Uyuduğun traducir inglés
139 traducción paralela
Uyuduğun üç yıl boyunca ben yanındaydım.
You were with me during the three long years that you were in a coma.
Viski içemediğin zaman beraber uyuduğun herhangi birisinin nefesinin viski kokması nasıl bir şey, biliyor musun?
You know what it's like to smell and taste booze... on the breath of someone you're sleeping with when you yourself can't drink?
Dün gece üstünde uyuduğun adam.
I'm the fellow you slept on last night.
Kendine ait hiçbir şeyin kalmayacak. Uyuduğun yatağın bile.
You won't have a thing left to call your... own not even the bed you sleep in.
Sana bakılan ev benimdi, uykunu uyuduğun... ve ilk aşk rüyanın... sonunu gördüğün yer.
It was in my house you were cared for, to sleep your sleep... and dream to its end... your first dream of love.
Hatırlıyor musun, savaş zamanı donmuş ayaklarınla gelip... bana sokulup koynumda uyuduğun günleri?
Do you remember, during the war, when you used to come and sleep with me... with those frozen feet of yours?
Uyuduğun an bitersin.
The moment you go to sleep, you're finished.
Çok az uyuduğun ve aşırı sigara içtiğin için ağzın kupkuru...
Your mouth is dry from too little sleep and too much tobacco.
O günlerde ölümden korkmuyorduk çünkü içinde yaşadığın ve uyuduğun şeyin olduğun kişiyle bir bağlantısı olmadığına inanırdık.
We didnt fear death in those days because we believed your outside was just what you lived in and slept in, and had no connection with what you were.
Benim anlayamadığım, etraf bu kadar hareketliyken... hangi akla hizmet kanepenin üstünde uyuduğun.
What I can't figure out is, with all this kind of action going on in here, what are you doing out there couching it?
Uyan, hasta olan uyuduğun uykudan.
"Awaken, O sick one! Thou has slept."
"Evet, Veronika iyi uyuduğun belli, yüzünde güller açıyor."
"Ah, Veronika I can see you've slept well, you look very healthy".
Ön yargılı biri olmadığını biliyorum. Ayrıca uyuduğun için rahatsız etmek istemedim.
I know you don't have any prejudice, and besides, I didn't wanna disturb you.
çünkü, bu çok ciddi çocuğun açıklamasına göre, uyuduğun zaman, birileri gelip vücudunu çalarmış.
Because, explained this very serious little boy, when you go to sleep, people come and steal your body.
Senin ayakta uyuduğun gibi ben de uyuyarak araba kullanabilseydim, paçayı çoktan kurtarmıştık.
If I could drive sleepin'the way you sleep standing', we'd have this thing licked.
Uyuduğun zamanı biliyorum.
I KNOW WHEN YOU'RE SLEEPING.
Uyuduğun sürece bırak ta ben kullanayım.
Why don't you let me drive while you sleep?
Ayaklarım senin uyuduğun yere gitmek isteyecek... Ama yaşamaya devam edeceğim.
My feet want to go to where you sleep... but I shall live.
Sen, diğer yandan, kedilerle çevrili olacaksın sürü sürü kediyle cereyanlı eski bir evde kendi başına düzenleyip değiştirdiğin yemek yediğin, nefes aldığın ve uyuduğun her gün ve her gece tamamen tek başına kediler haricinde.
You, on the other hand, will be surrounded by cats - lots and lots of cats - in a drafty old house... which you've remodeled all by yourself, where you will eat, breathe and sleep... every day and every night by yourself - except for the cats.
- İş sırasında uyuduğun için.
- For sleeping on the job.
Orası gitmeden önce uyuduğun yer.
That's where you were sleeping before you left.
Uyuduğun sıcak bir yatağın, sevdiğin bir karın, güzel çocukların var.
You've got a warm bed to sleep in...,... a lovely wife, beautiful children...
Yakında... hep uyuduğun kadar iyi uyuyacaksın.
Soon you'll be sleeping as soundly as you've ever slept.
Vay be, Kevin, uyuduğun zaman gerçekten derin uyuyorsun.
Jeez, Kevin, when you sleep, you really do sleep.
Uyuduğun bir geceyi mi anımsıyorsun?
You remember one night of sleep?
"Bu kadar sessiz uyuduğun için çok teşekkür ederim."
'Thank you for sleeping so quietly.
Tek başına uyuduğun için, kapını kilitlediğinden emin ol!
Since you sleep alone, be sure to lock the door!
Bence bunların hepsi sen kayanın üzerinde uyuduğun için oldu.
I think it all happened'cause you slept on a rock.
Merhaba baba. Umarım bu uyuduğun anlamına geliyordur.
Hey, Pop, I hope this means you're sleeping, not out dancing somewhere.
Ne kadar az uyuduğun halinden belli Tracy.
It seems that no dorm much at home in Tracy.
İşten eve geldiğimde uyuduğun her akşam için seni geçmişte çok tutulduğu kanıtlanmış bir şekilde uyandıracağım.
For every night that you're asleep before I get home from work I will wake you up in a way that has proved very popular in the past.
Ve binlerce gece birlikte uyuduğun zaman... bebekler hastayken üstün kusmuk koktuğunda ve vücudunun bozulup sarkmaya başladığını gördüğünde... bazı geceler, "Tanrım onunla bir gece daha geçiremem," diye düşünürsün.
And when you've slept together a thousand nights... and you've smelled like spit-up from the babies when they're sick... and you've seen your body droop and get soft... and some nights you just think, "Oh, God, I'm not gonna put up with it another minute".
Uyuduğun müddetçe, bizi tehdit edemezsin.
As long as you're asleep, you're no threat to us.
Sonra uyuduğun zaman, nefes almayı unutursun.
Besides, when you sleep, you forget about food.
Uyuduğun yerde çıt çıkmasın diye.
Silence will keep all where you sleep.
Uyuduğun zaman bir melek gibi görünüyorsun.
You look like an angel to me when you're sleeping.
Sen sabahın beşinde idare eder güzellikteki banliyö evinde idare eder güzellikteki taşralı karınla uyuduğun sırada ben buradaydım ve seninki gibi bir geleceğim olmaması için çalışıyordum.
This day is going to change my life. Jasco was riding a tide of speculation, but the press conference that just wrapped up turned out to be less than positive.
Senin hep uyuduğun yerin altında.
Under where you used to sleep.
Az uyuduğun için mi?
Too little sleep?
En son birlikte uyuduğun kadın pilliymiş senin.
The last woman you slept with was battery-operated.
Koynumda uyuduğun günden önce...
'At eve you stand by me...'
Uyku uyuduğun yok!
You don't fuckin'sleep!
Kanepede uyuduğun için üzgünüm.
I'm really sorry that you had to sleep on the couch last night.
Burasıda uyuduğun yer.
And this is where you sleep.
Sen ise çizgi roman okuyorsun ve gece uyuduğun kıyafetlerle ortalıkta dolaşıyorsun.
Well, you read comic books and you wear the same clothes that you slept in.
Viski içemediğin zaman beraber uyuduğun herhangi birisinin nefesinin viski kokması nasıl bir şey, biliyor musun?
You know I can't drink. You know what it's like to smell and taste booze... on the breath of someone you're sleeping with when you yourself can't drink?
Çünkü ben sadece 1 kez seviştiğin 2 kez de birlikte uyuduğun birisiyim.
Because I'm just someone you had sex with once and slept with twice.
Esas ben senin sadece 1 kez seviştiğin 2 kez de birlikte uyuduğun birisi olduğumu sanıyordum.
I thought I was just someone you had sex with once and slept with twice.
Kiminle uyudugun umurunda degilmis.
He says he don't care who you're sleeping with.
Haydi, uyuduğun falan yok.
You should be asleep.
Ayaklarım senin uyuduğun yere gitmek isteyecek Aksanın çok kötü.
Your accent is horrible.