Tek yapmamız gereken traducir inglés
1,749 traducción paralela
Tek yapmamız gereken, etrafı temizlemek ve bu ikisinden kurtulmak.
All we have to do is clean up, get rid of these two.
Tek yapmamız gereken çukur hakkında konuşmak ve o çukuru parka dönüştüreceğimiz gerçeği üzerinde durmak.
This is key. All we need to talk about is the pit, and the fact that we're gonna turn it into a park.
Ondan sonra tek yapmamız gereken tepkileri sentetize etmek.
After that, it's simply a matter of synthesizing the impulses.
Artık tek yapmamız gereken onu fırınlamak.
All we have to do now is fry her.
Tek yapmamız gereken düzgünce beraberliğimiz noktalamak başka yapacak bir şey yok?
Well all know what you've been through and sympathize but what shall we do?
Tek yapmamız gereken yemeklerden şikayet etmek.
All we got to do is bag on his cooking.
Tek yapmamız gereken, Applebee'de yemek yemeyeceğiz ve bir kaç yaz klimayı çalıştırmayacağız.
We already did the math, Will. All we have to do is give up Applebee's, and we won't run the AC for the first couple of summers.
Gemi bunu seçti Yıldız Geçidi açık tek yapmamız gereken adım atmak.
The ship chose this one. The stargate is open, All we have to do is step through.
Tek yapmamız gereken şey ona kardeşlerin yerini söylemek aleti doğru ellere teslim etmesine yardımcı olmak.
So the only thing that we have to do is tell him where the brothers are help him get this device thing back, and so he can put it into the right hands.
Bizim tek yapmamız gereken...
All we've go to do...
Tek yapmamız gereken Ashley'nin DNA'sının unsurlarını Sığınak'ın içinde aramak.
All we need to do is search for elements of Ashley's DNA inside the Sanctuary.
Tek yapmamız gereken içini açıp kuralın ne olduğunu öğrenmek, nerede o?
You just have to pop open the panel and find out which rule it is. So, where is it?
Şimdi tek yapmamız gereken seni nasıl mutlu hale getirebileceğimizi bulmak.
So, now all we have to do is figure out how to get you from here to happy.
Yani, bak, konserin televizyon anlaşması çoktan yapılmış, yani tek yapmamız gereken Rucker'a bir TV yapımcısı karavanı göstermek.
So, look, the concert's already televised,... so all we got to do is show Rucker a TV production truck.
Gerçekleri unut, tek yapmamız gereken o Barney Fife'ı dövmek, tamam mı?
Forget the fact that we just got beat by barney fife, all right?
Tek yapmamız gereken devlete vergi kaçırmaktan bahsetmek.
All we had to do was flag the government about the tax evasion.
Şimdi tek yapmamız gereken Widmark'a izin için bir ödül vermek.
Now all we gotta do is give Widmark a triumph worthy of a day pass.
Tek yapmamız gereken federalleri MR odasından uzak tutmak.
All what we got to do is keep these marshals out of the MRI room.
Çözünürlük çok net değil ama en azından adamımızın ne giydiğini biliyoruz tek yapmamız gereken...
All right, resolution is not good, but now that we know what our guy's wearing, all we need to do...
Tek yapmamız gereken onu yenmek, değil mi?
We must defeat all, right?
Bizim ise tek yapmamız gereken telefonunuzu almaktı.
All we had to do was pick up your phone.
Yani, tek yapmamız gereken polisleri çağırmak ve ortaya çıkmalarını beklemek.
OK, so we just... we call the cops. We have them show up.
Tek yapmamız gereken katili bulmak.
We'll just have to find the killer.
Tek yapmamız gereken doğru Doppler kaymasını hesaplamak.
All we have to do is correct for stellar drift.
Tek yapmamız gereken bu herifin elindeki ilacı almak, değil mi?
All I need to do is take it from that guy.
Tek yapmamız gereken, ayak izlerini takip etmek.
All we have to do is follow his footsteps.
Tek yapmamız gereken şu Profesörü takip etmek.
all we have to do is follow that Professor.
Tek yapmamız gereken gizli kolu...
We just have to find the secret...
Tek yapmamız gereken çıkıp "Şeker mi, şaka mı?" demek.
All we have to do is come out and say "We want candy."
Tek yapmamız gereken, bu topu hedefe yuvarlamak.
So we just kind of took that ball and ran with it.
Tek yapmamız gereken Foyet'in geçmişine bakmaktı. Bakmadık ve iki çift ile bir otobüs insan öldü.
All we had to do was stop and look at Foyet's history, and we didn't, and we lost two couples and a bus full of people.
Şimdi tek yapmamız gereken bir reçete yazmak ve hapları almasını sağlamak.
So all we have to do now is write a prescription and have him pick up the pills.
Bunun ne anlama geldiğinden emin değilim ama mesele şu şimdi tek yapmamız gereken bunun üzerine eğlenceli bir şeyler eklemek bardan bara dolaşmak, arabayla seyahat gibi hatta sabahın 3'ünde kek yemek.
I'm not sure what that means. But the point is, now all we have to do is add in the fun stuff- - You know, barhopping, road trips...
- Tek yapmamız gereken eski bir suçluyu, Orson'la aynı odaya koyup, resmini çekmek ve tamam.
- All we need to do is get some ex-con in a room with Orson, take some pictures, and bam!
Tek yapmamız gereken, Orson'u bir suçluyla aynı odaya sokmak. Sonra fotoğraflarını çekeriz ve Orson'a elveda deriz.
All we need to do is get some ex-con in a room with Orson, take some pictures, and it's bye-bye, Orson.
Kurtulmak için tek yapmamız gereken senin etini yemek.
To survive, all we must do is eat your flesh.
Tek yapmamız gereken, Bart'ın yiyeceklerimizde yıkanmasını sağlamaktı.
And all we had to do was let Bart take a bath in our food.
Tek yapmamız gereken takip etmek.
We just have to follow.
Tek yapmamız gereken, Ivy'e sildiğin bant kaydında
All we have to do is get ivy to say exactly
Şimdi, tek yapmamız gereken onu kovan'a yönlendirmek ve... Oh, sevimli parlak ışık makinesi.
Now all we have to do is point him at the hornet's nest, and oh, pretty shiny light machine.
- Tek yapmamız gereken bu araya saygı göstermek.
- All we need to do is respect the pause.
Şimdi tek yapmamız gereken onu konuşturmak.
Now, we just have to get her to talk.
Tek yapmamız gereken onları uyandırmanın bir yolunu bulmak.
All we have to do is find a cure, a way to wake them.
Tek yapmamız gereken oraya girmek.
All we need to go in here.
Yani, bizim tek yapmamız gereken onu merkezi bir yerde tuzağa düşürmek.
So we just need to lure it from the central location.
Eğer ilişkiniz hakkında başka bir aptal konuşma daha dinlemek istesek yapmamız gereken tek şey, geriye bakıp, ilişkiniz hakkında dinlediğimiz milyarlarca konuşmadan bir tanesini hatırlamaktır.
And if any one of us ever want to have another stupid conversation about your relationship, all we have to do is think back and remember one of the other billions of stupid conversations we've all had about your relationship.
Ama yapmamız gereken tek şey o değil.
But that's not the first thing.
Tek yapmamız gereken beklemek.
And all we have to do is wait.
Şimdi yapmamız gereken tek şey, bundan inmek.
Now all we have to do is get off...
Yani yapmamız gereken tek şey bir ok getirmek?
So we just need to go get one arrow?
Evet, yapmamız gereken tek şey direğe tırmanmak ve bu kabloları şebeke kutusuna bağlamak.
Yeah, all we gotta do is go up the pole and clip these taps into the main line.