiyorum.
Can't stand the cinema.
Birlikte en son ne zaman sinemaya gitmiştik hatırlamıyorum.
I can't remember the last time we went to a movie together.
Bir şeyler mi yiyelim, yoksa sinemaya mı gidelim?
Grab a bite, maybe catch a movie?
Mourad'la sinemaya git.
Go to the movies with Mourad.
Mourad ve ailesiyle sinemaya git.
Go to the movies with him and his parents.
Şöyle yapsak mesela ikimiz sinemaya gitsek nasıl olur?
How about... you and I go see a movie together?
Biz ne zaman sinemaya gitsek park ettiğin yeri hatırlamazsın ve onlar senin hast -...
You can never remember where you parked the car whenever we go to the movies, and they're not saying that you have...
Seninle sinemaya gidecektik.
You and I were gonna go to a movie.
Sinemaya gittik, sonra spagetti yedik, ve sonra lazer topu oynadık.
We went to a movie and then we ate spaghetti and then we played laser tag.
- Nereye gidiyorsunuz? - Sinemaya.
- Hey, where are you guys going?
- Sinemaya ne dersin?
- How about a movie?
Alışveriş merkezindeki sinemaya gittiğimde.
- I was at the mall for a movie.
Bir arkadaşla yemeğe ve sinemaya gittik.
Dinner and a movie... with a friend.
Sonra da sinemaya gideriz.
Let's do it.
Televizyondan sinemaya geçmede sayısız başarısızlık yaşaması, hüsrana uğramış sorunlu bir aktör olmasına sebep oldu.
And his failed attempts to transition from the small screen to the big screen left the troubled actor frustrated.
Sinemaya gitmek ister misin?
Do you want to see a movie?
Sinemaya gidelim mi?
Will you come to the movies with me?
Bana dokunmasını mı istiyorum yoksa sinemaya gitmeyi mi
If I wanted her to touch me or if we should go to the movies instead.
Güzel günlerdi sinemaya VIP de girerdik
Those were great times... we even went to the movies. VIP section...
Şimdi sadece maaşı var ve sinemaya bile gidemiyoruz
Now that he lives from his salary we don't go to the movies anymore.
Babam bizi sinemaya götürmek için bişeyler yapıyordu
Cause my dad does shit to take us to the movies.
Sinemaya yalnız gitmekten hoşlanırdı.
He liked going to the movies alone.
Hadi iptal edip sinemaya gidelim. Bölüm, örnek tip. " dediği yeni bir film çıkmış.
There's a new one out that Peter Travers says is a "stage 5 thrill-icane." Let's get serious.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]