English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Y ] / Ya baban

Ya baban traducir inglés

1,453 traducción paralela
- Ya baban?
And your dad?
Ya baban?
And your father?
Peki, ya baban?
And your father?
- Ya baban?
- And your father?
Ya Baban?
Your father?
Ya baban?
What about your father?
- Ya babanız?
- What about your father?
Ya baban? O nasıl biriydi?
What about your old man, What was he like?
Peki ya baban?
What about your father?
Sonra babanı kuzeybatıya götürmen gerekiyor.
Then you're taking your dad to Northwestern.
Anneniz ya da babanız bir mi, yoksa...
So I'm not fired.
Er ya da geç polisler bunu yapanın baban olduğunu anlayacaklar.
Sooner or later the cops will figure out that it was your dad who has done this thing.
Annenle baban evlendikten yaklaşık sekiz ay bir hafta sonra doğmuşsun. Bu da ya erken doğduğun ya da birinin kaleciyi geçtiği anlamına geliyor. Anlıyorsun değil mi?
You were born eight months and a week after they got married which means either you arrived early or somebody slipped one past the goalie, you know what I mean?
- Yukarıya, babanı görmeye geldik.
- We were upstairs visiting your father.
Annenin uçuşunu ya da babanın süper gücünü.
Your mother's flying or your father's super-strength.
Babanızın şanının gölgesinde yaşamak ya da unutulmasını sağlamaya çalışmak yeteneğin israfı demektir.
Living up to your father's reputation or trying to live it down is a sad waste of talent.
Baban ve ben iki saatliğine Avrupa'ya uçtuk ve sen de parti mi veriyorsun?
Your father and I fly to Europe for two hours, and you throw a party?
Baban öldükten sonra Francesca Bracciano'ya gelmediğin için çok üzüldü.
Francesca was really upset that you didn't come to Bracciano when your dad died.
Tanrı'ya yemin ederim ben, baban sayesinde bu duruma geldim.
I swear to God. It's true that I succeeded due to your father.
Annen ya da baban arayabilir.
In case your mother and father calls you or something.
Aslında üvey baban Elena'ya hiç tecavüz etmedi, değil mi?
In fact, your stepfather never raped Elena, did he?
Baban Amerika'da yaşıyor, ama şuan iş için Japonya'ya geldi.
My dad lives in America but is now in Japan on business.
Ama Poirot'ya, çocukluğunuza ilişkin çok trajik bir hikâye anlattınız. Babanızın mezarını çiğneyen, kötü bir imparatorluğa sahip bir adam vardı.
You told to Poirot the story most tragic of your childhood, and of the man whose empire most evil trampled into the grave your-father -
Seni ve babanı CTU'ya götürüyorum.
I'm taking you and your father back to CTU.
Baban seni alıp CTU'ya geri götürmesi için birilerini gönderiyor.
Your father's sending someone over to take you back to CTU.
Baban bir toplantıya gidiyor.
Your father is on his way to a meeting.
Hep annemin babanı öldürdüğünü düşündük ama ya yanılıyorsak?
We always thought my mother killed your father, but what if we were wrong?
- Ya senin baban olsaydı?
- What if it was your father?
Aklına koca bir sandvici mideye indirmek ya da babanın Roma'da bir öğleden sonra ilişki yaşayabileceği laternacı gelmesin.
Now I'm not talking about the sandwich grinder... or the organ grinderyou mayfind locked in sweaty coitus with your father... one fateful afternoon in Rome.
Barry babanızı görmeye Reno'ya gitti.
Barry went to Reno to see your father.
Jordan, çantayı açtığın zaman, neyle karşı karşıya olduğunu anladın, sanırım senin için çözümdü, babanın elinden aldığı eski hayat şeklini geri alabilirdin.
And Jordan, when you opened that purse and saw what you walked away with, my guess is you figured out a way that you could regain the lifestyle your father cut you off from.
Baban bu tatlıya bayılıyor, Otis.
Your father loves this dessert, Otis.
Ya anne babanız?
What about your parents?
- Annen ya da baban?
Your mom or your dad?
Evet tabi öyledir. Ya da sadece, babanın restoranını sattığın için üzülüyorumdur. Yediğin somunu gizleyemezsin!
Oh, yeah, that must be it, or am I just upset that you're tanking daddy's restaurant so you can play "bury the baguette"?
Bette, peki ya senin baban?
Bette, what about you?
Delinda, baban Montecito'ya geri dönmeni istiyor.
Delinda, your dad wants you back at the Montecito.
Bridge! Sana söyledim ya, baban bomba yapmıyor.
Bridge, I told you Daddy is not making a bomb.
McGee baban ya da Ari değil.
McGee isn't your Father, and he isn't Ari.
Babanın ne planladığı hakkında bir fikrin varsa, Blake ve bizden bildiklerini saklarsan bu çok önemli bir suçlama ile karşı karşıya kalacaksın demektir.
If you have any idea what he was planning, Blake, and you withhold information from us, you're looking at a serious felony here.
Tıpkı, Nikki'nin sırtını dönüp gideceğini ummak... ya da Jake'in avukatlarının onu dışarı çıkaracak bir yol bulmalarını beklemek gibi. Yani ben buna inanmak isterim... senin baban gibi bir pislik herif bile... eğer gerçekten istiyorsa değişebilir.
Like, hoping Nikki will just back off... or that Jake's lawyers will find a way to get him out... so I'd like to believe that... even somebody as assy as your dad could be different if he really wanted to.
Baban senin bebeklerine ya da ayılarına dokunmuyor di mi?
Just like Daddy doesn't go touching your dolls or your bears.
Kalan ömrünü bana karşı güvensizlikle geçirebilir ya da beni, seni seven baban olarak kabul edebilirsin.
You can go on for the rest of your life being mistrustful of me, or you can accept me as your father who loves you.
Baban ya da başkası için çalışmıyorum.
I'm not working for your father or anyone else.
Ya da... Babanı kovdum. Dale geliyor ve senin odanı yeni bir dekor işi için kullanacağız.
Or... I kicked your father out.
Güven bana baban bu olayı öyle ya da böyle öğrenecek.
Trust me, your dad's gonna find out.
Akıllıca olanı yap -... babanın parasıyla gerçek bir avukat tut ya da üç avukat.
Do the smart thing... put daddy's money to work and get a real lawyer... or three.
Sokka'ya, bilge işareti, babanın kazandığı işaretin aynısı.
For Sokka, the mark of the wise, the same mark your father earned.
Eğer baban seni evde isteseydi, çoktan dönmene izin verirdi, Avatar'lı ya da Avatar'sız. Ama ona göre sen başarısızsın, Ateş Ulusu'nun yüzkarasısın.
If your father really wanted you home, he'd have let you return by now, Avatar or no Avatar but in his eyes you are a failure and a disgrace to the Fire Nation.
Ya size çarpsaydım? Anne-babanız ne derdi!
Had I hit you, I would've been in a lot of trouble.
Yargıçlar babanın kazandığı parayı kazanmıyor ya da benim babamın ve buradaki herkesin.
Judges don't make the kind of money your father did... or my father, or anyone who lives here.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]