Ver dedim traducir inglés
788 traducción paralela
Plakayı ver dedim.
Now let me have the plate.
Ver dedim!
I said give it to me!
- Sana onu bana ver dedim.
- I said, I'd take that piece of music.
Ver dedim.
Give it here.
Hepsini bana ver dedim.
I said, give me all of them.
Bu gecelik boş ver dedim!
I said we'll skip it for tonight!
Boş ver dedim!
- Oh, it's not trouble at all. I said never mind!
- Ver dedim!
- Gimme!
Ver dedim!
Get it!
- Ver dedim!
- Give me that!
Cevap ver dedim!
Answer me!
Geri ver dedim.
Give them back to me.
Geri ver dedim!
You bring them back!
Franz, cevap ver dedim.
Franz, answer me.
Paltonun fişini çocuğun cebinde bulamadılar. "Boş ver dedim" taksiye binmek için yola çıktım.
They couldn't find the check for it in his pocket. I said, "Let it go" and started out for a taxi.
Boş ver dedim!
I said forget it!
Ver dedim ben yaparım.
Yes, you give away.
Tuzu ver dedim.
I said pass me the salt.
- Yüzüğü ver dedim.
The ring, I say! - Draco!
Biraz bozuk para ver dedim.
I said give me some change.
Telefonu Briggs'e ver dedim.
I said put Briggs back on.
- Bana konyak ver dedim!
- I said give me the brandy!
Sana cevap ver dedim?
Are you going to answer me now?
Sana onu geri ver dedim.
I said give it back.
- Onu bana ver dedim!
- No. Give it to me.
Şu kahrolası silahı indir ve bu adamlara viski ver dedim.
Put that damn gun down and stand these boys the whisky.
- Hayır! - Bıçağı bana ver dedim.
Give it to me!
- Konyağı ver dedim!
- Just give me the brandy!
Sana ver dedim!
I said, give it to me!
Geri ver dedim, sinirlerimi bozma.
I said to give it back, idiot!
ver dedim!
Come on
- Geri ver dedim!
- Give it back!
- Bir bira ver dedim.
- A beer, I said.
Ver onu dedim sana.
Put him on, I said.
- Öfff... - Tresinella, sana git dedim, Fırsat ver konuşalım.Git!
- Tresinella, go please.
Boş ver, dedim.
I said never mind!
Ben de öyleyse ona ver, Noel hediyesi olsun dedim.
So I told him to give it to her. It's the Christmas season and all that.
Hepsini gıcır ver, dedim veznedara.
I made them give me all new bills.
Yüzünü arabaya ver, dedim!
I said face it! Now.
Sana bırak dedim, tüfeği de bana ver.
- that you leave off. - give me the shotgun.
Boş ver, dedim. Ben varım.
I said never mind. I'm in.
Kızılderililer oğlumu esir aldıklarında Will Zachary'ye gelip dedim ki : " O bebeği bana geri ver.
And when the Kiowas captured my boy, I come to Will Zachary and I said "Give me that redhide baby for to trade, to take to the Kiowas for to get back my boy."
- Çamaşır dedim ve lütfen kendine de bir çeki düzen ver.
And fix yourself up. Make yourself decent.
Ver şunu dedim!
Well already gives away!
- Ver dedim.
- Give it to me I say!
Komutana söyledim. İzin ver, dedim. Olmaz dedi.
I say, "Let me go." He says "No."
Selam ver, dedim.
I said, salute.
"Bize de bir çay ver," dedim bir kere.
"Give us a cup of tea, bracken shins," I said to it once.
- Ver onu dedim!
- No, you can't.
Ver şu küreği dedim sana!
Quit it!
- Sana emeir ver dedim.
Will you see for yourself... - I told you Lieutenant... Give the order!