Thunderbolt traducir inglés
213 traducción paralela
Dostlar karşınızda duran bu beyefendi Londra Tiyatrosu'na bir şimşek gibi düşen meşhur Thomas B. Chambers'dan başkası değil.
Well, friends... the gentleman addressing you... is none other than the illustrious Mr. Thomas B. Chambers... the new dramatic thunderbolt of the London theater.
Bu mücbir bir sebep, deprem ya da yıldırım gibi.
It's an act of providence, like an earthquake or a thunderbolt.
Şimşek, hepsini karıştırmak için.
A thunderbolt to mix it well.
Ona Yıldırım derlerdi ve taktiği şuydu :
He was known as the Thunderbolt, and his one tactic was :
Son yıldırıma yetiştim ancak.
I arrived by the last thunderbolt.
Tanrı'nın elindeki yıldırımı aşağı fırlatacağını mı düşünüyorsun?
I suppose you could picture him getting ready to hurl a thunderbolt.
Çok hızlı!
A real thunderbolt!
Belki yıldırım gerekiyordu..
Uh... Perhaps it was meant to be a thunderbolt and there was no thunder available, say.
Birini ilk defa görünce, yıldırım aşkı.
When I first lay eyes on a woman, it's like a thunderbolt.
- Haydi, Thunderbolt.
- Come on, Thunderbolt.
Thunderbolt, dünyanın en iyi köpeği.
Old Thunderbolt's the greatest dog in the whole world.
Cephane ve Yıldırım.
There's Arsenal and Thunderbolt.
"Her şeye razıyım Zeus, dünya beni yutabilir" der.
He says, " All right, Zeus. Throw a thunderbolt. Let the earth swallow me.
Neden, bahar Yıldırım.
Why, a thunderbolt in springtime.
Su baskını, deprem, yıldırım düşmesi, uçak kazası, yağmalanma, talan, askeri veya sivil ayaklanma, yangın, bina çökmesi, ve tabi ki soygun ve hırsızlık gibi tüm risklere karşı 1,000,000 $ değerinde sigorta yaptırmış olacaksınız.
Insured for $ 1.000.000 against all risks including flood, earthquake, thunderbolt, falling aircraft, loot, sack, pillage military or civil commotion, fire, structural collapse of buildings and, of course, larceny or theft.
Thunderbolt Oteli.
Thunderbolt Hotel.
San Mateo Thunderbolt Otelinden.
San Mateo Thunderbolt Hotel.
Bulutların arasından düşen yıldırım gibiydi!
It was like a thunderbolt from a cloud!
Her şeye rağmen o yıldırıma inanmadım.
Though I didn't believe in this thunderbolt.
Yıldırım denilen, ak koça.
The one they call "Thunderbolt."
Sanırım sana yıldırım çarptı.
I think you got hit by the thunderbolt.
Bir tanesi arkadaşımızı yıldırım gibi çarptı.
One of them struck our friend like a thunderbolt.
Terwiliger, Red Terwiliger... 35 numara, Thunderbolt.
Terwiliger, Red Terwiliger... number 35... Thunderbolt.
Thunderbolt mu?
Thunderbolt?
Gerçeğin kraliçesi! Kahinler, yanmış kurbanlarına bakarak... Zeus'un parlayan şimşeğini... mükemmeliği ve iş yorgunluğundan... bir nebze rahatlık arayan ruhlar için...
Mistress of truth where by sacrificing, diviners seek to know... the will of Zeus of the flashing thunderbolt... what message he may have... for men who, in their very heart, strain to win... magnificence of strength and a breathing-space from toil.
Yalnızca bir mızrak, yıldırım gibidir.
Only one lance is a thunderbolt.
O adama ne demişlerdi?
What did they call that guy? The Thunderbolt.
Sen "Yıldırım" sın.
You're the Thunderbolt.
Yıldırım!
Thunderbolt!
Yıldırım ve Hafifayak.
Thunderbolt and Lightfoot.
Bu Tang'ın gök gürleten bombası
It's the Tang's Thunderbolt bomb
Tang Yu Yıldırım Klanından... 78 kişinin hayatına kıydı!
That's the body of Tang Yu... who took 78 lives of our Thunderbolt Clan
Zırhım on kat kalkan gibi dişlerim birer kılıç pençelerimse mızrak kuyruğumun bir darbesi yıldırımdır!
My armor is like tenfold shields my teeth are like swords my claws, spears the shock of my tail a thunderbolt!
Bir şimşek gibi hızlı.
Fast as a thunderbolt
Yıldırım çarpmışa döndüm.
It hit me like a thunderbolt.
Jackson Scholz, New York Yıldırımı.
Jackson Scholz, the New York Thunderbolt.
Uçan Çemberli Sun Biling, Uçan zilli Liu Piaopiao 3 ayalı Şimşek Şeytanı, 10 bin Kılıç Klanının Tekme Canavarı.
Liu Piaopiao, Flying Bells The Thunderbolt Devil, Three lnvincible Palms
Benim Ustam... şimşek şeytanlarından biriydi
My grand master was one of the five powers The Thunderbolt Devil
Bu gümüş şimşek tarağısır
This is the Thunderbolt Silver Comb
Sam, biz İtalyanlar buna "yıldırım" deriz.
It's what we Italians call "the thunderbolt".
P-47 Thunderbolt.
P-47 Thunderbolt.
Yıldırım.
Thunderbolt.
Peki ya Yıldırım?
What about the Thunderbolt?
Yıldırım'ı unut artık.
Just forget about the Thunderbolt.
Bu yıldırım.
The Thunderbolt.
Sen henüz bir bebekken, melekler gelip senin sağ kolunu bir şimşeğe dönüştürmüşler.
When you were a baby, the gods reached down... and turned your right arm into a thunderbolt.
Filmde, inkar edilemez biçimde, yaşlı ve genç Von Metz'in sol gözünün altındaki doğum lek esi görülebiliyor.
Here one can see, undeniably, the striking thunderbolt birthmark under the left eye of both the elder and the younger Kurt Von Metz.
Onun başının üstünde sallanan öldürücü yıldırımı görüyorum!
I see the deadly thunderbolt poised above his head!
Beklenmedik bir olay "Huzur Günü" nü mahvetti.
The thunderbolt shattered the "Day of Tranquility."
Lama Dorje. Tibetçede "yıldırım" demektir.
- Lama Dorje, which means "thunderbolt" in Tibetan.
Evet, yıldırım son yarışta kazandı.
Yes thunderbolt won in the last race.