Uyandığında traducir inglés
2,107 traducción paralela
Uyandığında kötü bir halde olacak.
- I need to see her. Okay, look, Mark, she's gonna be in bad shape when she wakes up.
Videoda gördüğünüz bu tekrarlama, ki buna ekolali denir katatonik hasta uyandığında her zaman karşılaştığımız bir durumdur.
So that parroting that you saw on the video- - that's called echolalia. We almost always encounter it when catatonic patients awaken.
Bu kişi bir gün uyandığında dünyanın tamamen değişmiş olduğunu fark etsin. Adına ütopya denilen adaletsizliklerle dolu harika bir dünya olsun. Başına artık başka bir talihsizlik ya da bela gelmeyecek olsun.
But he wakes up one day to a world that has completely changed. and he encounters absolutely no misfortune anymore.
Birisini mi arıyorsun? Bizler sıra ile senin yanında kalıyorduk. Bu sayede uyandığında yanında birisi olacaktı.
Might you be looking for someone? to make sure there was someone by your side when you woke up.
Babam uyandığında, anlayamadı.
Papa Olaf woke up, had no idea.
Bir gün uyandığında hayatının tam yarısını uyuyarak.. ... geçirdiğini farkettiğini hayal edebiliyor musun?
Can you even imagine waking up one day to realize that you've literally slept half of your life away?
- Téo için, o uyandığında.
- Wait. For Téo, when he wakes up.
Uyandığında yanında olmazsam, korkar.
I have to be there when he wakes up. He'll be frightened.
Uyandığında fikrinin değişmiş olacağını sanıyordum.
I thought you'd change your mind once you'd slept on it.
Uyandığında yanında olacağım.
I will be there when you wake up.
Resmi hikaye, gece büyük bir kabus gördün ve uyandığında kafan karıştı.
The official story is, you had a whopper of a nightmare and woke up pretty confused.
Her sabah uyandığında o acıyı bastırmak istemenin nasıl bir şey olduğunu bilirim.
I know what it's like to wake up every day And just want to block out the pain.
Ateş gibi kavuruyor seni,... değiştiriyor,... bir gün uyandığında... insanlığın unutulmuş bir rüya olana kadar.
It rages through you like a fire, changing you, until one morning you awake and your humanity is a dream... now faded.
Yerel bir içki mağazasının yakınlarındaki bir otoparkta, dövülmüş ve ölüme terk edilmiş bir şekilde bırakılmış. Komada 4 yıl geçirmiş. Uyandığında ; adı ve yüzü dahil hafızasında hiç bir anısı kalmamış.
Beaten and left for dead in the parking lot of a local liquor store, he spent four years in a coma, only to wake up with no memory of his own name or face.
Uyandığında bana haber verin. Ben söylerim.
- Page me when he's awake.
Evet, evet, uyandığında, dostum Ödü patladı.
- Oh--oh, yeah, yeah, when she woke up, man, I mean, like, wow, she freaked.
Uyandığında, hemşireler onu tutamaz.
When he woke up, all the nurses couldn't hold him down
Uyandığında,... annen ve baban olacak...
When you wake up, you'll have a mum and dad...
Mesela bu delikanlı uzun kış uykusundan uyandığında ve karnını doyurmak için barınağından dışarı çıktığında bu işaretler baharın geldiğini gösterebilir.
Like those that signify the coming of spring when the teenage boy wakes from his long winter slumber and comes out of hibernation to forage for food.
Uyandığında bir şişe daha veririm diye düşündüm.
Than she fell asleep. I was thinking I'd give her another when she wakes up.
Ve her sabah uyandığında bir güne daha başlayabildiğin için Tanrı'ya şükrederken beni de atlamamalısın!
And you should be thanking me every morning when you wake up, along with Jesus, for giving you another day!
Evini başına yıktıktan sonra hangi fare deliğine girerse girsin sabah uyandığında da akşam uykuya daldığında da ben yine yanında olacağım.
He'll see me when he wakes up and when he crawls to sleep in whatever rat hole is left for him after I shred his house down.
Uyandığında benimle tanışacaksın.
When you wake up, you'll get to know me.
Uyandığında bana gelmeyeceğine söz ver.
When you wake up... Promise me you won't come to me.
Bu rüyadan uyandığında Tapei'ye gelip sakın beni arama.
When you wake up from this dream, don't ever come and look for me in Taipei.
Böylece, sabah uyandığında acıkırsa bizi de uyandırmamış olur.
That way, in the morning, he won't wake us up when he's hungry.
* Uyandığında, her şeyin rüya *
# When you wake up, leave me with #
Sana ne oldu bilmiyorum ama pilot uyandığında sağlam bir baş ağrısı çekecek ve en azından senin pelerinini giymiş olmanı isteyecek.
I don't know what's gotten into you, but there is a pilot with a raging migraine when he wakes up who wishes you could have at least thrown on the cape.
Percy eniştem öldükten altı ay sonra Primrose teyzem bir sabah uyandığında onu yatağın ucunda dururken görmüş.
Six months after my Uncle Percy died, my Aunt Primrose awake to find him standing at the foot of the bed.
Nancy Temple, 39 yaşında, bugün uyandığından beri bulantı ve baş dönmesi şikayeti var.
Nancy Temple, 39, complaining of nausea and dizziness since waking today.
Uyandığında babası burada olmalı.
Her dad should be here by the time she wakes up.
Eminim uyandığında ik seni görmek ister.
Bet you the first thing that he wants to see when he wakes up is you.
Kız birden bire uyandığında
" he slides his hand
Şimdilik sadece uyandığında yanında olmamız.
For now... just be here when she wakes up.
Uyandığında çok üşüyor olacak o yüzden bu battaniyeyi ver.
When she wakes up, she'll be really, really cold, so you just give her this blanket.
Karşında tehditkâr bir figür olarak belirmesinin ve uyandığında ona vurmak üzere oluşun bence çok ilginç.
I think it's interesting that she appeared to you as a threatening figure and that when you woke from the dream you were just about to strike her.
Peki uyandığında nasıl oluyorsun?
And what's your experience of that waking time?
Uyandığında onunla bir seyahate gitmek istiyorum.
When he wakes up, I want to go on a trip with him.
Uyandığında da Stan'in 20 yıldır bastırmamı istediği her şeyi hatırlayacaksın!
And when you awake, you will remember... everything Stan has made me repress over the last 20 years!
Sabah uyandığında yorgun olamaz.
He can't be tired then ;
Uyandığında, bir kaşık ye.
A big spoonful when you wake up
Sana bunu söylediğim için üzgünüm, ama uyandığında yaptığın şeyler veya söylediğin şeyler için kendini suçlu hissedeceksin.
But I'm sorry to tell you that, when you wake up, you're gonna feel guilty for things you've done or said.
Söylesen, bugün uyandığında Meksika'da bir randevu evinin önünde olacağın aklına gelmiş miydi?
Tell me something, when you woke up today, did you ever think you'd be standing outside of a brothel in Mexico City?
Ne olduğundan haberim yok aslında, sadece bu sabah uyandığımda sanki birini öpmüş olduğumu hissettim.
I just had this feeling when I woke up this morning like I definitely kissed somebody.
Bundan sonra alarmı kapattığında, beni uyandır.
Wake me when you turn off the alarm.
Alarmı kapattığında anneni uyandırmalısın.
When you turn off the alarm, wake mommy up...
Genelde bir kadının yanında uyandığımda beklediğim tepki bu değildir.
Wow. That's not usually the reaction I hope for When waking up next to a woman.
Ve Dr. Ginsberg buraya gelip de onu uyandırdığında sadece ondan vazgeçmediğimi bilmesini istiyorum.
I just want her to know that... I didn't give up on her. Eddie, I need to talk to you.
Her sabah yanında uyandığımda kendimi çok şanslı hissediyorum.
Oh... You should know that every day, I wake up very grateful to have you in my life.
Uyandığım zaman kendimi bu ağacın altında buldum.
When I woke up, I was pinned under this tree.
O uyandı, ben de banyoya gittim spaya gitmek için arkadaşım beni saat 8'de kaldırdığında o gitmişti.
He got up, I thought to go to the bathroom, but... he was gone when my friend woke me up at 8 : 00 and took me to the spa.
uyandım 69
uyandı 37
uyandığımda 33
uyandın mı 44
uyandır 16
uyandırdığım için üzgünüm 18
uyandırdım mı 47
uyandırın onu 16
uyandır onu 30
uyandı 37
uyandığımda 33
uyandın mı 44
uyandır 16
uyandırdığım için üzgünüm 18
uyandırdım mı 47
uyandırın onu 16
uyandır onu 30