Verdin traducir inglés
19,011 traducción paralela
- Cari hesabın için imza yetkisi mi verdin ona?
You gave him signing power on your personal checking account?
Sonra çişe gittin ve tuvalet kağıdıyla kaplı geldin mumya taklidi yaptın, üçgen yapıların yarak kürek olduğunu düşündüğün için Mısır'ın ve piramitlerin aptalca olduğuna karar verdin tuvalet kağıtlarını çıkardın.
Then, you had to go pee. Then, you came back covered in toilet paper and pretended to be a mummy. Then, you took it all off because you decided Egypt was stupid, especially pyramids, because you think triangle buildings are, and I quote, "gauche as shit."
- Ne kadar verdin ona?
And how much did you give him?
Kardeşin bilgisayarı kullandığı için ceza aldı, ve sende gidip onu geri çıkartmaya mı karar verdin?
Your brother was being punished for using the computer, and you decide to just leave with him? !
- Verdin mi?
- Got it? - Yeah.
En sevdiği çorbayı, çayını verdin mi?
You got his favorite soup, tea?
Gridory'e bilet karşılığında ne verdin?
Tell me - - what did you give grigory In the return for the ticket?
Şey, onu hemen yırtıverdin.
Wow, you just ripped it off like that.
Yani, demek istediğin, o gün New York'ta benimle karşılaştın ve o bir sohbetimizden sonra benim memleketime taşınmaya mı karar verdin?
So you mean, you bumped into me in New York that day, and from that one conversation, decided to move to my hometown?
Çok hatalı kararlar verdin Major!
You made a lot of bad life choices, Major!
Bana güvercin bel soğukluğu verdin,
You gave me pigeon HPV,
Söz verdin.
You promised.
Sonra sen de ona hakkettiğini düşündüğün şeyi verdin.
Then you gave him what you thought he deserved.
Onları kurtarmak için kullanamıyorsam bu gücü bana neden verdin?
Why did you give me this power if I can't use it to save them?
Bu kadar büyük bir haberi en büyük rakibimin ellerine verdin.
She broke a story and then gave it to my biggest competitor.
O gün yaşamam için bana bir şans verdin.
You gave me a chance to live that day.
Yerde uyumasına izin mi verdin?
You let him sleep on your floor?
Onlara bir söz hakkı verdin.
You gave them a voice.
Eline ondan silah verdin.
Why you put that gun in his hand.
Neden kalmasına izin verdin?
What do you let him stay for?
Duymak istemeyeceğim kadar bilgi verdin.
Way more information than I wanted.
Söz verdin.
You promised me.
Almasına izin verdin mi?
Did you let him have it?
Bir leydinin incinmesine izin verdin, aptal aşçı!
You let a lady get hurt, you shitty cook...!
Ee, kimin olmasına karar verdin?
So... have you decided on who?
- Rayna'ya Phoenix Kılıcını mı verdin?
Did you let Rayna get the Phoenix sword?
Neden verdin o kılıcı Damon?
Why did you hand over that sword, Damon?
Neden Abhimanyu ile evlenmeme izin verdin?
Then why did you let me marry that Abhimanyu?
" Gerçekten emek verdin.
" The struggle is real.
Kanayan Palyaço olmaya mı karar verdin bu yüzden?
So you decided to go with Bleeding Clown?
Öyle bir araba çok para ederdi, orada öyle durduğunu görünce almaya karar verdin.
I have heard of many bad deeds done in these eight days.
- Ona ne sözü verdin?
You promised him what?
Seni desteklemedim diye hile yapmaya mı karar verdin?
Oh, because I didn't support you, you decided to rogue?
- Duygusal bir karar verdin.
- You made an emotional decision.
Tüm yardımcıların arasında bu davayı neden bana verdin?
Of all your lieutenants, why me on this case?
Doğru kararı verdin.
You made a wise decision.
Kendininkine karar verdin mi?
Did you decide yours?
Seo Dae Yeong, az önce telefonuma cevap mı verdin?
did you just answer my call?
Cevap verdin!
You answered the phone!
Verdin. Bütün bedeninle.
with your whole body.
Nasıl cevap verdin?
What did you tell her?
Neden kalmaya karar verdin?
Why did you decide to stay?
Sırf krem peynirli sandviçinin yarısını verdin diye seninle okulu kırmayı kabul ettiğime inanamıyorum.
I can't believe I agreed to ditch with you just'cause you gave me half your Brie sandwich.
Lily, bize gelen bazı davetiyelere bize haber vermeden cevap mı verdin yoksa?
Wait, Lily, did you RSVP to some weddings and not tell us?
O zaman ona dinleme cihazlarını niye verdin?
Then why did you just give her two bugs?
Ona bir bomba mı verdin?
You gave her a bomb?
Lord Hsieh, .. sahtekar oğlunun kızımı mahvetmesine izin verdin!
Lord Hsieh, you've allowed your conniving son to ruin my daughter!
O kadına 100 milyon dolar verdin!
You gave that woman $ 100 million!
Biz sana onun kim olduğunu söyledik, sen ise onu salıverdin.
But we told you who he was, and you still let him go.
Ona aşırı pozitif beynin artıklarını mı verdin?
You gave him leftover positivity brain.
Hayır, sen karar verdin.
No, you decided.