Tanımıyorsun traducir inglés
5,382 traducción paralela
Beni tanımıyorsun yani?
You don't know about me?
Onu tanımıyorsun.
You don't know me.
Evangelina'yı tanımıyorsun.
You do not know Evangelina?
Hayır, beni tanımıyorsun.
No, you don't know me.
- Beni tanımıyorsun.
You don't know me.
Onu tanımıyorsun.
You do not know her.
Beni tanımıyorsun.
You don't know me.
- Babamı tanımıyorsun.
You don't know my father.
- Beni hiç tanımıyorsun.
You don't know anything abut me.
Beni hiç tanımıyorsun.
You know nothing about me.
Dinle, şu anda anneni dinlemek istemediğini biliyorum ama Keith'i benim tanıdığım gibi tanımıyorsun.
Listen, I know you are set on not listening to your mother right now, but you do not know Keith the way I do.
Bizi tanımıyorsun, tatlım.
You don't know us, sweetheart.
Tamam, yani kızı tanımıyorsun ama yaratıcısını tanıyor musun?
Okay, so you don't know her, but you do know her maker?
O hiç... Onu benim tanıdığım gibi tanımıyorsun.
You don't know him like I know him.
Beni tanımıyorsun. Nereden bilebilirsin?
How can you possibly..
Oh, doğru, Leslie'yi tanımıyorsun.
Oh, right, you don't know Leslie.
Onu hiç tanımıyorsun.
You don't know nothing about her
- Gerek yok. Beni hiç tanımıyorsun.
You don't know anything about me
Daha tanımıyorsun bile, bir şans ver bari.
Well, give me a chance- - you don't even know me.
Onu tanımıyorsun.
You don't know him.
- Onu tanımıyorsun sen. Savaştayken çok değişti.
Over there in the war, he changed.
- Bu çocuğu tanımıyorsun bile.
- You don't even know this kid.
- Hayır. - Bu aileyi tanımıyorsun.
You don't know this family.
Gerçekten öyleyim. Ama kardeşlerimi tanımıyorsun.
I truly am, but you don't know my sisters.
Onu tanımıyorsun.
You don't understand!
- Beni gerçekten tanımıyorsun, değil mi?
You really don't know me, do you?
- Sen onu tanımıyorsun.
You don't know him.
Vatanseverleri tanımıyorsun.
You don't know these Patriots.
Onu benim tanıdığım gibi tanımıyorsun.
You don't know him like I do.
Tanımıyorsun.
You don't.
Artık dostlarını bile tanımıyorsun.
You don't even know who your allies are anymore.
Onu tanımıyorsun bile.
You don't even know her yet.
Sanki Fedotov'u tanımıyorsun.
Like you don't know Fedotov.
- Tanımıyorsun sen onu.
You don't know her, she's...
Beni tanımıyorsun Pascal.
You don't know me, Pascal.
- Onu tanımıyorsun.
- You don't know him.
Beni tanımıyorsun!
You don't know me!
Beni tanımıyorsun.
You do not know me.
Bozulma ama Tim, bence Art'ı benim kadar iyi tanımıyorsun.
All due respect, Tim, I don't think you know Art as well as I do.
Kardeşimi hiç tanımıyorsun.
Look, you don't know my sister at all.
Öyle olsan iyi edersin, çünkü bu adamı tanımıyorsun.
You better be, because you don't know this guy.
Ben bütün sevgililerimi tanıştırdım, sen ise saklıyorsun... Aferin.
I've always flaunted my boyfriends, you hide them, perfect!
Anlatır mısın, Jean'le nereden tanışıyorsun?
Tell me, how do you know Jean?
Evet, sanırım beni tanıyorsun.
Yes, I think you know me.
Bir zamanlar tanıdığım birini anımsatıyorsun.
You just remind me of someone I once knew.
Gemiyi tanıdığını mı sanıyorsun?
You think you know the ship?
Hiç tanımadığın bi çocuğu kendine aşık etmek için, günlerdir olmadığın biri gibi davranıyorsun.
So some boy you hardly know will fall in love with you. - I'm oliver.
Ne yani, beni tanıdığını mı sanıyorsun?
What, you think you know me?
- Christine'i uzun zamandır mı tanıyorsun?
So have you known Christine long? Yeah.
Beni tanımaya mı çalışıyorsun?
You trying to work a profile on me?
- Generali falan mı tanıyorsun?
You know the general?