Tanıştık traducir inglés
10,552 traducción paralela
Gidip oyuncularla tanıştık. Sonra sahaya gol atmaya indik.
We went and met the players and had a go on one of the goals.
İşte böyle tanıştık.
And that's how we met.
Network organizasyonunda tanıştık. Ben içki hazırlıyordum.
We met at that networking event..... when I was doing the drinks.
Biz sadece tanıştık, biliyorsun?
We just met, you know?
İnan ya da inanma, aslında sahilde tanıştık
Believe it or not, that's actually where we met.
- Nihayet seninle tanıştık, General.
Pleasure to finally meet you, General.
İskelede tanıştık.
We met at the pier.
- Biliyorum, biz tanıştık.
Yes, we know each other.
Sonunda seninle tanıştık.
Nice to finally meet you.
Her şeyi anlat. Freddy ve ben annemin aracılığıyla tanıştık.
Well, me and Freddy met through your mother.
- Çok seçkin bir randevu sitesinde tanıştık.
I met her on a very exclusive dating website.
Gusti ile kazamdan önce tanıştık.
I met Gusti before my accident.
Franklin'le internette tanıştık. İkimiz de Call of Duty seviyoruz.
Franklin and me- - we met online because we both liked Call of Duty.
O gün bir kızla tanıştık.
That day we met this new girl.
Germaine'in bir yatta verdiği partide tanıştık.
We met at a party Germaine had on a yacht.
Birbirimizle o şekilde tanıştık.
That's how we know each other.
Derenin orada tanıştık.
We met at the stream.
Kaçak avcılara müdahale ediyor. Abe ve ben onunla bu sayede tanıştık.
That's how Abe and I met him.
Yeni insanlarla tanıştık
Just made some new friends.
Ama tanıştık.
But we did.
Yeni tanıştığın bir kızın evine daha önce hiç gitmedin mi?
You've never gone home with a girl you just met?
İlk tanıştığım Jason geçmiş yıllarda beraber seyahet ettiğim Jason butun kalbimle hayranlık duyduğum birisi
The Jason I first met, the Jason I have journeyed with these past years, is a person I admire with all my heart.
Evet, sanırım Boden'ın düğününde tanışmıştık. - Evet.
Yeah, I think we met at Boden's wedding.
Düzgünce tanıştırılmadık.
We haven't been properly introduced.
En son tanıştığım kız arkadaşı...
Huh. You know, the last girlfriend we met was, uh...
Biz nerede tanışmıştık?
Where have we met?
Artık tanıştın.
Well, now you have.
Birkaç hafta önce Cabin Bar'da tanıştığım Anna diye bir kız var.
There's this girl Anna I met at the Cabin Bar a few weeks ago.
Zach'in doğum günü partisinde tanıştığım, New York Times'ta yazan başka bir kız daha var.
And there's this other girl I met at my friend Zach's birthday party who writes for The New York Times.
Birkaç ay önce tanıştığım bir kızla aramızda geçen yazışmayı okuyayım sana.
Um, here's a text message exchange I had with a girl that I met a few months ago.
Michelle diye bir kızla tanıştım, tamam mı?
Look, I met this girl Michelle, right?
O zaman Gazeteci'ye, Bandana'ya ve Jane Oteli'nde tanıştığım Sarah diye bir kıza soracağım.
So I'll ask Journalist, I'll ask Headband, and I'll ask this girl Sarah that I met at the Jane Hotel once.
Annemde karar kılmadan önce kaç kadınla tanıştın? - İki.
How many women did you meet before you decided on Ma?
Sunset Strip'te tanıştığım her kız böyle. - Dur!
That is every girl I've ever met on Sunset Strip, man.
Tanıştığımızda sana söylemiştim artık baban gibi bir Essex cadısı değilsin.
I told you when first we met you are no mere Essex witch, any more than your father was.
Tanışmıştık seninle.
We met.
Bobby kulüpte bir kızla tanıştı.
Bobby met a girl at a club.
Geçen akşam tanışmıştık.
We met last night.
- Spor salonunda tanışmıştık.
Hey, we met at the gym.
Goril tanıdık gelmişti ama tam hatırlayamamıştım.
I knew the gorilla looked familiar, I just couldn't place it.
Toplantıdan önce tam dokunulmazlık sözü istediler. Bunu da az önce tanıştığın adamdan almış bulunuyorum.
They wanted a promise of total immunity before the meeting, which I obtained from the man you just met.
California'da tanışmıştık.
We met in California.
Düzgün bir şekilde tanıştırılamadık.
We haven't been properly introduced.
Kısa bir süre sonra değişim geçirdim, bu adamla tanıştım.
Shortly after I transitioned, I met this guy.
Amerika'dayken, Da Hye'nin çekim setinde tanışmıştık. Epey bir yardımım oldu onlara.
When he was at studying abroad, I helped him and Da-Hye a lot.
Onunla tanıştığımda şirketi danışmanlık yapıyordu.
I met him when his company was consulting on a program at...
Noel arifesinde Gloria Otel'de tanışmıştık.
We met before Christmas at the Hotel Gloria.
Hakim Hammar. Sizinle beş yıl önce polis okulunda tanışmıştık.
Hakim Hammar, I met you five years ago at the police academy.
İlk tanıştığımızda aklıma ilk gelen şey, "vay be, adam platonik aşık" oldu.
The first thought I had when we met was, "Wow, this guy's really carrying a torch."
Şu adama hiç ihtiyacımız yok. - Sanırım kızım Hope ile çoktan tanıştın.
I assume that you've already met my daughter, Hope.
Yani Mary Margaret ve ben, onunla tanışmıştık.
Actually, Snow... Mary Margaret and I, we met him.