Stoned traducir inglés
1,482 traducción paralela
Onu çöle götürdük... Boğazına kadar gömdük taşladık ve sonra ben kafasına bir kurşun sıktım.
We drove him out to the desert... buried him up to his neck... stoned him... and then I put a bullet in his head.
Tükürüklere boğulduktan ve taşlandıktan sonra, bizzat kendi köylülerin tarafından, elbette uzun süren ilişkiler kurmaya çalışırsın.
And once you have been spat on, and stoned by the people of your own village, well, you try forming lasting relationships.
Bu utançla geri dönersem, taşlanırım... ve sonra üstüme taş atarlar.
If I return in shame, I'll get stoned... and then they'll throw rocks at me.
Siz insanların sarhoşken beraber oldukları insanlardansınız.
You're what people grab when they're stoned and they want garbage.
Kırık yengeç yapıyorum.
I'm making stoned crabs.
Dünyada bu insanlara nerede yaşadıklarını unutturacak kadar ot yok.
There's not enough pot in the world to get those people stoned enough to forget where they live.
İnsanlar Hz. İsa'nın Çilesi için ot mu içiyorlardı?
People got stoned for The Passion of the Christ?
- Kırık kafayla seyredince başka.
- Not as much as watching it not stoned.
Belki kafam iyi olsa.
Maybe if I was stoned.
Şey, evet, kafan iyiyken otobüs veya başka bir yer, farketmez.
Well, yeah, stoned would be good whether we're on the bus or not.
- Kafayı bulmak için, adamım.
- To-to get stoned, man.
- Kafayı bulmak için.
- To get stoned.
Şimdi... Neden kafayı bulmak istiyorsunuz?
Now... why do you want to get stoned?
Kafayı bulmak istiyoruz, çünkü bu iyi hissettiriyor, adamım.
We want to get stoned because it feels good, man.
İyi hissettirdiği için kafayı bulmak istiyorsunuz!
You want to get stoned because it feels good!
Tamam, sen bize o zaman gerçek neden olan,... iyi hissettirmesinden başka neden kafayı bulmak istediğimizi söylecek misin, adamım?
Okay, then can you explain to us why, for what other reason than the fact that it feels good do we want to get stoned, man?
Sızdın mı?
Are you stoned?
Uyuşturucu kullanmadım.
I'm not stoned.
Sarhoş mu, uçmuş mu?
Drunk or stoned?
Mookie, şu anda basketbol konuşacak havamda değilim.
Mookie, I'm a bit stoned this time to talk basketball.
Tamam, sen kazandın.
You must be stoned off your head. No, I am telling you.
Evet, biz de zaten Rock'n'Roll yapmıyoruz.
The Seventh Seal stoned and we didn't do anything for the next month but stay in and watch stupid Swedish movies.
Uyuşturucu alıp kendinden geçmiş buraya geliyor. Ve sen ne yapacağını bilmediğin için ona para verip duruyorsun.
Kid comes in here stoned out of his mind, and you keep throwing money at him because you don't want to deal with it.
Belki de biz sarhoş olmuş veya uyuşturucu almış birinin verdiği. günün büyük kararı sonucu ortaya çıkan bir iddiayı araştırıyoruz.
Or maybe we are investigating the claims of someone whose biggest decision of the day is whether to get drunk or stoned.
Kafası iyice duman, temizlik manyağı olup çıkardı artık.
I bet she'd get really stoned and become a cleaning maniac.
Ya sarhoş, ya da kafası dumanlı oluyor ancak o zaman bir şeyler yediğini sanıyor.
She has to either get drunk or really stoned to believe that she's actually eating something.
Kafası güzeller, kafaları güzel olacak.
The Stoners are gonna be stoned.
Bunu yapan insanların kellesi kesilmeli parça parça doğranmalı, güzelce ezilmeli, sonra...
They should be decapitated alive, stoned to death with hatchets...
Günde 24 saat sarhoş olan birine karşı şaşırtıcı şekilde anlayışlı olan bir kaltak.
Which is surprisingly insightful for someone who's stoned 24 hours a day.
Artı, hem muhasebeci olup hem de uçamazsın.
Plus, you can't get stoned and be an accountant.
Buna kahverengi bombacı diyorlar... çünkü içtiğinde, donuna sıçarcasına uçuyorsun!
This one's called the brown bomber...'cause when you smoke it, you get so stoned you shit your pants!
Beni duymaya bile katlanamıyor musun? !
You too stoned to hear me?
Biraz sertleştik galiba... aşağıya doğru dönen bir spirale benzedi.
Uh, I'm stoned a lot... and it's been pretty much a downward spiral since then.
- Sen de biraz uçtun mu?
And you're stoned too, yeah?
- Kardeşinin evinde kafayı mı dumanladın?
And you're stoned. You got stoned at your sis... No.
Sanırım şu anda kafam gerçekten çok iyi, Danny.
I really think I'm too stoned to be here right now, Danny.
Önce kafamı iyi ettin sonra da beni kaçıklarla dolu bu yere getirdin.
You get me stoned off me tits and bring me to a place full of freaks.
Senin yüzünden kafam iyi biliyorsun değil mi?
It's your fault'cause you got me too stoned, didn't you?
Az bir şey kullandıklarında, hemen kafayı buluyorlar.
I've seen them stoned on a little of everything.
Muhtemelen çekmiştir.
Probably stoned.
Sarhoşsun işte.
You're stoned. Yeah, you are.
Brian, sen... sarhoş musun?
Brian, are you... Are you stoned?
Lennon'ı, çoğu zaman uçmuş bir şekilde ortalıkta dolaşan biri olarak görüyorduk.
It was our perspective of Lennon that most of the time he was walking around stoned, whacked out of his mind.
Bu demek oluyor ki, hepimiz zom olabiliriz artık.
That means we can all get stoned.
Bir gece zil zurna sarhoş olmuştum eve gittim, odasına girdim.
One night, I got stoned out of my mind. I went home, walked in her room and there she was watching TV.
Gençtim ve kafayı bulmuştum.
I was 25, I was stoned.
Eddie, sen bir şeymi çektin?
Eddie, are you stoned? - Eddie?
Bütün gün kafayı dumanladığına inanamıyorum.
I can't believe you spent the whole day getting stoned.
Evet. Kafam iyi olmasa çok daha lezzetli gelirdi bana.
Yeah, this would be great even if I wasn't stoned.
Dostum, ayıldım artık.
Dude, I am not stoned anymore.
- Herkes beni sever.
He asked me to count it for him,'cause he said he was too stoned.