Ukalâ traducir inglés
52 traducción paralela
Onca insanın içinde, ben. Ukalâ adam. Hayat sahnesinin seyircisi.
Of all people, me - the wise guy, the spectator on the scene of life.
Ukalâ dümbeleği olma.
Don't be a smart-aleck.
O ukalâ, La Palatine'ni okumalı.
The prig should read La Palatine.
Başka bir ukalâ, değil mi?
Another wise guy, huh?
Yine de sağ ol, ukalâ çocuk.
Thanks anyway, wise guy.
Oğlunuz utanmaz, kaprisli ve ukalâ bir çocuk!
Your son is an unprincipled, spoiled, conceited brat!
O kadar ukalâ ki.
He is so cocky.
Senin gibilere kodeste ne yaparlar biliyor musun? Biliyor musun ukalâ herif?
You know what they do to boys like you in the joint, do you, smart mouth?
"Sinirlenme, fazla soru sorma ki senin ukalâ olduğunu düşünmesinler."
"Don't get angry. Don't ask too many questions."
- Jules Enişte çok ukalâ.
- Uncle Jules is so arrogant.
- Ukalâ
- Jingoist.
Evet, başka çok şey var, ukalâ.
Yes, there's plenty else, wise guy.
- Ufak, şu boyda. Ukalâ seni.
- That small, smart-ass.
Kes sesini, ukalâ!
Quiet, wise guy.
Ukalâ.
Slick.
İşte pastan ukalâ herif.
Here's your... cake smart ass.
Ukalâ şey.
Smart ass.
Güçlü ve ukalâ bir hayduda rastladım.
I saw a powerful, arrogant thug.
- Kim bu ukalâ?
- Who's the wit?
Ukalâ, yok edilemez, olduğum şey buydu.
Knew it all. Indestructible, that's what I was.
- Ukalâ lâfları vatandaşlara sakla. - Polis olduğundan mı?
Save the smartass remarks for the civilians.
Ukalâ.
Smarty-pants.
Günaydın Bay Ukalâ.
Mr. Wiseguy!
Ukalâ olmaya mı çalışıyorsun?
Are you being wise?
Ukalâ kaltak!
Bloody prig!
Ukalâ avukatımla konuşursunuz artık.
You can talk to my smart-ass lawyer about that.
- Ukalâ dümbeleği.
- Smartarse.
- Ukalâ dümbeleği seni.
- You're being a smart-aleck.
Ukalâ Kanguru'ydu, homurdanarak çıkagelen.
Then, come in a'humpf'was a sour Kangaroo.
Vardır aranızda tanıdığım bazıları. Çıkar Ukalâ Kanguru'yla aynı fikirde olanı.
Now, some people out there, and I think I know who, they find they agreed with that sour Kangaroo
- İyi futbol oynar mısın, ukalâ?
- You any good at football, trappy?
Bana bak, ukalâ.
All right, smart ass.
Ukalâ olan sensin.
You're the smart ass.
Ukalâ bir cevap verme. Bu yeleği neden çıkarmadığımı biliyor musun?
You Want To Know Why I Won't Take This Vest Off?
- Dizide, seni ukalâ.
- On the show, wiseass.
Ukalâ herif.
Awfully cavalier.
Sakin ol, ukalâ herif.
Chill out, wise guy.
Ukalâ olduğunu düşünüyordum.
Hey, I thought she was very arrogant.
Bana bak ukalâ herif!
Look, wise guy.
- Figür de diyebilirdin, ukalâ.
Figures that you would say that, egghead.
Ve güvenlikçi,.. ... o buyurgan ukalâ, bana bir nutuk çekti..... ve benden arkadaşımın bana verdiği anahtarları aldı.
And the security guy who was, like, this bossy know-it-all, he gave me a lecture, and he made me give him the key that my friend had left me.
Arkadaş olarak gidiyoruz, ukalâ herif.
Ooh! Wise guy, we're going as friends.
Ve ukalâ bir adam karşına dikilip şöyle der...
And then, uh, some big snooty guy looks at you and says...
Boğma davasında beni birinci sınıf bir salak gibi gösteren ukalâ değil mi bu?
Well, well, if it ain't the cocky sod that made me look a first-class chump in the strangler case.
Sonbaharda yağmurdan dolayı toprak aşınır, ukalâ inşaatçı.
In fall the soil gives a little from the rain. Don't get smart, builder.
Nereye yerleştirecektin, ukalâ?
Resettle them where, smart guy?
Ukalâ zırvalıklarınla istediğin kadar dalga geçebilirsin ama şu an sana iltifat ediyorum.
Hey, you sass me all you want with that highbrow blather, but I am paying you one hell of a compliment.
- Evet. Ona kibirli, ukalâ veya egoist diyebilir miyiz?
Would you call him arrogant, boastful, egotistical?
Romera ukalâ ve kuruntulu.
Romero is a know-it-all. And a hypochondriac.
İş çarşafların arasında oynaşmaya gelince ne zamandır böyle ukalâ bir cadaloz oldun?
Since when did you become such a priggish scold when it comes to frolicking between the sheets?
Ray'in ukalâ arkadaşının Dallas'taki avukatı.
He's the lawyer the court appointed for Ray. He's a little smartass from Dallas.